Yıl 98 galiba. Giresun İhl pansiyonunda kalıyorum. Haftalık harçlıgım 3 milyon ( daha 6 sıfır atılmamış ) 1.5 milyon verip bu kaseti alıyorum. Arkadaşda bir teyp bulmuş. Sabah akşam dinliyoruz, dinliyoruz , çevirip bir daha dinliyoruz, gidip gelip bir daha dinliyoruz. Şimdi diyorumki ben seni hiç dinlemedim ki.
fiyatda sıkıntı var kardeş. 1.5 milyondur o. 2002'de hande yener cd'sini 5 milyona aldım.. 15 çok fazla imkansız. Tarkan Cdsini 2 sene önce 15'e aldım :)
90 lı yillarda İmam Hatip gencliginin iki Tarkan'i vardı; 1)Eşref Ziya Terzi 2) İbrahim Sadri Bu kaseti AİWA volkmenimde yorganin altinda kaset bitinceye kadar dinlerdim.
İlk aldığım kasettir. Sanıyorum yıl 2003 olmalı. Lisedeyim. Millet ferdi, müslüm dinlerken ben i. Sadri dinliyorum. Prensipliyim ama geceleri teybi yatağıma yanaştırıyorum kısık sesle dinliyorum. O zamanlar gözlerimi kapatıp kurduğum hayal dünyasının sınırı ancak uykuya dalınca bitiyordu. Tabi uykuları kaçıtan da bir maşuk olmasın mı. Aman sabahlar olmasın. Melankoli. Hayal denizinde sörfler. Şimdi ise 33 yaşında 2 çocuk babası bir adam. Savrulup gidiyoruz. Hayal yok artık. Gerçekler herşeyi sınırlamış durumda. Şu an isteğim çocuklarım da hayal kursun bir an bile olsa hızlı hayata dur desinler zihinlerini açsınlar. Rüzgarın önüne kattığı saman çöpleri gibi savrulmasınlar !
bir gün bir kız tanıştırdılar bana adı sevda adı gibi kendine sevdalandırdı sevdim ki hemde nasıl bir gülüşü ile kalbim huzur buluyordu ama terk edildim 1 ay boyunca iş yok ev yok dağ başında göz yaşı döktüm isyan etmedim ama içim yandı kavruldu bu şiir i günde en az 150 sefer dinledim ALLAH DÜŞMANIMA BİLE KARŞILIKSIZ SEVDA NASİP ETMESİN
Şiiri dinlemek için geldim lakin öyle güzel yorumlar yazılmış ki. Okumadan geçemedim. Yorumları okudukça daha da anlamlı geldi sözler. Müzigi aldi götürdü ruhumu.. ne diyeyim ki iyiki varsınız güzel ülkemin güzel insanları. Her şey gönlünüzce olsun. 26.08.2020
kuranda-şair ve şiirler için ayet vardır- KURAN-ŞUARA 224: Şâirlere gelince, onlara yoldan çıkmış azgınlar tâbi olur. 225: Görmez misin şâirler, her vâdide, sözcüklerin ve hayallerin peşinde şaşkın şaşkın dolaşırlar. 226: Hem de yapmadıkları ve yapmayacakları şeyleri söylerler.
Van'da çarşıya çıkmıştım. Baktım bütün mağazalarda bu şiir çalınıyor teyplerde. Hayret ettim. Esnaf şiir dinliyordu. Bende çok beğendim hâlâ severek dinliyorum. Hiç modası geçmedi. Adam gibi ve Aldırma reis bambaşka.
Küçüklüğümde seni radyodan dinlerdim İbrahim abi, aradan kaç yıl geçti ve şimdi seni dinliyorum sanki hiç buyumemis gibi sanki onca yıl geçmemiş gibi , İbrahim abi biliyor musun ben yaşadıklarıma ağlayamadim hiç bir gün oturup toptan ağlamak istedim şimdi seni dinleyince gözyaşlarımi tutamıyorum neden abi neden böyle oluyor aslında biz hiç yaşamadık ki ama ölüp yasayamadigimiz hayatın hesabını vereceğiz abi
çocuktuk bir gözümüzü kapatıp açmışız ki 40 olmuşuz.. çocukluk pembe bir düşmüş.. eski aşklar ise artık anı.. şimdi herkes geçim derdinde.. aşk ise artık üç harfli kelime..
90'larda doğdum. Çocukken arabada İbrahim Abi'nin bu şiir kasedi vardı sürekli dinlerdim, anlamazdım belki de o yaşlarda. Ama hep beni dinlettiren bir yönü vardı bu şiirin. Şimdi yine denk geldim ve sözlerin anlamının, yaşanmışlıklarımla örtüştüğünü gördüm. Ve diyorum ki iyi ki varsın İbrahim Abi ve hep var ol. Biz seninle büyüdük, bize şiiri aşkı sen sevdirdin.. 18.11.2019 19:25
Bu nasıl sözler,bu nasıl yorum ve bu nasıl bir ses....dinlerken boğazı düğümlenmeyen varmı ? Sanmıyorum ! Yitip giden sevgilinin hatıralarını özlemle ve sevgiyle yad eden insanlar var oldukça ,bu şiir daha çooook dinlenir diyorum 🥰
Umut ve heyecanların ülkesinde dinlenirdi bu şiir. Yoklukla sınanırken sırtımızı değerlerimize yaslardık. En güçlüsü biz olurduk o zaman.Şimdi paranın müptelası olduk .Yitirdik en güzel duygularımızı ve bizde sadece bir HİÇ kaldı.
Şimdi elimizdeki her şeyi versek o yıllar geri gelir mi?Ah seksenli doksanlı yıllar her şey ne kadar güzeldi.Cep telefonu,bilgisayar, Iped,ultra hd TV ler yoktu.Bilyalı arabalar,misketler saklambaç,birdir bir,uzun eşşek oynamak ve en temiz duygularla delice sevmek ne güzeldi.Ah ah eski olan her şey ne güzeldi.
"güzel gören, güzel düşünür. güzel düşünen, hayatından lezzet alır" demiş eski zamanlarda yaşayan bir alim. şiire bakınca, hele ki melodi ile dinleyince, aşkı ve aşk'ın yoğunluğunu hissetmemek mümkün değil. ben yangını sevdim mısrasında hoplayan yüreğimiz, yandığım zaman böyle işte cümlesinde küle dönüyor. bu satırları yazan şairin, cinayete tam teşebbüsten yargılanması gerekir bence... şiirde, veya nesir diyelim, bu tür eserlerde bütünlük aramak doğru değil mi. ibrahim sadri burada 'hiç sevmedim ki' diye haykırırken bile, sevmekten nefes bile alamadığını, buram buram yandığını anlatmıyor mu. bazı yorumlarda okudum; ask acısı, terk edilen sevgili vs vs. haksızlık edildiğini düşünüyorum. hangimiz; sevdiğimizin bir çiçeğe bakarkenki gülümsemesini (belki gülümseme bile değil, yaşadığı mutluluk) sevip, gözlerinin ışıltısını 'eylül' yıldızlarına (gök yüzü bulutsuz olur eylül ayında, belki de yıldızların en parlak olduğu zamanlardır) benzetebilecek ruhsal olgunluğa sahibiz, bi düsünmek lazım. sevmek, garip duygu. insanlar genellikle mutlu olunca sever karşısındakini. yani mutlu olmak ister sevdiğiyle. olumlu duyguları kabul eder, olumsuzları red etme eğiliminde olur. sadri, bunların hepsine set çekmiyor mu bu şiirde. 'kurşunları sevdim beni vurduğunda" dizesini hangi seven ama'sız ve fakat'sız içselleştirir. vurulmak, kurşun yemek acı verir elbet insana, canı yanar. burada 'sen vurduktan sonra, canım yansa ne' diye haykırır şair. ağlamayı, göz yaşlarını bile sevdiğinin unutması ile özdeşleştirir. sen unutursan, benim ağlamam anlamlı olur, yoksa dökülen her göz yaşı boşunadır, mısrasını kazır hafızalara. sevdiğini hatırladığında yıkılmayı seven adamın, sevdiğine (ekmeğin kutsallığına atıf yapar burada) 'sensizliği ekmeği sever gibi sevdim' yazan adamın, sevgisinden şüphe etmek, bomboş bir tereddüt olmaz mı.. Ölümünün ne güzel olduğunu sevdim, Seni içimde öldürdüğüm zaman... dizeye bak. müthişş, ateşli bir silah gibi. hayatının merkezine sevdiğini almış bir insan; iyi, kötü, güzel, çirkin ayrımı yapmadan, yapamadan, tüm duyguları, tüm olayları, tüm yaşananları baskaşıyla özdeşleştiremez ki. "sen var'san güzel, sen var'san tatlı, sen var'san mutlu, sen var'san var " tamlamasındaki sırra başka hangi sevgili erişebilir. ki zaten bu el bombasının ip ucunu, "Hepsinin üstüne, hep senin üstüne" vurgusunda okuyanlara vermiş adam. bu müthiş örneği ilahileştiren yunus emre "yaradılanı sevdim, yaradan'dan ötürü' derken, iyi kulları, hayırlı kulları, güzel huylu kulları değil, bütün kulları bütün insanları çembere dahil eder. burada özne; iyilik, güzellik, doğruluk vs değildir. O'dur. ibrahim sadri, bu ilahi aşka atıfta bulunarak, sevmeyi ama nasıl çok sevmeyi kula indirger... her mısranın öznesi sevgilidir ve hissedilen tek şey aşk'tır, olaylardan ve olgulardan bağımsız haliyle.. " Denize düşmüş gül gibi düştüm ateşe, ben yangını sevdim yandığım zaman böyle işte " ötesi yok. keşke sevdiğimiz de bize böyle, keşke aşık olduğumuz insan da bize böyle, bu duygularla gelip; "ben seni hiç sevmedim ki...." diyebilse.. vesselam... 24/03/2022-00.32 (cyp)
İbrahim Sadri'yi tanıdığım şiiri..Bana şiiri sevdirenlerden birisi.Ben de şiir seslendirmeyi seviyorum..Sayfamı ziyaret eferseniz.Yazdıklarınız güzel cidden ..Emeğinize sağlık :)
Bir aşk hikayesi değil sadece can yakan. Hayalimdeki kahraman babayı sevdim ben de. Her düştüğümde kaldırmasını, her yanlış yaptığımda doğrusunu öğretmesini, ağladığımda teselli etmesini saçlarımı tarayıp okşamasını beklediğim adama armağan olsun bu sözler. Seneler de geçse unutulmazsın İbrahim Sadri..
Hatırladığım kadarıyla şiir başka birisine ait, üstelik şair müstear (rumuz) isim kullanmıştı. "Keskin bıçak" gibi bir şeydi. Tüm kasetlerimi agabeylerimizin istikametten ayrıldığını anladığım gün Cahit Zarifoğlu gibi istikametten ayrılmayan ağabeylerin mezarlarına komşu mezarlık yaparak hepsini gömdüğüm için kontrol etme imkanım yok. İbrahim Sadri bu şiirin sadece düzenlemesini yapmıştı.
Banu Alkan (neremi neremi) Kerem Alışık (aloo) veee İbrahim Sadri bomba gibi patladı.... 1997-1998 olmadı lazım. Çok kötü zamanlardı, ama şimdi buradan öyle gözükmüyor. Güzel günlermiş, hem de çok güzel günler. Şimdi yaş oldu 42, gidiyoruz yavaş yavaş. :)))) :(((((( bütün duygular bir arada..... Vardır ne düşündüğümü ve aynı duyguları hisseden......
Bu şiiri 1996 Hazar Denizi kenarında, ay ışığında dinlerim yaz geceleri boyunca... Derin bir aşkın hikayesi. Adam gibi sevenler vardı o yıllar. Hepsi bu sevenler kaybolup gittiler. Kalan ❤ kaldı. Sevgi kayboldu...
Yıl 1999 18 yaşındaydım bu şiiri ilk kez 4 Aralık akşamı öz abim gibi sevdiğim komşumuzun oğlunun kasedinden dinlemiştim ve ertesi gün 5 aralıkta trafik kazasında hayata veda etti daha 22 yaşında iki aylık evliydi bu şiiri nezaman dinlesem hep o gelir aklıma 21 yıl olmuş allah rahmet eylesin 😢😢
Sene 1998 aşık olmuşum dinlerdim sene 2022 ve her aşık olduğumda ilk dinledim hep dinlediğim nasıl bir döngüdür arkadaş hep aşık olup herseferinde ibrahim Sadri dinlemek🤔
*1999 muydu.. bizim lisenin önüne Cuma Pazarı açılırdı, hemen bizim sınıfın penceresinin altında Kasetçi tezgah açardı, tabi bu şiir çok meşhur. tenefüslerde camı açar dinlerdim, Aşık olduğumu henüz itiraf edemediğim kızın gözlerine bakarak.....*
Bir mayın tarlasında yürür gibi geçti hayat Bazen ürkek, bazen cesur adımlarla bir yol aradık Bir türlü varamadık mutluluk ülkesine Geriye dönmek içinse hayli geç kaldık...
Yıl 1998, o zaman 25 yaşındayım, dwli gibi seviyorum o zalimi (oda biliyor)... Yıl 2024, ben hala dinliyor ve hala diyorum ki "Ben Seni Hiç Sevmedim ki", ben sevseydin adam fibi severim de diyemiyorum... Adam gibi sevseydim simdi kollarımda olurdun...
18 yaşında ağlayıp dinlerdim 40 yaşındayım ve yine ağlayıp dinliyorum bir nankür vefasız adam ağlata biliyormuş ömür boyunca birde ibrahim abinin şiirleri bir gün gülmek dileğiyle......?
İbrahim sadriyi dinleyerek şiire olan aşkım artmıştı lisede,üniversitede hergün dinlerdim şimdi hala ara ara dinliyorum senin sayende yazdığım şiirler... çok şey borçluyum
Yıl 1995 veya 96... Sivas Yıldızeli , Yavu kasabasında öğretmen olan kardeşimin evinde gece ışıkları söndürmüş yatıyorum. odun Sobasıın ışığı tavanda dans ediyor. İnceden İbrahim Sadri bu şiiri okuyor... O ambiyansı bir daha asla yaşayamadım.
@@erdincsenturker5472 Başınız sağolsun Allah sabırlar versin. Benimde rahmetli anacığım gururlu bir kadındı bir gece anacığım uyurken ayaklarının altını öpmüştüm ana gibi yâr olmaz boşuna söylememişler...sağlıcakla kalın...
Daha çok özleriz buram buram insan kokardı samimiyet insan gibi insanlar vardı gece kafanı yastığa koyduğunda yorulduğunu anlar sabaha hevesle kalkarsın mutlu olursun şimdi insanın ne akşam yatası ne sabah kalkası geliyor
2007 yılı kulaklık kulağımda mavi trenin camina dayamisim basimi istanbula giriyorken bir sabah namazi vakti...camda gözyaşlarım...ve bu şiir kulağımda...
Sene 97 yaş 17 sene 2021 yaş 41 duygular aynı ama değişen çok fazla.. Gerçekleşmeyen hayaller, hayatında kaybettiklerin.. Neden bunları yazıyorum bilmiyorum hiçbişey değişmeyecek kayıp bulunmayacak bulunan eskisi olmayacak.
Uzaktan Sevmek Nedir? Gidin Hz.Vahşi (r.a)’ye Sorun Ağlamak, Emri Olur, Hazreti Hamza, Hz., Hz.Vahşi, Peygamber Efendimiz, Vahşi, Yaklaşamamak Görmeden sevmekten başka bir şey bu… Görmek fakat yaklaşamamak, Bakmak ama konuşamamak… Sadece uzaktan seyretmek ve ağlamak, Ağladığını, sevdiğini söyleyememek… Zor olan budur… Görmek ama dokunamamak… Peygamberimizin vahşinin kendisine görünmemesini istememesinin sebebi elinde olmadan beşer icabı olarak etkilenmesi ve üzülmesidir Vahşi Hz. Hamza’nın Bedir savaşında öldürdüğü Tuayme’nin kardeşinin oğlu olan Cübeyr bin Mutim’in kölesi idi. Habeşli olduğu için el ile ok ve mızrak atmakta usta idi. Uhud savaşında Cübeyr buna demişti ki: -Hamza’yı öldürürsen seni azat ederim! Daha o zamanlar müslüman olmakla şereflenmemiş olan Ebu Süfyan’ın hanımı Hind de babasının ve amcasının intikamı içi Vahşî’ye mükâfat vâd etmişti. Vahşî Uhud’da taş arkasına pusuya girip yalnız Hz. Hamza’yı gözetirdi. Hz. Hamza sekiz kâfiri öldürüp saldırırken Vahşî mızrağını atarak onu şehit etti. Sonra gidip durumu Hind’e haber verdi. Hind sevinip üzerindeki zinetlerin hepsini Vahşî’ye verdi. Daha da vereceğini söyledi. Uhud savaşında Peygamberimiz birkaç kâfire bedduâ etmişti. “Vahşî’ye niçin lanet etmiyorsun” dediklerinde buyurdu ki: - Miracda Hamza ile Vahşî’yi kolkola birlikte cennete girerlerken görmüştüm! Hicretin sekizinci yılında Mekke fethedildiği gün Vahşî Mekke’den kaçtı. Bir zaman uzak yerlerde kaldı. Sonra pişman olup Medine’de mescide gelip selam verdi. Resulullah efendimiz selamını aldı. Vahşî dedi ki: - Ya Resulallah! Bir kimse Allah’a ve Resulüne düşmanlık yapsa en kötü en çirkin günah işlese sonra pişman olup temiz iman etse Resulullahı canından çok seven biri olarak huzuruna gelse bunun cezası nedir? Resulullah efendimiz buyurdu ki: - İman eden pişman olan affolur. Bizim kardeşimiz olur. - Ya Resulallah! Ben iman ettim. Pişman oldum. Allahü teâlâyı ve Onun Resulünü herşeyden çok seviyorum. Ben Vahşî’yim. Resulullah efendimiz Vahşî adını işitince Hz. Hamza’nın şehit edilmiş hâli gözünün önüne geldi. Ağlamaya başladı. Vahşî öldürüleceğini anlayarak kapıya yürüdü. Eshab-ı kiram kılıçlarına sarılmış işaret bekliyordu. Vahşî “Son nefesimi alıyorum” derken Cebrail aleyhisselam geldi. Allahü teâlâ buyurdu ki: - Ey sevgili Peygamberim! Bütün ömrünü puta tapmakla kullarımı bana düşman etmeye uğraşmakla geçiren bir kâfir bir kelime-i tevhid okuyunca ben onu affediyorum. Sen amcanı öldürdü diye Vahşî’yi niçin affetmiyorsun? O pişman oldu. Şimdi sana inandı. Ben affettim. Sen de affet! Herkes “Öldürün!” emrini beklerken Resulullah efendimiz buyurdu ki: - Kardeşinizi çağırınız! Kardeş sözünü işitince, saygı ile çağırdılar. Peygamber efendimiz Vahşî’ye, “affolunduğunu” müjdeleyerek buyurdu ki: -Amcamı nasıl öldürdün, nasıl yaptın? Anlat…! Vahşi Anlatır.. tekrar sorar… -Amcamı nasıl öldürdün, nasıl yaptın? Vahşi tekrar Anlatır… Resulullah hıçkırıklar içerisinde tekrar sorar… -Amcamı nasıl öldürdün vahşi nasıl yaptın? Anlat…! Ama Vahşinin boğazı düğümlenmiş konuşamıyor Artık… - Fakat, seni görünce dayanamıyorum, üzülüyorum, elimde olmadan buğz edersem helak olmandan korkarım. Bu sebepten bu mescide girme gözüme görünme. Hz. Vahşî, Resulullahı üzmemek için, bir daha yanına gelmedi.Vakit namazlarını mescidin dışında hurma ağacının arkasında kıldı. Peygamberimizin vefatında dahi helallik için yanına varamadı. Mahcup, başı önünde yaşadı. Gün gelir müseyle isminde Yalancı bir peygamber çıkar.. Hazreti Muhammed’in vefatından sonra Arap yarımadasındaki kabileler arasında siyasi güç maksadıyla çok sayıda sahte peygamber türemiş ve bu iddialar ilk Halife Hazreti Ebubekir tarafından güçlü askeri tedbirlerle bastırılabilmişti.Müseylemenin ordusu ile çarpışılır.. Vahşi bu savaşa alınmaz ama gizliden, dolaşarak geriden, giderek katılır.Tam karşısında museylemeyi ortalarına korumaya alan müritlerini görür, küçük bir boşluk arasından müseylemeyi orada farkeder. Hz.Hamzayı öldürdüğü mızrak ile yalancı peygamber Müseyleme’yi şah damarından vurarak öldürür. Müslümanlar sevinç, coşkusu ile öldürenin Vahşi olduğunu haykırırlar. O günün Akşamı Rüyasında Resulüllahı görür.. -Ey vahşi Dinsin Artık bu hasret, seni Affettim mescidimde kıl namazını.. Müjdesi ile uyanır vahşi gözyaşları içerisinde hıçkıra, hıçkıra ağlamaktadır..😢
Ne güzel anlatmışsın kardeşim Allah razı olsun,masal zannedenlere gelince ,biraz okumanızın en çokta kendinize faydası olacağı kanaatindeyim. Yüreğine sağlık kardeş, kimseyi inandırmak zorunda değilsin görevimiz sadece tebliğden ibarettir .
Sene 2005 odam zifiri karanlık yaş 18 sanarsın dunyanin bütün yükü omuzlarımda bu şiir vardı yükümü hafifleten... Severdik güzel severdik güzel sevenleri örnek alırdık ama kötü olurdu sonumuz sevmedik der kandırırdık kendimizi yıl 2021 gençlik gitti kendimizi kandırmaya devam ediyoruz cünkü hala seviyoruz
90 lar...İBRAHİM SADRİ,BEDİRHAN GÖKÇE,YILMAZ ERDOĞAN VE HATTA REİS...BİZE ŞİİRİN ÇOK GÜZEL VE ANLAMLI BİR EDEBİ SANAT OLDUĞUNU HATIRLATTINIZ...TEŞEKKÜR EDERİZ...
Çok doğru geçen sene dert ortağım her sıkıntısında yanında olduğum 35 senelik arkadaşımın benim sayemde samimi olduğu diğer arkadaşımla benim dedikodumu yapmasına şahit olunca 3 ay ağladım ve halen görüşmek zorunda kalmam en acısı
Sitem dolu bir gece denk geldi bu şiir ve o gunden beri her efkarlandığımda gözlerim dolar ve sözler boğazımda düğümlenir ama ben dinlemekten buyuk keyif alıyorum. Ah ibrahim abi sen yüreğimize nasıl bir ateş bıraktın
Bir gece bir ceylan indi dağdan kalbine Bir gece bir şiir gibi kibrit alevinde Alemin ortasında, kimsesizliğin sesinde Buğusunda sabahın, acımasızlığında ahın Ağlayan yüzünde İsa'nın Ferahlatan gücüyle duanın Korkutan yanıyla nar'ın İncirin, zeytinin ve kalbin üstüne Gülün üstüne Tutunduğum umudun üstüne Korkunun üstüne Hepsinin üstüne, hep senin üstüne Ben seni hiç sevmedim ki
99da İstanbul'da dinlemiştim şimdi bir ağustos akşamında güze gönüllü bir hava ve hüzün kaplamış her yanı Elazığ'da evimin balkonunda oturuyorum ve bu şiir geliyor aklıma yine ilk tadıyla dinliyorum.21yıl olmuş evlrnmişim bir kız bir erkek evladım varYillar nasilda geçmiş gitmiş
