Geleneği kökensel olarak eleştirenleri anlamak oldukça güç. Sahne hala açık, herkes düşüncesini ortaya koyabilir. Yerimdarcılıksa hiçbir zaman üretken olamayacak.
Böyle bir oturumda bile konuyu Eşari kelamına, Gazzali'ye getirmek garip bir psikoloji değil mi? Belki de hocaların muhatap olduğu kitlelerin farklılığından kaynaklanıyordur bu durum. Ama yine de, sürekli geçmişten suçlular bulmak şeklindeki tavrımızın, zor konuların altına girmemek için geliştirdiğimiz bir refleks olup olmadığı üzerine düşünmemiz önemli olabilir. Bu hepimiz için geçerli.
Hangi başlık altında olursa olsun, hangi bilgi ve unvan altında olursa olsun; bahis konusu edilen başlıkların bilgi, bilmek hayat bağlamı temel ehemmiyete haiz değil midir? Elbette konuşulanların, bu çerçevede yazılanların etki potansiyeli yok değildir ve fakat birikimleri ortalığa saçmanın ötesine geçebilecek cüretleri nerelerde aramalıyız, konuşulanlar ve konuşmacılar özelinde bilgi edinmekle birlikte çözmekte zorlanmıyor değilim.
"Ne yapmalı ?" sorusuna eklenen atı konu soruları/ sorunları tesbiti açısından çok başarılı... Bu konular üzerinde hiç bir komplekse kapılmadan düşünmek akıl merkezli çözümler üretmek başta ilahiyatcılar olmak üzere her entelektüelin görevi... Teşekkür ederim Ayhan hocam
Tarih, insanın Allahı arayış tarihi değil, Tarih, Allahu Tealanın adam gibi adamları arama tarihidir. Allahu Tealanın aradığı adam gibi düşünmek, davranmak, işte bütün mesele bu.
Kendisinde şüphe olmayan, isim ve sıfatları ile egemenliği tüm varlıklar alemini kuşatanı aramak izahı nakısa içermekte değil midir? Yüzünü O'na dönmek, O'ndan razı olmak, O'nun rızasına dua üzere olmak başka bir şey, O'nu aramak başka bir şey olsa gerek...
Onların anladıkları bir konunun olduğunu düşünmüyorum. Kendi komplekslerinden arınmadıkça bir halt olmaz bunlardan. Daha açık yazardım ancak edebime aykırı.
İbrahim hoca, maalesef konuya olan yabancılığını çok aşikar ediyor. İlhami hoca için de geçerli bu. Kendilerini geliştirmiş, bol okuyan, farklı yerlerden beslenen insanlar.. Ancak felsefeyi bütünlüklü olarak göremedikleri bilmedikleri belli oluyor. Nedenselliği bitirdiler vs. diye eleştiri getiriyor. Keşke Ayhan hoca cevap verseydi, hatta sırf bu ikisinin görüşlerini ele aldığı bir iki saatlik başka bir sunum yapsa da, hem kendileri hem öğrencileri istifade etse
Год назад
1:46:36 Wittgenstein, Heiddigger gibi metafizikçilerin bilime karşı bir felsefe yapmamıştır, aksine bilimin, özellikle mantıksal pozitivizmin de bilim adı altında metafizik yaptığına dikkat çekmiştir...
Wittgenstein'ı tekrar okumanızda fayda var sanırım 😊
Год назад
@@emreeken6850 takıldığın bir yer varsa izah edebilirim. Eğer metafiziği teolojiye bağlayacak kadar sığ bir fikre sahipsen, kendi anlam kavramını kökünden sorgulamanı öneririm
@ Bakın ben sadece tekrar okumanızı tavsiye ettim :) Siz ise kaba bir dil kullandınız. Sanırım kimin sığ olduğu hitap şeklinden ve konuya verilen cevaptan gayet ney anlaşılıyor :)
@@emreeken6850 20. Yy’ın başlarındaki felsefi tartışmalarından ve de bunların doğurduğu korkunç sonuçlardan haberiniz var mı ? Dahası anlam kavramı üzerine yapılan tartışmalardan haberiniz var mı ? Üzülerek söylemeliyim ki yok. Güncel gelişmeleri Gerçekten referans alsaydınız bu itirazınız belki daha anlamlı olurdu. Çünkü Wittgenstein’ın anlam kavramı üzerine soruşturmalarından bihabersiniz. Eğer bir okuma sistematiğiniz varsa buyurun sunun bize. Kimleri ve neleri okumuşsunuz öğrenelim. Kenan beyin dikkat çektiği nokta ölümcül bir nokta diyebilirim. Toplantıdaki izleyiciler de maalesef bu husustan bihaber. Wittgenstein,Heidegger gibi bilime karşı çıkıp bilimin ontik olamayacağını dolayısıyla yeni bir ontolojik sistem inşa edilmesi gerektiğini falan söylemedi. O sadece bilimin putlaştırılmasına karşıydı. Hepsi bu.