İyi akşamlar sayın Hocam.Yıllardır insanların kafalarını karıştıran konularda bizleri harika bir şekilde aydınlattığınız için çok sağolun.Allah'a emanet olun.Saygılar,selamlar hocam.
Hocam ateist bir boşlukta sizin ilminize sığındım çok şükür yeniden inancımı kazanmaya başladım. Dinden çıkma sebebibim de bu konulardı lütfen çalışmalarınızı aksatmayin bizim için çok önemli . Allah yardımcınız olsun 🤲
Muhterem Hocam Gayet doğaçlama ve natürel bir konuşma olmuş. Sürç-i Lisan insana yakışan hoş hallerdendir. En vurucu ve nevi Şahsına münhasır videolarinizdan biri. Çok faydalandim şahsen . Ben anladiklarimi söyle özetleyebilirim, umarım doğru anladım. Islam hukukunun özgünlük ve tekelcilik iddiası yoktur. Hukuk din değildir, ama adalet dindir. Din, güzel ve maruf olan her genişlemeye, her fikri açılıma açıktır.
Hocam; bilinen en eski yazıları okuyan, büyük buluşcu bilgin Kazım Mirşan'ın okumalarını bilmemiz gerekir.Etrusk yazıları bilinmelidir. Sümer Levhaları bilinmelidir. Gök Tengricilik ; Roma Hukuku bilinmelidir. Dört Semavi din bilinmelidir. Daha sonra İslam Hukuku incelenmelidir. Boş bir kafaya ne koyarsanız o kalır.
❓❓❓❓ Hocam merhaba hazır hukuk fıkıh demişken kafama takılan şu soruyu sorayım Abdest olayını tarihsel bir uygulama olarak düşünebilir miyiz zira günümüz şartları ve kuran in indiği dönemi fiziki şartlar açısından degerlendirirsek gün içerisinde 5 defa veya en az 3 defa abdest almak bana çok mantıklı gelmiyor . Gün boyu evden hiç çıkmayan ve ya çalışma ortamları da en az evleri kadar temiz olan bizler namaz kılmak için sürekli abdest almak zorunda mıyız? Başka bir durumda şu ki çalışma sartlarimiz ortamlarimiz kılık kıyafet ve mesai saatlerimiz mola vakitlerimiz abdest alma işini adeta bir işkenceye çeviriyor ibadeti yapıp yapmama hususunda ikileme düşürüyor halbuki abdest zorunluluğu olmasa en azından sadece namaz için vakit ayırmak daha kolay olacak? Aslında anlatmak istedigiklerimi daha uzun örneklerle ifade etmek isterim ama değerli vaktinizi almak istemem umarım meramimi anlatabilmisimdir ?? Cevaplarsanız çok mutlu olurum Allah sağlık sıhhat versin..
Sevgili üstadım açıklamalarınız için çok teşekkürler.. umarız yüzyıllar öncesinde ve o günün koşullarında üretilmiş fıkıh Külliyatları içinde çözüm diye debelenen müslümanlar akla ve Kur'an'a uyarlar.. saygılarımla
İslam genel anlamda Hz.Adem'den bu yana vahiy yoluyla tekrar edilen inanç sisteminin adıdır.(Prof.Dr.Ali Osman Kurt-Doç.Dr.Dursun Ali Aykıt .Dinler Tarihi Ders kitabı ,30)Yani İslam,tüm peygamberlerin tebliğ ettiği dinin adıdır. Kuran'da ifade edilen konulara İslam öncesi Arap ,İbrani ve diğer toplumlarda da rastlanmasi da bu perspektifle bakıldığında son derece doğaldır. Bu bakış açısı sadece bizim keşfettiğimiz bir şey değildir.Dinler tarihçileri İslam'ı bu şekilde ifade ederler. Mesela "Sizden öncekilere farz kılındığı gibi oruç size de farz kilindi" ayetinde orucun sadece bize ve İslam öncesi Arap toplumuna değil ; bize ,bizden önceki pekçok topluma da farz kılındığıni gösterir. İslamı bir kelimeyle karşılamak gerekirse o kelime adalettir. Hukuk adaleti gerçekleştirmek için vardır.Dolayisiyla adaleti ve ayetlerin gerceklestirmek istediği hikmetleri tahakkuk için kullanılacak formulasyonlar değişebilir... İslam hukuku buna engel koymaz. Örf, tüm dunya hukuk sistemlerinde oldugu gibi Islam Hukukunun da feri kaynaklarından biridir. Seyyid Bey örfü aklen ve şeran güzel olan , selim akıl sahipleri yanında reddedilmeyen şey diye tarif eder.Atar ,Fıkıh Usulü,87. Mecelle'de yer alan aşağıdaki külli kaideler , örf ve adetin nass gibi bir delil olduğunu göstermiştir. 1.Adet muhakkemdir(hüküm koyucu)md.36 2.Adetin delaletiyle manayı hakiki terk olunur. md.40 3.Adet ancak muttarid (surekli -devamlı)ve galip(genel-yaygın) oldukça muteber olur.md.41 4.Orfen maruf olan şey ,şeran şart kılınmış gibidir.md.43 5.Beynettuccar (tüccar arasında)maruf olan şey ,beyinlerinde (aralarında)şart kılınmış gibidir. Md.44 6.Örf ile tayin nass(ayet-hadis) ile tayin gibidir. Md.45. Yukarıda Mecelle'de ifade edilen örf de Arap örf ve adeti değil 19. asrin ikinci yarısında cari olan Osmanlı-Türk örfüdür . Örf ve adete dayanan hükümler,örf ve adetlerin değişmesiyle değişebilir.Mecelle'nin "Ezmanin tegayyuru ile ahkamın tegayyuru inkar olunamaz" (Zamanın değişmesiyle hükümlerin de değişebilir olmasi) kuralı,bu esası ifade eder.(Atar ,91).Şihabuddin Karafi de cari örf ve adetlere göre üretilen hükümlerin bunların değişmesiyle değişeceğini ifade eder. (Abdulkerim Zeydan ,El-Veciz fi Usulil-Fikh,217) Ebu Yusuf adet uzerine bina edilmiş bir nassın hükmünün,adetin değişmesiyle değişebileceğini ifade etmektedir...(Atar,91)
Sizin mantıkla bakarsak kitabın hiçbir değeri ve hükmü kalmamıştır, anlamadan okumak ile anlayarak okumak arasında da bi fark kalmamıştır... hayata dair pek bi etkisi yok nasılsa
özgün olmayan bir dinden özgün bir hukuk'mu çıkmasını bekliyordun.. veya hukuku özgün değilse kendisi ögün olabilir'mi.. kuran'da,hadisler'de anlatılan hiçbişe özgün değildir.. mantığını çalıştır lütfen hocam,, hukuku özgün olmayan dinin kendisi özgün olablilir'mi..
@@muratgedik6643 güzel söz,, tüm dinciler mantıksız insanlardır dersek yanlış olmaz dimi.. ama güzel hocamız öztürk mantıklı bir insan.. mantığını çalıştırmamaya inat ediyor..
Mustafa hocam öncelikle Allahtan şifalar diliyorum. Bugün islam hukuku olarak isimlendirilen ve Kuran’da bahsedilen konuların islam öncesi Arap örfine dayandığını, Kuran’ın yeni özgün bir metin getirmediğini belirttiniz. Var olan uygulamalardaki arızaları düzenlediğini ifade ettiniz. Yanlış anladıysam lütfen düzeltiniz. Hz Muhammed (as), İbrahim (as) a zaman zaman atıf yapar. Arap tarihçileri de peygamberin soyunu O’na dayandırırlar. Arapların cahiliyeye dönemlerinde uyguladıkları bu hukukun İbrahim peygamberin hukuku ile bir irtibatından bahsedilebilir mi? Eğer bir bağ varsa cahiliye arabının hukukunun da ilahi olduğu düşünülemez mi!
islamdan önce o topraklarda İbrahimi haniflik olduğunu düşünürsek, islam geldiğinde yaşanan hukukla uyum göstermesi gayet uygun düşer. Bu detay önemli. islamdan önce mağara da yaşamiyordu Kureyş. hac yapıyorlardı. kurban kesiyorlardi. Allah i biliyorlardı. ona dua ediyorlardı. akraba ziyareti makbuldü. bunlar islamdan önce de bu kavim de olan şeyler.
Evet dediğiniz doğru. Burada asıl tepki görmesi gereken Sünni Müslümanlar. İslamiyet öncesi Arap foplumunu yamyam gibi tanıtıyor ve insanları yanlış yönlendiriyorlar
Hocam benim anlamadığım bir sey var dini kitaplarda ismi gecen peygamberlerin hikayelerine bakıyorum çok enteresan.Musa adam öldürmüş, kardeşi Harun, Musa 40 günlük Tur dağına gidip dönene kadar kavminin altın buzağı yapıp tapmalarina müsaade etmis.Yakup, Babası İshak abisi Esav'ı kutsayacakken, babasının gözleri görmediği icin babasını kandırıp abisi Esavin yerine gecip kendini kutsatmış.Yusuf kardeşleri sehirden çıkmasın diye Kardeslerinin heybesine matara koyup hırsız diye yakalatmış,Yunus görevden kaçmış,Davut Komutanının karısına göz koyup onunla evlenmiş hatta komutani da öldürtmüş, ondan oglu Suleyman doğmuş,Suleyman o kadar zengin olmasina ragmen hâlâ Sad 25.ayette kendisinden sonra kimseye nasip olmayacak bir zenginlik hükümranlık istiyor,İbrahim sehire girdiginde oldurulmemek icin Karısı Sareyi kizkardesi olarak tanıtıyor Bunun uzerine Sareyi Firavun sarayına alıyor fakat daha sonra İbrahimin karısı oldugunu öğreniyor İbrahime hakaretler edip sehirden kovuyor.Lut peygamberin tevratta anlatilan kızlari ile hikayesini burda yazamiyorum bile. Yine bakara 260 da İbrahim,Allaha ölüleri nasil dirilttigini soruyor.Allah, bana inanmiyormusun deyince İnaniyorum ama imanim tam olsun diye soruyorum diyor.Yani biz bugun "Allah bana kendini gosterse cok daha imanli olurum " desek millet kafirmisin der.Musa, Tur daginda Rabbin kendisine gorunmesini istiyor.Bugun biz Allah bize görünse desek topa tutuluruz. Peygamber Efendimiz kendinden 15 yas buyuk iki sefer evlenmis cocuklari olan oldukça zengin Hz Hatice ile evleniyor.Bugun sunnet diye böyle bir evlilik yapsak cevremiz kınar bizi davul dengi dengine calar diye.Yine Peygamberimiz 9 yasinda Ayse ile evleniyor hadi 9 olmasin 18 yasinda olsun bazilarinin zorlama yorumlariyla.yine gunumuzde 55 yasinda birinin 18 yasinda biriyle evlenmesi çokta hoş karsilanmaz.Bir diger konu evlatligi Zeydin boşadığı hanımı ile evlenmesi.boyle bir olayi bugun gerceklestiren kisiye toplum neler soylemez. bi de Peygamber olanlar hep birbirleriyle akraba iclerinde ,torun baba ve dede beraber peygamber olanlar var.İbrahim İshak'ın babası İshak Yakub'un babası Yakup , Yusuf'un babası yani buyuk dede,dede baba ve torun hepsi peygamber,bu makam babadan ogula mi devrediyor? Hepsi aynı cografyada yaşamışlar.Hatta Lut ile İbrahim,dayı yegen olup, birbirine çok yakın iki kasabada yaşıyorlar aynı dili konuşuyorlar,Cenabı Allah o zaman iki küçük kasabaya aynı anda iki ayrı peygamber gönderirken, asırlar sonra nufusun çoğaldığı farklı dillerde konusan bir cok medeniyetin dogmus oldugu donemde koca dunyaya bir tek peygamber gonderiyor.Bu da enteresan degil mi? Şu iddia edilebilir ; oralara da peygamber göndermiştir ama izleri silinmiş onların denebilir.O zaman mesela hak din olarak gönderilen Hristiyanliğı, 325 yılında İznik Konsilinde 3 lü teslis inancının kabul edilmesiyle tahrif olmus kabul ediyoruz,İslamiyet 610 yılında indi .Peki 325 yılında bozulan Hristiyanliga inanan insanlar yaklasik 300 sene bozuk inanca sahip olup Müşrik yada kafir olarak yaşarken Allah neden 300 sene kendisine Şirk koşulmasına müsade etmiş diye bir soru akla geliyor. Şimdi bunlara baktığımızda acaba bu bilgiler dogru mudur yanlış mıdır ? ya da tüm bunlar da bir hikmet vardır diye geçistirecekmiyiz ?
Metin bey, yazdıklarınızı okurken samimi söylüyorum mest oldum. Çok sevdiğim ve saygı ile takip ettiğim Sn.Mustafa hocam 💓 umarım ki sizin değindiğiniz bu hususlarla ilgili video çekip yayınlar.🙏 Şunu da özellikle belirtmeliyim ki, fıkıh ile ilgili bu video, inanılmaz zekice mesajlar içeriyor. Anlayana ve analitik yorum yapabilenler için muhteşem bir "istikamet gösterici" nitelikte gördüğüm bu videoyu, Mustafa hocamın tüm videoları içinde yemin ederim ilk 5'e hatta ilk 3'e koyuyorum.🙏👍 Mesajları müthiş... Saygılarımla, teşekkürler hocam.🤚
🤣👏👍 bir tane de ben ekliyim ! Şeytan ademe secde etmeyince , cennetten kovulmuştu . Nasıl tekrar kovulduğu , yasaklandığı cennete girebildi ve ademle havvayi kandirabildi? Ya binlerce soru var da bitmez İslam çok zengin bir din maşallah😁
Evet Kral çıplak diye birazdan bağıracak çocuğun içgüdüsü sende de kendini göstermiş. Tövbe tövbe şeytan defol diyip mantığını bastırıp susturmaman dileğiyle. Gerisi zaten gelicektir böyle devam ettiğinde.
@@uhruc1937 Meleklere secde edin dedik "diyor, Ama Şeytan Melek olmadığı için secde etmiyor sonra şeytana isyan ettin dşye kızıyor. " Kızlar bahçeyi toplayın diyip, sonra bir şey yapmayan oğlan çocuğunu cezalandırmak gibi bir şey. Tutarsızlığın biri bin para
Ohio.sen böyle sorulara kafayı takarsan kafayı yersin.dini basite indirgeyip algılamak lazım.yoksa işin içinden çıkılmaz.en basitinden alkol haram denmiş bu sayede o kadar çok kötülükten korunmuş ki.cinayet tecavüz vs nin büyük çoğunluğu alkolluyken işleniyor.muhtesem batı uygarlığı alkolün zararlarını tıbben keşfediyor ama hala filmlerinde her dakika misafirine bi kadeh viski ikram eden sahneleri gösteriyor bizlere
Çok güzel bir sunum olmuş hocam..Hala 1400 yıl önceki hükümlerin geçerliliği savunuluyor..Bundan tüm ilahiyatçıların vazgeçmesi ve evrensel hukuku savunmaları mutlaka şarttır.. Bunun için de sadece akıl ve mantık gerekli..Ülkemi akla ve mantığa davet ediyorum.
Mustafa hocam ağzınıza yüreğinize sağlık. Bu toplum aydinlanip içinde bulunduğu cehalet batağından kurtaracak da bu ancak sizin gibi ilim ve cesaret sahibi akademisyen ve çağı oluya bilen filozof kafaların sayesinde olacaktır.hakkaten artık yeter yüz yıllardır Arap örf ve adettlerini dinin merkezine koyup insanların beynini uysturduklarina artık yeter mızrak çuvala sığmıyor.hocam yine belli çevreler salyalarini akıtarak size saldırmaya başlamışlar hiç dert etmeyin biz sizin yanınızda yüz.sizin bu konuşmalarla bu millete nasıl büyük iyilikler yaptığınızı zaman gosterecektir Allah yar ve yardımcınız olsun selamlarcok çok geçmiş olsun acil şifalar dilerim.sag olun var olun.
Kuran'da Allah'ın şeriatında kanununda değişiklik bulamazsın diyor geçin bu işleri. Kuran'da ki açık hükümleri guncelleyemezsin yaparsan dini tahrif etmiş olursun
Sayın hocam Kur'an'a özgün değil dediğiniz hükümleri, daha önceki ibrahimî dinler tarafından getirilmiş ve o zamanki kültüre girmiş ve Kur'an tarafindan tashih edilmis olabilir diye değerlendirmek doğru değil midir ?
yani... Allah sağlık versin. biraz kuantum Fiziği, Evrenin oluşumu, Genel görelilik gibi fizik konularını okuyunca, aslında Tanrı'nın şalvarlıların iddia ettiği gibi değil, çok daha yüce olduğunu anlıyor insan.
merhaba sizi ilk defa izliyorum. ilk dikkatimi .eken kitaplığa çok yakın oturmuşsunuz. eğer müsaitlik varsa kitaplıkla aranıza biraz mesafe koyun. basık bir görüntü oluşuyor. birde soldaki yeşil aydınlatma elemanını kamera görmezse ve kitaplara direk ışık vurmazsa daha güzel olur. örneğin alnınız karanlık ama çeneniz ve göğsünüz çok aydınlık. yapmasanızda olur. sadece katkım olur diye yazdım. iyi günler dilerim.
Ahhh canim hocammm. Gecmis olsun. En kisa zamanda acil sifalar diliyorum. Covid-19 dan sonra boyle seyler oluyor ufak tefek siz dediniz diye yaziyorum yoksa anlatiminiz her zamanki gibi muhtesem. Her gun nas nas nas dedikleri nas’i anlattitiginiz icin cok tesekkur ederim. Bilmiyordum. Sayenizde ufkum acildi can hocam. Lutfen kendinize iyi bakin. Bizim icin cok cok degerlisiniz. Kiymetlimizsiniz. Dualarim sizinle. Saglik, mutluluklar dilerim can hocam. ! 🙏❤️😍
Değerli hocam videolarınızı ilgiyle izliyorum. Kafamdaki pek çok sorunun cevabını sizin bakış açınız ve yorumlarınız ile yerine oturttum. Size bir sorum var henüz cevap bulamadığım. Şu an yeryüzünde Zebur'a göre yaşayan bir millet veya ırk var mı? Bir de Budistleri din ölçütlerimizde nasıl konumlandıracağız? Bunlara cennet cehennem var mı? Bu konularda da bir program yaparsanız sevinirim. Selamlar saygılar sunuyorum.
Hocam sizi zihinsel olarak sıkan pek çok tabulardan kurtulduğunu gözlemlemekteyim bunları zaten ön görüyordum Almanyaya giderken içinde bulunduğunuz ve sizi kasan, boğan pek çok konuyu kuyu dışına çıkıp analiz yapabilir olduğunuzu görmekten memnuniyet duyuyorum daha iyi olacağınızı da bilmekteyiz yolunuz açık olsun HAYY olan Allahın sıfatının yansımalarına hoş geldiniz sevgi ve selamlar.
Sayın hocam. Bu değerlendirmen üzerine aklıma şu soru takıldı. Cevaplarlarsanız teşekkürler ederim. Rabbimizin muradı bizi hukuk bakımından serbest bırakmak mı ki ezeli ve ebedi ilmine rağmen niye herkesin daha iyisini yapamıyacağı evrensel kıyamete kadar sürecek aşkın ve geniş bir ilahi hukuku getirmedi? Niye mevcut örfi hukuktaki düzeltmeleri yeterli buldu..? Ne dersiniz?
Türk vatandaşı İsviçre medeni kanununa göre evlenen, İtalyan ceza yasasına göre cezalandırılan, Alman ceza muhakemelerine göre yargılanan, Fransız idare hukukuna göre idare edilen ve sadece İslam hukukuna göre gömülen kişidir”. Uğur Mumcu
Aldanmamak için okumalısınız Mustafa ÖZTÜRK gibi sözde okumuş hocalara aldanmamanız için, bir kardeşiniz olarak diyorum ki: OKUMALISINIZ Okumalısınız; okumalısınız; ısrarla okumalısınız. Lâkin okuduklarınızı anlamaya, görmeye, mânâ mahiyetine bakıp ders almaya çalışmalısınız; düşünmelisiniz; öğrenip uygulamaya çalışmalısınız. Bu okuma minvalinde ister DÎN ilmini (maneviyatı) okuyunuz, ister MÜSPET ilmini (maddiyatı), fark etmez; yeter ki, okuyunuz. Ve eğer Müslümansanız, azimli olup, evvelâ dinînizin gerekliliklerini ortaya koyan kitapları okumalısınız. Bu okuma istikametinde okunması gerekenler: 1- Müberra kitabımız Hz. Kur'an-ı azimüşşan-ı okumalısınız. (Not: Arapça okumayı bilmeyenler, Arapça dersi alıp, Arapça metninden okumalıdırlar!). Not: Arapça okumak konuşmaktan, konuşmak ise yazmaktan kolaydır. 2- Hadis-i Şerifleri okumalısınız. Kaynak: Kütüb-i Sitte. Sahih-i Buhari (صحيح البخاري), Sahih-i Müslim (صحيح مسلم), Sünen-i Nesai (سُنن النسائي), Sünen-i Tirmizi (سُـنَن الترمذي), Sünen-i Ebu Davud (سُنن أبو داوود), Sünen-i İbn Mace (سُنن ابن ماجة)'den okumalısınız. Ve diğer hadis-i şerif kitaplarını... 3- Rububiyyet Tevhidini, 4- Uluhiyet Tevhidini 5- İsim ve Sıfat Tevhidini okumalısınız. 6- Usul-i akaid-i (Îman bilgileri), 7- Usul-i fıkıh-ı (Dîn bilgileri), 8- Usul-i tasavvuf-u (Tasavvuf, kişinin dünyevi hayatın masivasından el-ayak çekmesi demektir. Masiva ise bataklık demektir. Bu bataklıktan kurtulmak ise, ancak tasavvuf minvalini ruhen, bedenen, aklen ve kalben takibe durmakla olur). 1- Farz-ı, 10- Farz-ı Ayin-i, 11- Farz-ı Kifaye-i, 12- Vacib-i 13- Sünnet-i, 14- Sünnet-i Seniyye-i, 15- Sünnet-i gayri müekkede'yi, 16- Haram-ı, 17- Haram-li ayni'yi, 18- Haram-li gayri'yi, 19- Tahmrimen mekruh-u, 20- Tenzihen mekruh-u okumalısınız. 21- Peygamber efendimiz Hz. Muhammed (s.a.v)'in ve diğer tüm peygamberlerin hayatlarından az da olsa okumalısınız. 22- Hulafa-i Raşid'in-i yani Ashab-ı Kiram-ı "Hayatü's Sahabe/Sahabelerin Hayatı" isimli kitaplardan ve sahih kaynaklardan okumalısınız. 23- Ehl-i Beyt'i, 24- Aşer-i Mübeşşere-i, 25- Tabiîn-i, 26- Teba-i Tabiîn-i, 27- Müçtehiçleri, 28- Mücedditleri, 29- Ulema'yı (Ulema'nın tekil olanına Â'lim denir), 30- Erkek ve Kadın Evliya'yı (Evliya'nın tekil olanına 'veli, veliye' denir), 31- Ehl-i Sünnet Hocaları, 32- Müteallimleri okumalısınız. Vel-hâsıl kelâm: İslam'a hizmet edip göçmüş ve ayrıca hâlâ da tüm benliği ile İslâm'a hizmet eden diğer büyüklerin hayatlarını ve İslâm'a kattıkları faydaları içeren kitapları araştırıp-bulup okumalısınız. Bunlarla beraber, Müslüman olsunlar veya olmasınlar, fark etmez; ilim ilimdir. Az da olsa her zaman için fayda mülahaza eder. Binâenaley, 33- Öğretmenlerden, 34- Doktorlardan, 35- Bilim insanlarından bilgi edinmek için az da olsa okumalısınız. Bu okuma minvalleriyle ruhunuz rahatlar, bedeniniz hareketli olur, aklınız keskinleşir, ufkunuz açlır, kalbinizin isteme sistemi merkezine İLHAK olan hissiyatlar kuvvetlenir ve izhar etmede yanılma payınız azalır, anlama hususunda pek zorluk çekmezsiniz, kelime hazineniz zenginleşir, soru sorulduğunda, cevap verebilme yeteneğiniz olur. Evet, kendinizi geliştirip karanlıktan kurtulmak istiyorsanız şayet, mutlaka okumalısınız. Ve anlayarak, görerek, burada hem meal hem tevsir okumalısınız. Önemli not: Lütfen meal (yani anlam), tefsir ve mânâ kelimelerini birbirine karıştırmayınız. Zira meal okuduğunuzun açıklamasıdır, tefsir ise okuduğunuzun nihayetinin daha sarih anlaşılması ile birlikte karara bağlanması için kesin bir hüküm teşkil eden en geniş açıklamalı bir ana metottur, yani ne yapılması gerekiyorsa, yapılması gereken o haktaki bir hükümü nihayete kavuşturur. Mânâ ise derinliktir. Bunun iki yönü var: Bunlardan biri gaybi, diğeri zahirî yöndür. Gaybi yönü tamamen gizlidir. Zahirî yönü ise açıktır, lâkin buna ulaşmak imkansızdır, en azından normal insanlar için. Al-i Îmran Sûesi, 3/7. Ayet-i Kemirme'ye bakınız. Mustafa ÖZTÜRK, bir de bir şöyle bir mevzuu ele alıp anlatsın ve bunun adını da Arap örfü koysun! Nesh edilmemiş bir Ayet-i Kerime örneği; Maide Sûresi, 5/38. Ayet-i Kerime'si şöyle anlaşılmalıdır: Kişi hırsızlığı kendisi için mi, yoksa başkası için mi yaptı? Başkası için yaptıysa, bu girişi mi metazori ile mi oldu, yoksa istekli olarak mı tahakkuk etti? Eğer yaptıysa hangi nedene dayalı olarak yaptı? Yani sadece mala zarar için mi, zor durumda kaldığı için mi, yoksa zevkine mi yaptı. Ve bunu daha önce yaptı mı? Ve ayrıca psikolojisi mi bozuk? Değilse, çaldığı ne idi, yani sıradan bir mal mı idi, yoksa yoksa para mıydı? Bilin ki, İslam da 'kol kesmek' bile öyle birden yapılmaz. Bu meseleler fıkhi meselelerdir. Öyle Mustafa ÖZTÜRK ve aynı aklı taşıyan diğer sözde okumuş hocların meselesi değil. Zira görülen o ki, Mustafa ÖZTÜRK ve onun gibiler Kur'an-ı ve hadis-i değil de, kendi görüşlerini beyan ediyorlar. Yani geçersizliği var ve olur gibi gösterip toplumun cahil kesimlerini kandırabiliyorlar. Selâm ve dua ile...
Şehirler arası yolda hız sınırı 50 km 79 km hızla gittiği için vatandaşa 1800 TL ceza gelmiş gerçekten İslam fıkhı nin acilen güncellenmesi lazım bu yasayla köy bile idare olmaz
Hocam mükemmel bir açıklama, tebrik ve teşekkür ediyorum. Şatibinin önerdiği gibi kuran dan prensipler çıkartıp onun üzerine hukuk kurmak gerekir diye düşünüyorum
Roger Garaudy - Entegrizm kitabında İslam'ın hukuk alanına ait yaklaşımları ve şeriat kavramını örnek olarak verdi. Bizim ilahiyat camiasından da, M.Zeki İşçan, Ethem Ruhi Fugalı, Ahmet Akbulut ya da İlhami Güler gibi akademisyen arkadaşlarında Kur'an Kerim'de geçen örfe dayalı hukuk anlayışının Din'in aslı olmayacağına dair benzer yaklaşımları mevcut. saygılarımla
Sayın hocam günümüzde normal hukukun uygulanabilme oranı yüzde kaçtır tartışma konusu oluyorken böyle bir konuyu ele almanız, gerçekten özellikle günümüz meselelerini aydınlatmak bir yana, ışığın şiddetinden günümüz meselerinin problemlerinin adeta yok olmasına sebebiyet verebileceğinden dolayı... Hocam insanımıza hayırlı olabilme ihtimali biraz daha yüksek konulara değinseniz daha bi güzel olmaz mı?...
kurandaki yaklaşık 250 tane olan hüküm ayetlerini ne yapcaz hocam,bi kaç videoda da bu ayetleri/hukuk alanlarını açıklar mısınız, mesela adam öldüreni öldürmek yani kısas ayetini bu zamanda uygulayamayız mı diyorsunuz, bu emir farz mı,farz ise kimlere farz?
Hocam güncelleme meselesinde Kelam'ı ayırdınız ama asıl güncellenmesi ve ayıklanması gereken konular kelam konuları Çünkü bu gün müslümanların islam fıkhını kullandıkları zaten çok az özellikle hukuk alanını kullanmıyorlar. Müslümanlar kelami konularla daha çok içli dışlı durumdalar. Bu alanın peygamber sonrası siyasi ortamdan çok etkilenerek oluştuğu malüm bu siyasi projelerden arındırılması gerekli
Müslüman olmanın şeriat ile yönetilmeyi gerektirmeyeceğini, başka hukuk sistemlerinin uygulaması altında yaşayarak da müslüman olunabileceğini söylüyorsunuz. Size katılıyorum. Fakat bence bu aşamayı geçmeliyiz artık. Artık nasıl yaşarsak Allah'ın rızasına uygun yaşayacağımızın, hangi kuralları uygularsak adalet konusunda daha iyi duruma geleceğimizin üzerinde düşünmeliyiz. Bunu yaparken de dini metinlere saplanmamalı, geniş düşünmeli, farklı kaynakları okumalı fakat en nihayetinde kendi görüşlerimiz oluşturmalıyız. Bugün ülkemizin adalet konusunda iyi bir yerde olduğunu söyleyebilir miyiz? Suçlular hak ettikleri cezaları alıyorlar mı? Haksız yere cana kıyan birini 20 yıl hapiste yatırıp sonra salmak adil mi mesela? Aile hayatıyla ilgili sorunlar adalete uygun şekilde çözülüyor mu? Yani bizlerin görevi kendi gerçek sorunlarımıza en doğru ve adil çözümler getirmemiz değil midir? Allah'ın bizden istediği kendimizi ve toplumumuzu iman, ahlak ve adalet açısından bulunduğu durumdan daha iyi duruma getirmek değil midir? Bunu yaparken de sürekli kitaplara, başkalarının yazdıklarına bağımlı olmak yerine biraz cesur davranıp kendi akıl ve vicdanımıza danışmamız, dürüst ve adil olmamız gerekmez mi? Müslümanlar ne zaman aydınlanacak ve kendilerini değiştirecekler? Bence ihtiyacımız olan şey bu: Hayata aktif katılım ve onu iyi yönde değiştirip dönüştüme becerisi.
Ali bey merhabalar yorumunuza bir devrin sonunun geldiğinden bahsetmişsiniz.mustafa hocamın sozlerinden aynı anlamı çıkara bildigimizi umuyorum. Bin dört yüz küsur yildir bize Arap orfunu din diye Hz Muhammed'in o dönemin sapitmis Arap bedevi toplumunu biraz olsun insanilestirmek için ortaya koyduğu çabayı ve bu hususta sarf ettiği sözleri vahyin tasavvurunu anlayamamış kişilerin Allah kelamı diyerek insanlara dayatmasinimi anlayalım.sahsen ben öyle anlıyor ve bu konuda sayın Mustafa Öztürk hocamızı sonuna kadar destekliyorum.bana itiraz edecek olanlara şunu söylerim dönün aklederek Allah'ın kainattaki eşsiz eser ve kudretine bir bakın sonrada Allah'a atfedilen sözlere bir bakın ne demek istediğimiz gayet iyi anlaşılır.
Hocam, sizi yılllardır takip ediyorum, Allah selamet versin, şifa versin diyorum. Din ile ilgili konulara yaklaşımınızı ve üslubunuzu son derece tutarlı ve kıymetli bulduğumu belirtmek istiyorum. Konuya girecek olursam, insanımızın Allah tasavvurunda ve din algısında büyük bir yanılgı içinde olduğunu düşünüyorum. İçerik ve özden ziyade şekilcilikle dindar olunduğunun savunulması malesef günümüz müslümanlarının bir çıkmazı. Videoda da bahsettiğiniz üzere namazın/salatın bir dua ve zikir olduğu belli iken bugünkü uygulamasına baktığımızda "Boynumuzun borcu, ödememiz gereken bir ibadet" zihniyetiyle kılınan ve ne kadar çok rekat olursa o kadar çok sevap kazanılacağı, dindar olunacağı düşüncesiyle insanların sadece kılıp kurtulunması icap eden bir "yükmüş" gibi komik durumlara düştüğü görülmektedir. Velhasıl mevzu derin... Dine getirdiğiniz farklı bakış açısı (kozadan çıkmış kelebek misali)ve bizleri aydınlatıcı çalışmalarınızdan dolayı çok teşekkür ediyorum, hakkınızı helal edin. Allah muvaffak etsin. Kalın sağlıcakla...
İşin Dini-teolojik kısmı ayrı olmakla birlikte. Ben Türkiye'nin seçtiği yol bağlamında değerlendireceğim. Türkiye eksiklikleri olmakla birlikte "Laik" bir ülkedir. 1937'de Anayasaya girerek. Toplumsal kuralların başta, hukuk olmak üzere din referanslı olma yapısını kaldırdı. 24. Madde de şu an bunu açıklamaktadır açık bir biçimde. İslam Hukuku zaten uygulanmamaktadır. Olması gerektiği gibi usun ve bilimin, yaşamın değişkenliği gerekçesiyle pozitif hukuk uygulanmaktadır. Uygulanmayan bir İslam hukukunu güncellemen, içtihat yapman hiçbir işe yaramayacaktır. O yol kapanmıştır bu ülke için. Gereksizdir. İslam hukukunu tıpkı Roma hukuku, kilise hukuku gibi tarihi, yerel ve arkaik olması nedeniyle sadece hukuk tarihi başlığı altında ders niteliğinde eğitimi verilebilir ama uygulama bağlamında karşılığı bulunmamaktadır. Günümüzde hiçbir hukukçu ve hukuk felsefecisi, İslam fıkıhına gerek duymaz. Gerçekçi olan budur. Sn. Hocamız bu gerçeği dile getirmiştir.
Selamün aleyküm,Değerli Hocam Size çok samimiyetle ve şiddetle tavsiye edeceğim bir ayeti kerimeyi uygulamanızı rica ediyorum. "(Ey insanlar!) Eğer Allah’ın rahmetine ulaşmak istiyorsanız, Kur’ân okunduğu zaman, hemen sesinizi kesip onu dikkatle dinleyiniz. Araf suresi:204 Kuranın Tamamını veya en az Bakara ,Ali imran veya vd surelerini Bir başkasından başından sonuna kadar kesintisiz anlamını mealen dinlemenizi rica ediyorum. Kendi Mealinizi bir başkasından da dinleyebilirsiniz yada Youtubda mealen okuyan programlar var ,Şahsen ben o şekilde dinliyorum çok feyiz ve huzur buluyorum. Kurana parçacı yaklaşımları en iyi izale eden bir çözümdür.
bu video çok yere çekilir hocam bence kaldırıp yeni bir video çekmekte fayda var. kuranın neredeyse bütün ayetlerini haşa önemsiz,özgünsüz,geri kalmış şekilde anlatıyorsunuz gibi.ozaman biz sadece tanrıya mı inanalım yani.kuranın inmesinin hikmeti nedir ozaman?kendinizin tekrardan izlemenizi tavsiye ederim
Hem olur, hem olmaz… Biraz olur, biraz olmaz… Orada olur, burada olmaz… Bazen burada olur, bazen orada olmaz… videonun bir yerinde olur, başka yerinde olmaz… 😴
Hocam kendi mealinizde Neml 49da Semud kavmiyle olan ilgili ayette 9lu çete "Allah'a andolsun"diyor.Ama siz "Allah "sözcüğünü cikarmissiniz mealde neden?
Ağzınıza sağlık. Çoğu Müslümanın bir anda bunları kabul etmeleri imkansız tabii. Umuyorum, zamanla aklı eslim ile düşünüp, söylediklerinizi araştırırlar ve Kur'an'ın gerçek amacının ne olduğunu anlarlar. Din şeriat değildir, şeriat-Hukuk da din değildir çünkü. Din adalettir, şeriat ise dönemsel olarak bunun şartlar göz önüne alınarak farklı uygulama biçimidir. Ayrıca tekrar geçmiş olsun. Rabbim acil şifalar versin.
Mustafa Öztürk, Falih Rıfkı Atay'ın Çankaya kitabındaki bu sözleri hakkında ne düşünüyor? “kemalizm, aslında büyük ve esaslı bir din reformudur. tanrı, bir paygambere verdiği şeriatı, ikinci bir peygamberde değiştirmekle, hatta kur'an'ın bir ayetindeki emrini başka bir ayette kaldırmakla hükümlerin toplum evrimini izlemesi gerektiğini göstermiştir. fıkıhta buna "nesih" diyoruz. muhammed, son peygamber olduğuna göre, ondan sonra nesih hakkı insan aklına kalmıştır. onun için islâm bilginleri, ''zamanla hükümlerin değişeceği'' içtihadında bulunmuşlardır. mustafa kemal’in yaptığı işte bu nesih hakkını kullanmaktı. islâmda bütün şer'î meseleler iki büyük bölüme ayrılmıştır: birinci bölüm, ahreti ilgilendirir ki ibadetlerdir: oruç, namaz, hac, zekât! ikinci bölüm, dünyayı ilgilendirir ki bunlar da nikâh ve aileye ait hükümlerle muamelât denen mal, borç, dava ilişkileri ve ukubat denen ceza hükümleridir. kemalizm, ibadetler dışındaki bütün âyet hükümlerini kaldırmıştır. kaldı ki insan aklı nesih hakkını farzlar üzerine de götürebilir; zekât kazanış ve gelir vergilerinin bulunmadığı bir devrin mirasıdır. hac, kâbe'den faydalanan mekkelilerin müslümanlığını sağlamak için konmuştur ve bu döviz çağında hicaz “dışındaki hiçbir yabancı müslüman halkı buna zorlanamaz. namaz şekli de iskemle olmıyan entarili bir halkın yaşayışına uygundur. pantolon, etek ve hele başkasının ayağı değen yere yüz değdirmeyi yasak eden hijyen devrinde yürüyemez. cenaze namazını neden ayakta kılıyoruz? camiin dışında olduğu için! bugünkü hijyen anlayışına göre caminin içi ile dışı arasında fark yoktur. atatürk ibadet devrimine ezan ve namazı türkçeleştirmekle başlamıştı. gerçekte verdiği ilk emir ezan ve namazın türkçeleşmesi idi. muhafazakârların sözcülüğünü yapan inönü, atatürk'e yalvarmış, önce ezanı türkçeleştirelim, sonra namaza sıra gelir, demişti. arkadan dil ve kur'an metni meseleleri çıkıp namazın türkçeleşmesi gecikti idi. “atatürk sağ kalsaydı ibadet reformu olacağında da şüphe yoktu."