Noam Chomsky, eğitim sistemini sertçe eleştiriyor. 

“Ödevin aptalca olduğunu bilirsiniz ama ödevi yine de yaparsınız.”

0:39 Abimizin bu kısımda söylediği şey çok doğru. Bir öğretmenimiz bize bir cümle vermişti sınavda ve bunu yorumlayın demişti. Çoğu kişi yorumlayamamış,boş bırakmış orayı. Artık düşünemiyorlar bile. Düşünmeye üşenen insanlar gördü bu gözler. Eğitim sistemi istediğini büyük oranda başarmış.

Hiç sert falan eleştirmemiş bence, sadece ufacık bir ayna tutmuş herkesin bildiği ama kimsenin anlatmadığı bir konu bu

“Size yemin ederim ki, gereğinden fazla anlamak bir hastalıktır, gerçek bir hastalık.”

Hayatımın 16 senesini eğitim alıyorum diyerek harcamak ve sonunda da hiçbir şey öğrenmemiş olmak gerçeği çok acı.Egitim diyerek insanların hayatlarından çalıyorlar sonunda da ortada işsiz güçsüz kalıyorsun bunun hesabını kim nasıl verecek bilmiyorum

Millet ne izliyor anlamış değilim? Bu videoyu dilerim bir gün bütün eğitimciler izler. Bir öğretmen olarak ve üzülerek okulda herkesin birbiriyle ödev için fotokopi çekme yarışında olduğunu gözlemliyorum. Bana gelince, o yumurtayı tavana asmaya devam edicem. Varsın deli desinler..

Seni rekabete yönlendirmeyen şey ilgi çekici ve dolayısıyla zevkli değildir.Rekabete girmen için de işin içinde kendinle alakalı, kendinden bişey olması lazım. Yaratıcılık ve özgür düşünce, inovasyon da bu zorlama sayesinde olur zaten. Ama eğitimin totaliter ve kabul gören, tartışılamayan olması için mutlak olması lazım. O yüzden hala çağ dışı kalmış, şeylerin mutlak olduğu ve o mutlaklardan yola çıkarak diğer bulunmamış mutlaklara doğrusal bi yönde ulaşılabileceği görüşüne göre eğitim veriliyo. Dolayısıyla bu bulunacak olana gidilene kadar arkada kalan tüm şeyler de birer önceden bulunmuş tek gerçek hakikatler olduğundan dolayı bilinmeli ve bulunmayanlara anahtar olmalı..hatta ezberlense de yeter, yani tek hakikatler olduğundan yoruma ya da düşünmeye de açık değiller.İşte bu bi sistem ve rutini sağlıyo, bundan dolayı da dışardan bakılınca ne idüğü belli olmayan değil de savunulacak bişeymiş gibi durabiliyo. Daha kısa da olmuyo zaman alıyo, burdan bi itaatkar olanları ayıklıyo, bir de kendi istemediği şeyleri yapabilecek itaatkarları da verdiği görevlerle sağlıyo.. ödevler, sunumlar, sınavlar vs. Kimsenin sevdiği ve rekabetçi olarak boy gösterdiği bi oyunda yok yere tembellik yaptığını görmezsiniz.Temelde oyunlarda da beceri ve zeka yarıştırırsın. Evrenimiz mutlaklardan meydana gelmiş bi yer değil.Dolayısıyla bi şeyde fikrinin olabilmesi ve kendinin bi görüşü olabilmesi çok olası bişey. Hatta diğer veriler sadece bu görüşleri oluşturabilmek için istediğin gibi kullanabileceğin araçlar (tabi ki mantıklı olursa). Sonuç olarak sistem içinde buna gelemeyen her insan, aslında kendinden bu talebe göre davranılmasını reddedip aklını öyle ya da böyle özgür kılmayı istemiş insandır. Çünkü bu sistemin içinde durumun farkında olup bunun üstünden gelebilmek ya aklını satmakla ya da aklını kiraya vermekle mümkün. Eğer satarsan ya da farkında değilsen durumun, aklın köşeli olarak şekillenecektir, geriye dönüş de mümkün olamayacaktır, eğer farkında olup mecburiyetten akıl kiraya verilirse bu durum gerçekten acı vericidir, çünkü kesinlikle istemeyeceğin ve katılmadığın şeyleri yapmakta zorunlusundur.

çok iyi bir eleştiri bir keresinde yurdumda ülkenin en iyi okullarından birinde tıp okuyan biri ile karşılaştım kendisi tam anlamıyla salak biriydi ancak çalışmayı ( itaat etmeyi ) çok iyi bildiği için üniversiteye yerleşebilmişti

Bu Muhteşem konuşmaları paylaştığınız için teşekkür ederim.

Tamamı yanlış... Eğitim, itaat ve çalışmaya dayanır, ancak bu şekilde, birikmiş bilgiyi edinebilirsiniz... Yaratıcılık ve özgür fikirli olmak çok yerden beslenebilir, ancak önemli gövdesi eğitimdir.. eğitimsel alt yapısı olmayan yeni neyi keşfettiğini bile bilemez. Burada sorunlu olan eğitim kavramı değil, Chomsky'nin eğitim kavramı. Eğitim, doğası gereği baskıcıdır, ama bu bir yere kadar kaçınılmazdır. Hele, itaatkarların okumaya devam ettiği, okumayanların ise 'bu ne saçmalık diyerek' okuldan uzaklaştığı ve itaatkarların/okullların bir yere seçilmesine hizmet ettikleri düşüncesi iyice saçmaladığı bir nokta. Okumayanların önemli bir bölümü eğitimde fırsat eşitliğinin olmaması ve toplumda gelir ve kültürel sermayelerin akraba klanlığı ile sürmesiyle yani ekonomik ve düzen ile ilgili.. eğitim, sadece eğitim değildir, aynı zamanda siyaset ve ticarettir.. fırsat eşitliği olmaması, kapitalizmin etkileri, eğitimlilerin eğitimli olma çarklarını devam ettirmeleri, eğitime bulaşmış siyaset ve ticaretin olumsuz etkileri, hepsi eğitim sistemini eleştirmek için önemli noktalar.. ama eğitimin (baskıcı) itaat ve çalışma istemesini eleştiri noktası yapılamaz. Bunu abartan okullar olabilir ama eğitimin bu küt ve dediğim dedik yapısı onun doğasında var ve geçmiş bilgi birikimi ancak böyle yeni kuşaklara aktarılabilir..

Bu elit bilgiler için teşekkür ederim.

Üniversitede profesörlerin egosunu tatmin ediyoruz, bizim aptal olduğumuzu bize düşündürmeye çalışıyorlar ve evet gerçekten aptalız, bunu üniversiteyi bitirince anlayabiliyoruz

Sistemsiz hiç bir halt olunmaz.ya sistemi değiştirecek üstün akla veya görüşe veya paraya sahip olman gerekir ki bu gibi insanlar dahi olup az miktarda.eğer yine eğitim sisteminden şikayetin varsa; yine oku ve herşeyi sorgula ve emek ver.yan gelip yatmakla olmuyor.eğer hâlâ eğitim sisteminde özgür olmadığını düşünüyorsan bu yaradılış da özgürmüyüz e kadar gider.

Ne olmak istediğin yönde deil, ne olman istenildiği yönde eğitilirsin. Sana lazım olan yönde deil, onlara lazım olan yönde. Bu herzaman böyle olmuştur. Yani onlara lazım olan şey sana lazım olan şey haline gelmiştir. Malesef..

Japonya 2 tane atom bombası yediği için geri olabilir mi acaba :D (konuşmayı yaptığı sene için)

Düşündüğüm birçok şeyi söylemiş. Helal olsun. Sistemin kölelere ihtiyacı var. Düşünen ve sorun çıkaranlara değil ;)

👍👍👍

Ben burada söylenenlerin bir kısmına katılmıyorum. Okul ve ödevler insanlarda disiplin ve sorumluluk bilincinin gelişmesi için öneme sahiptir.

Gençken S.Krashen’a benziyormuş. 🤣

Okul bizi sistemin kölesi etmeye aşılar. Ancak, sistemin dayattığı kutucuktan dışarıya çıkabilirseniz başarılı olabilirsiniz.

Bu noktaya varmasına izin verilmiş biri olduğunu fark etmek üzücü.

Bizim Imam Hatipler öğrencileri çok iyi bir şekilde eğitiyor.Onlara sorgulamayı, sorunları daha kolay çözmek için analitik düşünmeyi öğretiyor. Keşke Fen liseleri de imam hatip olsa...

Japonya dünyanın en büyük 3. Ekonomisi diye biliyorum. Teknolojik açıdan geri bir ülke nasıl bu seviyeye geliyor. Bilgili biri açıklayabilir mi?

Bu doru mu

zırrrvaaa

Japonya konusunda saçmalıyor nasıllığını atlayıp konu değiştiriyor. Noam amca.