Bager Bey in sunduğu işler, tam peşinde olduğum ilgi çekici işlerdi... Ayrıca İlker Hocam, Flu tv nin bir sanat projesi olduğuna bende inanıyorum, sonuçta youtube diye adlandırılan bir platformda farklı dinamikte bir iş yapıyor ve ayrışıyorsunuz... Hiç abartmadan son 2-3 yılda hayatımda en değer verdiğim oluşumsunuz. Sağlıkla kalın...
Yalniz Flu tv sanat projesi olmakdan çıktı, artık başka bir media şirketinin altındalar, diğer ünlü youtuberlar da bu company nin içinde yani,it's not that something you can call it piece of art anymore.
Bu abiyle felsefeci abiyi bir araya getirelim dediklerini yalın alpay yorumlasın . Ortalama izleyici kitlesi erir fkfkkgmd programın adı da olmaz öyle saçma "olmaz öyle saçma şey"
her icerik gibi bu da cok iyi ya. umarim izlenmiyor diye bitmez. bager akbay''in dusunme tarzi cok ilginc. ogrenilecek cok sey var kendisinden. saygilar : )
"Bence Flu TV'yi izleyen bir suru kisi de bundan etkileniyor. Yani, senin orda gordugun o vizyonu goruyor ve bundan etkilenerek isin icine giriyor." Bager Akbay | Flu TV Uzerine
"-Her sanat eserinin alametifarikası aynı yönde olmasın. +Ee değil tabii. -Atıyorum; biri güzel gözüksün, biri sana başka bi şey anlatsın.Şimdi beni etkileyen... +Ama saydıkların içinde hiç boş beleş yoktu. -Tabii tabii bunlar öyle. +Ama çok boş beleş iş var! -Ee ama demokratikleşme bunu getirir. Boş beleş işlerin sayısı arttığı için iyi işlerin sayısı azalmıyor. +Ben kültür endüstrisine karşıyım! -Tamam ama bizim de ona alternatif metotlar geliştirmek için taktikler oluşturmamız gerektiğini düşünüyorum. Yani hikaye o aslında..." Wow, müthiş keyifli ve verimli bi diyalog. Çok teşekkürler!
Merhabalar, belki bu yorum kaynar görmezsiniz ama yine de yazmak istedim. Ben Boğaziçi Makine'den yeni mezun olmuş ve napacağına karar verememiş arayış içinde olan bir insanım. Benim bu zor geçiş sürecimde olaylara bakış açınız, aktardığınız 'yorumlarınız' çok etkiledi. Fakat bunlar şaşırtıcılığını yitirmiş ve yerini zaten beklediğim hoş sohbet ve zeki insanlar programına bırakmışken Bager bey geldi. Kendimi birçok açıdan zorlamaya çalışan bir insan olarak hiç duymadığım, üzerine düşününce kafamı açan bu kadar dolu sohbetler ve fikirler için çok teşekkür etmek istedim. İyi ki varsınız. Kolay gelsin.
Bager hoca "iyi iş nedir?" sorusunun cevabını vermemiş. İyi olabilecek işin ortaya çıkarılabilmesi için sahip olunması gereken bakış, ruh hali, yaklaşım biçimi nedir, onu anlatmış. Bu, iyi işi göstermekten daha değerli. Balık vermemiş, tutmayı göstermiş.
20 dakikalık formata sığmayacak sohbete oturulmuş. Ama yine de sığmış. Neredeyse her cümlenin altına uzun uzun konuşulur. Ama yeterli olmuş. Nasıl olmuş anlamadım. FluTv altındaki en beğendiklerimden oldu. Elinize sağlık :)
Felsefe konsepti ile bu konsept bence çok kaliteli. Ayrıca kaynaklar verip meraklılarına yol göstermeniz çok güzel millet olarak böyle serilerden kültürleniyoruz.
Her farkındalık yaratan eylemi, sorgulamaya yol açacak her türlü üretimi ya da farklılık oluşturan her durumu sanat olarak adlandıramayız. Bu tutumla tarihe değer katmış her bir kitabı, sözü, düşünürü, bilim insanını, deneyi, makineyi vs. sanat kategorisi altında toplamamız gerekir ki bu durumda ''sanat'' hiçbir şeye dönüşür. Kavram karşılıksız hale gelir. Bu tarz özellikler sanatın ne'liğine dair cevap olamaz olsa olsa nasıl'lığına dair olabilir ki bu bağlamda bahsedilenler nasıl'lığına dair olsa bile çok çok geniş kalmakta. Alışageldiğimiz sanat biçimlerinin dışındaki şeylerde(herhangi bir olay karşısındaki tutumun kendisinde bile) estetik yönü keşfetmemizle kafamız daha da karışık hale geldi. Bu karşılaşmalardaki oluşan kafa karışıklığı herşeye sanat dememize neden oluyor diye düşünüyorum. Naçizane fikrim budur. Emeğinize sağlık...
Benim yazmak için niyetlendiğim şeyleri yazmışsınız. Tanımların anlamsızlaştığı postmodern dönemle birlikte en çok bulanıklaşan fenomen de sanat oldu. Bager bayın anlattığı işlere bakınca az hayal gücü geniş, interneti ve araçlarını iyi kullanan, biraz da estetik zevki yüksek herkes sanatçı olabilir, yalnız marketing bilmek kaydıyla!
Tarihe değer katan, döneminde yahut bugün bile farklılaşan her bir "yapıtı" sanat kabul etmek neden bu işi "hiç bir şeye" dönüştürsün ? Değil bugün, döneminde dahi hiç bir "mesaj" verememiş o kadar çok anlamsız iş var ki, tarihte biraz olsun ufuk açmış bir eseri dahi sanat kabul etmek, yine de sanatçı enflasyonu yaratmaz. Siz her eylemin farkındalık yarattığı kabulünden yola çıkarak diyorsunuz ki; her farkındalık yaratan iş sanat ise, her şey sanattır, her şey sanatsa hiç bir şey sanat değildir. Doğrudur, ancak bir yanlışınız var "her iş" farkındalık yaratmıyor. Hatta ekseriyeti hiç bir şey anlatmıyor, dolayısıyla kendini değillemesi imkansız. Gerçi postmodernizm sonrası her şey sanat olabilir hale geldi, zira anlamsız olmasının bir önemi kalmadı, popüler olması, "meme" olması ilgi yaratması için yeterli, ancak bu durumda da sanat nedir tartışması doğar, popüler olan mı, mesajı olan mı ? Sadece popüler olanın, olmadığı kesin.
@@Patronus3020 Tarihe değer katan her şeyi sanat kabul etmek ile kavramın hiçbir şeye dönüşmesi kısmında bir sıçrama yaptığım doğru, şöyle açıklamaya çalışayım. Her eylemin farkındalık yarattığı kabulüyle çıkmıyorum hatta tam da buraya varmasından endişe ediyorum. Kavramsal geçirgenliği bu denli arttırdığınızda bir anda yapılmış her eylem değerli çıkıverir, her şey sanat oluverir ve o noktada da artık kavram kalmaz. Kavramlarımızı kaybedersek deneyimlerimizin, düşüncelerimizin zenginliğini de duyarlılığımızı da yitiririz. Sanata gelince, diyelim ki gerçekten değişim yaratmış her eylemi yapıtı sanat olarak kabul edeceğiz, o zaman sanat tarihi kitaplarına Sokrates’in insanlarla iletişim kurma biçiminden tutun, bilimsel makalelere, teknolojik buluşlara kadar her şeyi katmamız gerekiyor. Bu kavramsal kullanım ise bizi sanatın çok daha yakınında konumlanan ‘’estetik deneyimin yoğunluğu’’ndan uzaklaştırıyor. Estetik deneyim asla yalnızca güzellik, çirkinlik olarak algılanmamalı. Kavramsal işler de yoğun bir estetik deneyime olanak verebilir pekala. Postmodernizmle ilgili dediklerinize katılıyorum, bırakın bir şekilde değer katan eylemleri, yapıtları tartışmayı hiçbir anlam taşımayan, taşımak zorunda da olmayan işlere boğulmuş durumdayız ne yazık ki.
Flu tv hakkındaki konuşma süper. Dışardan bakınca youtube videosu izleyip bir şeyler öğrenmeye çabalayan bir insanım özetle. İlker hocanın oösş'den beri anlattığı youtube'dan bir şey öğrenen yeni nesildenim aslında. Bu bilgiyi çok iyi kullanmış flu tv ile ve ben bunu şimdi görüyorum. Bu gerçekle yüzleşmem biraz zaman almış.
ufak bir detay merak ettim acaba bager hocam jason becker ı biliyor mu als hastası gitarist. hastalandıktan sonra aynı burada bahsettiği gibi bir yöntem ile beste yapmaya devam ediyordu kendisi.
23:03 civari konusulan kisa is konusu bence her alanda var ve zor. Kisa bir konusma yapmak uzun bir konusmadan daha zordur. Kisa bir metin uzun bir metinden. Anlatilmasi gereken seyi daha az kaynakla daha kisa sürede anlatmak ve bunu pekistirmek, daha fazla kaynak ve süre elde edince büyük avantaj sagliyor üreticide.
Cehaletimden olsa gerek; anlamakta biraz zorlanıyor olduğumu düşünüyorum. Beraberinde çok da hoşuma gidiyor. Bu video altında yazmam ne kadar doğru bilmiyorum ama iyi reklamın sanat olduğunu düşünüyorum. Uzmanlık alanınız olan bu kavramı reklam tarihi ile birlikte bir seri video yapabilir misiniz?
sanırım japonların karakterlerinin sayko yönlerinden mütevellit şeyler olmasa hayattan aldığım keyif büyük miktarda azalırdı. Seviyorum sizi uçlarda dolanan kamikazeler
Sanata hep şüphe ile yaklaşmama sebep olan şeylerden birini saptadım sanırım burada. 4:45'ten itibaren sanat eseri neden dediğini açıklıyor Bager bey. "Bana bir şey söylüyor. Dünyayı okumama yardım ediyor. Daha iyi görmemi sağlıyor." diyor. Aslına bakarsak bu açıklama hiçbir şey ifade etmiyor. Tabi ki sanatı formulize etmeyi kastetmiyorum ama bu kadar muğlak olmak zorunda mı? Nasıl oluyor da daha net bir tanımlamaya ihtiyaç duymuyor? Bir sonraki bölümde değinirseniz ne güzel olurdu mesela.
Mali Müşavirleriniz çok şanslı umarım bir gün benim de sizler gibi mükelleflerim olur. İnovatif Robot ithalatının vergi teşvikleri ile kafa patlatırız. Bıktık 4 torba çimento, 5 kamyon çakıl taşı alım satımından.
Şöyle İlker Hozo'nun showrunner'lığında Emrah, Yalın, Bager; Oytun ve nicelerinin eş zamanlı katıldığı uzun podcast'ler dinleyebilecek miyiz? Hazır hepimiz evdeyken ne güzel gider. 2-3 saat canlı yayın izleriz hozom.
Bager Bey ile yapılan programların monotonlaşma ihtimalinden korkuyordum - bu içerik Yalın Alpay ile FluTv'deki en çok beklediğim içeriktir - tersine giderek daha renkleniyor ve güzelleşiyor. Moderasyonun (İlker Canikligil) 'in önceki videolardaki tutumununu değerlendirdiğimde bizi daha derin anlatıya sahip içeriklere hazırlamak için kasıt güttüğüne kanaat getirdim. Yanda önerilen video nedir ya.. Mirgün Cabas'ın konukları Ruşen çakır ve İlker... (Wtf.. fareyi üzerine götür - İlker Küçükparlak) Neyse konu ile odağımı kaybettim, başka bir ruh halimde kaçırdığım nokta kalmasın diye videoyu tekrar izleyeceğim.
Videonun ortalarında Flu TV de bir sanat mı diye soracaktım. Sonlarda onu da söyledi hocamız. Burada değerli hocamıza sormak istiyorum, bu kendimce inceden hiciv yaptığım yorum da bir sanat eseri sayılır mı? Normalde belki sayılmayacaktı ama bunu sorarak yayının içinde verilmeye çalışan düşünceye bir çengel atıp kendimi dahil etmişim gibi oldu. O yüzden bence sanat sayılabilir.
''robotlar mal sahibi olsun diye uğraşıyorum'' cümlesini duyduktan sonra emin olmak için tekrar dinledim. yani nasıl falan diye düşünürken videonun sonunda meselenin aslı ortaya çıktı ve büyük resim tamamlandı: almanlar bager bey'in beynini yıkamışlar. şaka bi yana ben olsam yapay bilince bu kadar bel bağlamazdım hocam