Çok güzel ve keyifli bir bölüm olmuş, teşekkür ederim. Bilgi bombardımanı olmadan bölümler daha iyi oluyormuş, bu gerçeği yeni fark ettim. Kahvehanelerin etkisiyle ilgili düşüncem şu: Bugün, sosyal medya bağımlılığı insanların psikolojisinden tutun da verimliliğine kadar nasıl etkiliyorsa, geçmişte kahve de aynı etkiyi yaratabilir diye düşünüyorum. Bağımlılık yaparak, insanları uzun saatler kahvehane masalarında oturmaya yönlendirebiliyor. Çevremde, günde 5-6 saatini kahvehanelerde oturarak geçiren insanlar vardı. Bugün ev hanımlarının 12 saat boyunca televizyon izleyerek sürekli dış uyarıcılara maruz kalmaları gibi, eskiden kahvehaneler de aynı etkiyi yaratabilir. Her şey gibi, günlük 1 saatlik bir aktiviteye indirgendiğinde sorun olmayan bir şey, özellikle de aktif olarak işi olmayan insanlar için bir iş gibi bütün günü kapsaması insanı negatif etkileyebilir.
Muhteşem bir bölümdü, çok şey öğrendim! Vahit 'in anlatımı ve durumları birbirine bağlaması çok iyiydi. Kahve serisinin devamını sabırsızlıkla bekliyorum :)
1800 lerdeki Istanbul'a olan göçe arkadaş şaşırmış. 1800 lerin başından beri Istanbul'dayız ama orijinimiz Malatya/Pütürge. Hamallık yapmaya gelmişler. 1970 lerde sanayinin gelmesiyle tekstilci oluyorlar. Hala aktif 19.yy hamal hikayeleri anlatılır aile arasında. Aslında hemşeri kahveleri = meslek odaları olarak değerlendirilebilir.
Kamusal alan tartışmaları bugün için çok önemli ve bugünün Türkiye'sinde kamusal alanların neleri şekillendirdiğini tartıştıracak videolar da bekliyoruz. Camiler, cumhuriyet dönemi kahveleri ve kafeleri, okullar, üniversiteler ve hatta cezaevleri gibi kamusal alanları da tartışabilirsiniz. Emeğinize sağlık :)
Vahit teşekkürler. Videoda bahsetmişken yeniçeriler ve bektaşilik ile ilgilide bi video olabilir mi gelecekte ? malum bilinmeden yorum yapılan konulardan biri ;)
Özellikle kahvehanelerin sosyal hayatta bir takım eksiklere çözüm olarak kullanılması(haremlik selamlık olmayan ev sahiplerinin kahvede buluşması) çok hoş ve hiç düşünmediğim bir açıdan baktırdığı için değerliydi. Hatta bu bilgi şunu düşündürdü 2000 lerin ortalarına kadar mahallede bir düğün,nişan vb etkinliklerde ilk olarak mahalle kahvesine yada şehir dernek çay ocaklarına koşulması da acaba o eski adetlerden akılda kalan bir bilgi mi?
Mussolini İtalyası’nda mokapotun icadı, yaygınlaşması da benzer kaygılarla olduğu söylenir. Kaynak : Vedat Ozan. Videonun kapsamı Osmanlı elbette ama Mussolini İtalyası konulu bir videoda bahsedilebilir.
Altı Bardakta Dünya Tarihi Kitabı Bira, Şarap, Çay, kahve ve Cola gibi içkileri ve o dönemde tarihe etkilerini konu alan harika bir kitap tavsiye ederim
Merhaba, bölüm harikaydı. Ek bir sorum var, evde ağırlanan misafirlere çay gibi çok kere mi kahve ikram ediliyordu yoksa tek bir fincan ikram ediliyor ve sonrasında sohbet mi ediliyordu?
Güzel video olmuş. Mehmet Akif'e kısmen katılıyorum. İdrakı kapatma kısmının kahvehanelerle ilgili değil insan profiliyle ilgili olduğunu düşünüyorum. Belki bu yönde bir uğraşla kahvehane idrak kapatmayan bir tarafa evrilebilirdi. Ancak böyle bir şey olmadı. Bence sebebi ne kahve ne de kahvehane ortamı, kendi karakterimiz.
Batı'da olumlu bir algısı varken Osmanlı'da kahve kültürünün kötü algılanmasının bir sebebi şu olabilir; İslam toplumunda halihazırda batıda bulunan alkol kültürü olmadığı için ayak takımının toplanabileceği başka bir yer yok. Londra'da aylaklık yapmak isteyen birisi kahve içmeye değil de ilk tercih olarak pub'a falan gidiyordur aynı dönemlerde. Ama Osmanlı'da böyle bir ortam bulunmadığı için aylak insanların kullanabileceği 'madde' sayısı az. Alkol kadar kötü algılanmasa da sonuçta kahve ve tütün de bağımlılık yapan maddeler içeriyor. Batı'da bağımlılığa ihtiyaç duyan ayak takımı yine bunu alkol ile çözebilirken doğuda çay-kahve bunun yerini almak zorunda. Benimkisi sadece bir tahmin. Fakat tahminimi bugünden bir örnekler desteklemek istiyorum. Benim oturduğum civarda kahvehaneye giden 'dayılar' topluluğu ile civar parkta toplanıp bira vs tüketen dayı topluluğu aynı kişiler mesela. Yani onlar için kahvehane ve alkol aslında günümüzde bile benzer bir işlev görüyor.
Güzel bir video olmuş, gene çok şey öğrendim. Kahve bizde neden aylakliga sebep oldu, her tarihi olayin birden çok sebebi olmakla birlikte genel olarak şunu soyleyebilirim ki Osmanlı devleti ömrünü tamamlamışti ve yıkılması kaçınılmazdi. Bu durum çayla kahveyle de duzelemezdi. Tıpkı eceli gelen yaşlı bir insana ilaçların fayda etmemesi gibi. Bunda şaşılacak bir şey de yok çünkü devletler de tıpkı onları kuran insanlar gibi ömürleri olan organizmalardir. Ben yapılan bunca tarihi, siyasi konussmanin ve analizin çok daha derininde baska bir tarihin ve yönlendirmenin olduğunu düşünüyorum. Tolstoy'un iki bin sayfalık Savaş ve Barış romanı bu fikir üzerine kuruludur. Bu romanın tamamini okuyamayanlar yine Tolstoy tarafından yazılan önsöz ve Sonsözunu okuyabilir. Yine çok konuştum. Kelimeler, kelimeler, kelimeler....
Çocukluk anılarım depreşti. Yemekten sonra ailenin beyleri kahveye çay içmeye giderler, köydeki tüm magazinel dedikodular oradan öğrenilir; Kim ölmüş, kimin ne zamana düğünü var, kiraz piyasası ne olacak gibi envai çeşit şey konuşulur.(Kadınlar kapı önlerinde oturup bu dedikoduları yaparlar) Kart ya da okey oynanır herkesin müdavimi olduğu kahve farklıdır ve cami eşrafı genelde camiye yakın kahvede beraber takılır. Gelen misafir beyleri kahveye götürülür orada ağırlanır.Kadınlar için kahvelerin olduğu meydandan geçmek çocukluğum zamanında ayıp karşılanırdı.(Güncel veri yok) Anneannemin evine meydandan gitmek daha kolay olmasına rağmen ara sokaktan yolu uzatarak giderdik. Çünkü el adama ne der kaygısı :)
Konudan bağımsız bir video önerisinde bulunmak istiyorum. Twitter'da "denizden sonra yenen hamburger sınıfsal mıdır?" tartışmasının videosunu yapar mısınız? Ateş Ölçer bölümü olsun. Ömer ve Yaşar bu konuda baya sert tartışır gibi geliyor 🤣
12:50'den başlayan jurnal mevzusu hakkında sorum olacak. Gerçekten jurnalcilik yapsın diye Abdülhamid Han'ın teşkilatlandırdığı bir sistem var mı? İrade-i seniyye felan var mı bunun hakkında?
Doğu'da Kahve ve Kahvehaneler isimli bir derleme kitaptan okudum Akif'in şiirini. Yapı Kredi yayınlarından. Konuyla ilgili bir de Ahmet Yaşar'ın çalışmaları güzel. Osmanlı Kahvehaneleri isimli bir kitabı var onun da Kitap yayınlarından.
Çok güzel bir konuyu pek güzel anlatmış Vahit :) ağzına sağlık üstadım. Reklam gibi olmasın ama eklemek isterim; bizim de bir podcastimiz var kahve kültürüyle ilgili. ru-vid.com/video/%D0%B2%D0%B8%D0%B4%D0%B5%D0%BE-zhbraDvhe48.htmlsi=Dhc7B8stdSN-U4pk konuyu merak eden arkadaşlara naçizane bir öneri olsun.
Sorun bence kahvenin verdiği zindeliğin ve enerjinin sadece konuşmak için kullanılması. İnsanlar kendi gelişimlerine katkı sağlayacak şeyler konuşmak yerine boş şeyler konuşarak o içeceğin verdiği enerjiyi boşa harcıyorlar. Tabiki bu da bence kahvenin içildiği kahvehanedeki kişilerin profiline bağlı. Boş insanların yanında içersen hiçbir şey olmaz.
kanal çok iyi herkes çok iyi ama sana kıl oluyorum gözlüklü, tamamen mıy mıy mıy bayık konuşmandan dolayı. 2x izliyorum nasıl hala bayık olabiliyorsun ya! Daha çok kahve iç, ye, damardan vur!