Birini anlamak onun yanında yer almak demeye gelir. Üstelik bu kadarla da sınırlı kalmaz, anladığımız kimseye karşı içimizde bir sorumluluk hissi doğar. Olaya öte ucundan girdiğimizde gerçek daha belirgindir: Kimden yana isek en çok onu, giderek ancak onu anlarız. Kime karşı mes'uliyet hissimiz varsa, kime karşı mükellefiyetlerimiz olduğunu kabul etmişsek onu anlamış sayılırız. Ve'l-Asr, İsmet Özel
Sansüre uğradığı ve telif atıldığı için internette bulunamıyor sanırım. Bendeki arşivde mevcut. Telifli olduğu için parça parça görüntü kullanmak durumunda kaldım.
Rıhtıma varmayan ey katmerli sevgilerin dokunduğu his uyan ve söyle nedir aşk ve ölüm. Her ne ise söyle. Her ne değilse de. Vapurda çay ve simiti bir yerden yayınlasan çok iyi olurdu
Farklı düşünseniz bile o kadar kaliteli ve etkili konuşuyor ki, gerçekten inandığı şeyleri mantıklı ve ikna edici bir üslup ve fikirle sunuyor, illa ki etkileniyorsunuz.
Okudukça daha çok düşünmeye aç olduğumu hissettim düşündüm hayran kaldım daha dün arkadaşı tarafından anlatılan üniversite yıllarını içeren bir yazıyı bulup okuyup kendi üni hayatımın boşlukla geçiyor olmasına üzülüp dertlenmiştim "o eski kadim iklim nerede sürüyor?"
@@ozill5458 "öğrenci evlerinde yazar dostlar" yazarsanız çıkar yazıda birçok edebi ismi bulacaksınız hatta aa o da mı gelmiş deyip şaşıracaksınız yalnızca ismet özel yok yazıda, edebiyatın kalbi nasıl atmış esasen o var
(10:58) Türk Milleti sabrı, karakter haline getirmiştir.... İsmet hocam, yüksek müsadelerinizle, bu görüşünüze ( kısmen) katılmadığımı size arzetmeme izin verin. Sabrı, kollektif sabır ve bireysel sabır diye ikiye ayırmak, meseleyi daha kolay anlaşılabilir hale getirecektir. Bireysel sabır: zoraki katlanış haline sabır denmez. O ızdırap duyduğun derdine, tahammül etmeye çabalamak denir. Bu çabada, içsel bir direnç vardır. Yani kişinin içinde, bu derde itiraz eden, direnen biri(hannas) vardır. Ve aynı zamanda bu itiraz edeni tutan ve önünü tıkayan bir (öz) ben vardır. O tıkanma noktasında, benzer duygular birikir, birikir ve belli bir yüksekliğe ulaştığında ya taşar yada engeli yıkar. Çünkü hiç kimse, kendi duygularından daha güçlü değildir... Allah-u Teâlânın, kulundan istediği, tavsiye ettiği ve Razı olduğu sabır(sabrın hakikati) ise; kulun, katlanmaya icbar edildiği derdini sevmesidir. Burada direnç gösteren, itiraz eden kişi(hannas) ölmeden önce ölmüştür ve duygusal birikme yoktur, dolayısıyla da bir taşma söz konusu değildir. Yüce dinimizin adıdır İslamiyet yani Teslimiyet. Tüm dikkat, tam teslimiyettir.(Şimdinin Gücü - Echarte Tolle) Her olan şey, onun olmasına izin verenin hatırına(Allah-u Teâlânın hatırına) kabule şayan bir değer taşır.(İ.Ö.) Yani her bireysel dert ve sıkıntı, kulun ölmeden önce ölme pratikleridir. İlahi bir yardımdır. Öyle bir yardım ki, ancak Alemlerin Rabbı olan, Rabb-ı Rahmânımızın ve Şefkatli Malikimizin gücünün yetebileceği kadar büyük bir nimetin ikramıdır, her dert ve her sıkıntı. İtiraz ve direnç ise Allah-u Teâlânın fiillerine Teslim olamamaktır.( Buradaki bilinçsizliği, Allah-u Teâlâ dilerse mazeret olarak kabul edebilir.) Uğranılan derde ve sıkıntıya bilinçli olarak yapılan itiraz ve direnç ise (ki burada hannas ile özdeşleşme söz konusudur. Çok uç bir nokta olan hannasda fenaya eriş vardır.) İslam dairesinin dışına savrulmadır. Tövbe edip, Kelime-i Şehadet getirerek tekrar İslam(Teslim) dairesine girmeyi gerektirir. Yani sabır, İman konusuyla direk ilgilidir. Sabrın, hafife alınması ve öneminin yeterince anlaşılamaması, sabır tanımının uğradığı anlam kayması ve anlam kaybı sebebiyledir. Buradaki farkındalık kişiye özeldir. Hiç kimse, bir başkası hakkında bu hükmü(küfür) veremez. "- Bir kişi yanınızda açıkça Allah'ı inkar etse(bilinçli olarak küfrü gerektirecek bir söz etse, haşa)ve bir çeşmenin yada bir duvarın arkasından dolanıp gelse. Artık o kişinin küfrüne şahitlik edemezsiniz. Belki o duvarın arkasında tövbe etmistir." (İmam-ı Azam, Ebu Hanife"ks") Kollektif Sabır: Toplumsal sabrın, her bir alan için tek tek ele alınması gereken vechesi olabilir. Bir çok ayrıntıya inmemiz gerekebilir. En genel anlamıyla Vatana, İslama ve İslam'ın kutsallarina, Millete, Bayrağa ve Devlete yapılan bir dış saldırıda sabır, söz konusu bile olamaz. Angajman kuralları gereğince karşı hamle yapılır. Mü'minlerin emirinin(devlet başkanının) önderliğinde bir devlet kararıyla olur. Kişisel hamle emir ve komutayı zaafa uğratır, faydadan çok, zarar getirebilir... Türk milletine ve yukarıda saydığım kutsallarına yapılan bir iç saldırıda ise insiyatif devletin ve devlet başkanının (siyasetcinin değil) hizmetine talip olduğu Türk milletini ve Türk milletinin hukukunu ve Vatanı korumakla ilgilidir. Sabırla ilgili değil. Özellikle burada kişisel hamleler anarşiye ve karmaşaya yol açar. Kollektif sabırda bir tek kişinin başına gelen bir sıkıntıya ve derde(hastalık ve açlık gibi...) toplumun geri kalanının sabır gösterme gibi bir hakkı yoktur. Buna kollektif sabır değil, kollektif bencillik denir.Tok yada aç, hiç kimse, komşusunun açlığına sabır göstermeye hakkı yoktur. Yani kişi bir başkası adına sabır gösteremez, sabır, kendisiyle ilgilidir. (11:20) Taşmayan sabır, sabır değildir... Saygı değer İsmet hocam, yukarıdaki önermede yapacağım değişikliği, küstahlık olarak algılamayın lütfen. Taşan sabır, sabır değildir; zoraki katlanıştır... Sosyal sabır konusu olarak işlemeyi düşündüğüm, sabrın karaktere dönüşme halini, izninizle, ayrı bir konu başlığı olarak ele almaya çalışırım İnşaallah. Saygılarımla.
Dakikalarca kahkahalarla güldüm abartısız 😇 hele en sondaki o duruşu 😂 " caniniz cehenneme " insan öğrenirken de gülermiş,bazi hallerin ne komik hocam 🥰 müthiş bi bilgi deryası.cok değerlisiniz iyiki varsiniz hocam 🌹
Müslüman takvimine göre 14 cemaziyelevvel 1414 te doğmuşum bunu İsmet özel sayesinde Farkettim 11.11.11 -12.12.12 gibi tarihlere hep bir gıpta etmiştim özel bir şeyler barındırdığını düşünmüştüm bu tarihte evlenmek gibi çocuğunun doğumu gibi hadiseleri yaşamak ancak ancak ben doğumumda zaten bizim takvimimize göre bunu yaşamışım
Necip fazıl hayadan ötürü peygamber efendi mize hep (O ) diye dermiş. Saygısı böyle iken , sen kimsin de Necip fazılı beğenmiyor sun. Dengesiz sen kim içinçalışıyorsun.
Bu video neden böyle, TRT neden telif atıyor biliyor musunuz? İsmet Özel sansürlü. TRT yayınlarının hepsi arşive kaldırılmış. Vapurda çay sohbet bütün bölümleri izlersiniz ama İsmet Özel kaldırılmıştır.
Tayyip Erdoğan özgür özel soyadı hakkında nasıl acayip bir soyadı diyor. Özgür özel'in cevabı: Ey Tayyip bunun hesabını İsmet özel'e vericeksin diyor. Bunun videosu var.haberlerde.bulun.😂😂😂
Erdoğan ise her ikisine de çelmeyi takmış bir liderdir. Erdoğanı küçümsemeyin, zamanı gelene kadar kullanıldığı düşünülen adam, karşısındakileri kullanmıştır. Fetönün tasfiyesi de bunun ispatıdır.