İstanbul, yüzyıllar boyunca birbirinden farklı medeniyetlere ev sahipliği yaptı. Hakkında sayısız efsane anlatıldı, her seferinde yeni bir isme sahip oldu. İstanbul’un kuruluşu hakkında en meşhur üç efsanede ilki Hz. Süleyman ile ilgiliydi. Kendisine karşı büyüklenen ve hakimiyetini kabul etmeyen Kral Ankur’u yenen Hz. Süleyman daha sonra onun kızı Alina ile evlenmiş ancak Alina yeni hayatına alışamamıştı. Hz. Süleyman’dan kendisine bir saray yaptırmasını istedi. Bunun üzerine cinlere, insanlara, kuşlara ve esen rüzgara emir veren Hz. Süleyman, İstanbul’u bulmuş ve Sarayburnu’nda yeryüzünün en güzel mabetlerinden birini inşa ettirmişti. Bu efsaneyi ise Evliya Çelebi, Yunan bir tarihçiyi kaynak göstererek anlatmıştı. Bir diğer rivayette ise Yanko adlı kısraktan doğma bir hükümdarın, gördüğü rüya üzerine İstanbul’u bulduğu ve burada kendisine tapınılmasını istediği anlatıldı. Ancak kahinler onu uyarmış, şehrin büyük bir felakete sürüklendiğini söylemişlerdi. Bunun üzerine Yanko şehrin her yanına tılsımlar yaptırmış, ancak korkunç depremden kaçamamıştı. Sonuncu ve Bizanslıların kabul ettiği efsanede ise, Yunanistan’ın Megara kentinden gelen Byzas adlı gencin Sarayburnu’na hayran olduğu ve burada kendisine yeni bir kent kurduğu anlatıldı. Hatta Byzas, karşı kıyıdaki kente bakıp ‘Burayı değil de karşısını beğenenler ancak körler olabilir’ demiş ve oraya körler ülkesi anlamına gelen ‘Kalkedon’ yani ‘Kadıköy’ adını vermişti.
#İstanbul #AnormalTarih #hikaye
31 июл 2020
