Prof. Gülriz Kozbe ile Antik Mezopotamya'da Kadın 

İkinci kez yine büyük bir keyifle dinledim. Emeklerinize sağlık! ❤

Hocalarımıza çok teşkkürler.

sayenizde profları dekanları görüyor dinliyoruz çok teşekkürler,

Gülriz Hoca 1994-1998 yılları arasında Ege Üniversitesin'de benim de hocamdı. O yıllara gittim. Kendisinin derin bilgisini özlemişim. Çok güzel bir program olmuş. Tebrik ederim.

Mesut abi emeğine sağlık,çok keyif alarak izliyor, dinliyoruz.Başarılar...

Teşekkür ederiz. Değerli hocalar..

Mesut abi sizi çok özlemiştik bugünlerde seni dinlemeye o kadar ihtiyacımız var ki 😄

Yorumlarınızı ilgiyle takip ediyorum elinize emeğinize yüreğinize sağlık tesekkurler sayenizde günümüz akşamımız güzelleşiyor 👏👏👏👏👏👏👏👏👏👏👏👏👏

Muhteşem bir yayın. Emeğinize sağlık. 👏🏻🌸

Xûde alîkarîyawe bike mamoste ez pir keyf xweş dibim

Teşekkürler....Entellektüel birikimimize yaptığınız katkılar,metodun güzelliği için bir kez daha teşekkürler...

Super muhabbet, sagolun!!

Sayın hocalar çok keyifli bilgiler alıyoruz, tekrarlarını bizde istiyoruz..Emeklerinize sağlık, çokk teşekkürlerimle, iyi ki varsınız! 🤗😀

Bu kadar değerli bilgileri bizlerle paylaştığınız için müteşekiriz.

Çok teşekkür ederiz Mesut Bey.

harika bir yayin, cok tesekkurler,hocamiza ve sizede sevgiler.

Cok keyifli bir yayındı, çok teşekkürler. Umarım böyle yayınlara devam edersiniz. Ben hocamızın poligaminin kesinlikle olmadığı yönündeki açıklamasının aksine yönelik bir örnek vermek isterim. "Eskiden her kadının iki erkeği vardı, ama bugünün kadınları bu suçu işlemekten vazgeçirildiler" 'Uruinimgina Reformları' ndan alınan bir pasajıdır. Kaynak: amelie khurt, eski cağda yakındoğu, c.1, s. 51 Saygılarımla

Çok çook teşekkürler! Emeğinize sağlık! ❤👏👏👏👏

Çok güzel bir program olmuş devamı olsun elinize emeğinize sağlık

İşte bu!....😊 degerli hocalarımız çok teşekkür ediyorum ! fon mùzigi gidince harika olmuş! .. emeginize saglık! 👏👏👏

Harikasınız 🌹🌹🌹

Verdiginiz degerli bilgiler icin cok cok tesekkurler.

Hocam, size de Gülriz Hoca'ya da minnettarız. Sizi çok sevdiğimi belirtmek istiyorum. Ayrıca çocuklu olmayan evliliklerde kocanın kadın kölelerinden biriyle olması bana direkt İbrahim peygamber ile Hacer ve sonunda İsmail ile sonuçlanan hikayeyi anımsattı. Tıpatıp aynı olay. Tek farkı sanırım İsmail'in de yollanması. Lütfen ve lütfen devamı gelsin. Karantinamızın neşesisiniz vallahi. :) iyi ki varsınız, sevgiler.

Mükemmeldi gerçekten

Gulriz hoca harikasiniz mesutcum cok tesekkurler bize mezopotomya kadinini gercek aydin bir kadinin fikri ve zihniyle aydinlattigin icin kardesim🤗😌👍👌

Gerçekten çok keyifli

Mesut Hocam, sanırım videoyu silip, yeniden müziksiz olarak yükledin sanırım, tamamını daha sonra izleyeceğim..Bu şekilde çok daha iyi, çok daha samimi olmuş..Eline emeğine sağlık👍👍👍

Zorsıpas denke teşekkürler çok güzel bilgiler veriyorsunuz

Muhteşem bir panel. Teşekkürler

Çok güzel olmuş

Abi çok iyi oldu bu instagramda ileri geri yapmak çok zor oluyordu yahu

Emeginize saglik cok tesekkurler böyle guzel anlatim icin 🙏

Mesut abi Diyakon Kuryakos Acar ile yaptiginiz canli yanini RU-vidtan gorebilme ihtimalimiz var mi ?

Merhabalar, çok güzel bir yayın olmuş.aklıma takılan tek husus Asurlularda sıradan halk için monogami kural olmasına karşın, kral için bir ayrıcalık söz konusu değil mi? Geniş kraliyet haremleri olduğunu duyduğumu hatırlıyorum, teşekkürler.

Hocam tam annem odaya girdiginde fahiselik konusuda girdiniz 😂tesekkurlerr cok guzel yayin 😊

🙏

Hocam domlar hakkında da bilgi paylaşımı yapabilir misiniz ?

👏👏👏👏

Merhaba Mesut Bey, çok güzel bilgilendirici yayın olmuş. Gülriz hanım'ın çocuk yaştaki evlilik konusuna takıldım. Doğunun yoğun olduğunu belirtmiş ancak yapılan istatistiklere göre iç anadoluda daha yoğun olduğu açıktır. Haddime değil ama bu konuda doğu ve güneydoğu olarak belirtmek yerine "günümüzdeki gibi çocuk yaşta evlilik" olarak ifade edilse daha doğru olacağı kanaatindeyim.

😍😍😍😍

bölgede yerli kadim kültürleri manipüle etmeyecek bir kişiye ,kazı alanına ve müze dolaylarına en fazla turist olarak yaklaştırabileceğine inanıyorum.

Sevgili hocalar sizce hamurabi kanunları şerit kanunlarının temelini oluşturmuyormu

Şev baş usta olmak için kendini geçek öğrenciler yetiştirecek demiş Japon ata sözü hocalar kadınların önünü açmak gelişmesine engel değilmi bence fırsat eşitliği daha iyi

Merhaba Sayın Mesut Alp.Ben Hayatımın ilk dönemlerinde köyde yaşadım.Köyümüz Urfa'da Göbeklitepenin yaklaşık 8-10 kilometre doğusunda Culap deresinin kenarında.Bir zamanlar köyde, yaklaşık 10 cm boyunda pişmiş topraktan yapılmış bir kadın heykelciği bulmuştum.kadın iki elini iki göğsüne atmış,elleriyle göğüslerini kapatmıştı.heykel çok detaylı değildi.Buna ne buyurursunuz?Acaba hangi dönem?ve nasıl bir kültür?(heykeli yitirdim)

Bunları dinleyince M.Ö. yaşanmış medeniyetlerin , günüzümde yaşayan pek çok insandan daha modern olduğu gözüküyor...

Ege mezunu musunuz? Bu arada Hocanıza karşı saygınızı çok sevdim.

Bizi de kaçırıp korusalar şu Ortadoğu'dan

kamerayi bolme odaklanmada gucluk cekiyoruz :)

ingiltereden merhaba lo

Rodin Media kanalinda Kürd tarihi ve gelecegi ile ilgili bagimsiz Kürd aydinlar yayin yapiyorlar.

Hocam serkeftın Sözde canli izlemiştim Ama katılmaya açık değildi bağlandiğim zsman normal şimdiki gibi sanki banta izlemiş gibiydim .yanliz bundsn öncek paylaşimda bi kaç konu hakinda soru yöneltmştim...cevabini. hala bekliyorum .. ...

Mesut hoca videolarınızı keyifle izliyorum yanlış değilsem ilk videonuzda Cizrede kazı yaptığınızı söylediniz ama yaptığınız kazılarda her halde kayda değer bir şey bulunamadınız ondan bahsetmiyorsunuz yani yılarca bize anlatılan Cizrenin kadim bir şehir olduğu yalanlardan ibaret yoksa bahsederdiniz.2.si hocam neden Cudide Nuh tufanıyla ilgili bir kazı yapmıyorsunuz hiç değilse gemi Cudi mi yoksa Ağrıdamı olduğu gerçeği sizin dilinizle açıklanmış olur saygılarımla

Slav/Selamlar! Emeğinize sağlık... Devamını dilerim... Bir: Kadının tarihe girişini, toplumsal rolünü vs'ni oldukça negatif vurguladığınızı, değerlendirmelerinizin ütopik olabilir kaygısıyla kadının insansal gelişimindeki yerini iyi göremediğinizi, bir başka değişle anaerkilliği/tanrıça kültünü değerlendirme dışı tutmanız, ebedi bir erkek kültünün, yani daha en başta bir erkek egemenliğinin varlığıyla kadını tanımlamış olmanız, dolayısıyla böyleydi, hep baskın figür erkekti algısını verdiğinizi bilmelisiniz. Tek kelimeyle bu, vahşet bir algıdır. Bu okuma, kadın tarihi ve kadın bilinci açısından oldukça negatif bir okumadır. Oysa verileriniz bile kadının her alandaki konumunda şehir devletlerinin belirginleşmesiyle bir düşüş çizgisine/eğrisine geçtiğini gösteriyor, ki öncesinin ciddi farklılıklarını içeriyor. Biz kadının doğurganlığına/yaratıcılığına, tarihsel/toplumsal bir misyon , daha açık bir ifadeyle 'bir Kutsiyet' biçmiyecek miyiz? Ana mitinin, Ana kültünün, en basitinden ana kavramında bile bir cinsin sosyal okuması mümkün değil mi? Eğer M.Ö. 40-25 bin yıllık figürlerin bir sosyal siyareti, sosyal ilişkileri biçimlendirme anlamı yoksa, neden eril cinsin o tarihlere varan heykelcikleri yok? Tarih okumayı, kadının tarihini okumayı yazıyla başlatsak bile -ki siz bunu yapmışsınız- yazı bilgi-anlam-bilinç demektir ve eril cinsin onu hep kontrol-yönetme-gizleme politikasını düşündüğümüzde, yazıyı bulan cinsin nasıl oluyor da bundan bir toplumsal istifade sağlamadığını/sağlayamadığını düşünebiliyoruz. Açıkçası yazının icadının eril bir cinsin hakim olduğu bir toplumda olduğunu düşünmek ne kadar doğru olabilir? İki: Sorunun/olgunun kendisini -kadının tarihteki yerini, toplumsal tarihteki rolünü- magazinsel/popüler hatta ütopik bir değerlendirme olabilir kaygısıyla değerlendirmemek, ama bilmem kaçıncı aktarımın aktarımı olan eril iktidar yazımı ve hakim figüratif dönem okumalarıyla değerlendirmek...Okumayı en eski cins figürleri, en eski mitos izlekleri ve tabi yazıyı yaratan cins üzerinden okumak pekala mümkün değil mi? Mamoste, senin ilk videondaki tarihten-günümüze olan diyalektik bakış, ilişki ve bağlam üzerinden yaptığın mitos-figür-yazı okuması gibi, kadın cinsinin tarihsel yenilme ve köleleştirilme süreci, pekala olası bir kaygıya girmeden de yapılabilir. Bu sadece eril cinsin mitosları incelenerek bile yapılabilir. Onun mitosları, çoğunlukla kadın cinsinden çalınmış mitoslar olmasına ve bilmem kaçıncı eril iktidar anlayışının aktaranın aktaranı olduğunu bilemediğimiz mitoslar olmasına rağmen, eril cins, o mitoslarında adım adım nasıl kadın cinsinin -doğal yada direk- sahip olduğu sosyal konumundan onu düşürme ve onu ele geçirme mücadelesine girdiğini saklamıyor yada saklayamıyor... Mevcut mitolojilere sağlıklı bir cins bakışı nasıl olur? Daha yakın dönemde her hangi bir toplumdaki bir bireyin özgün-özel farkındalığı, o toplumda kendisine ayrıcalıklı bir yer, pozisyon vs. kazandırdığı antropolojik gözlemler, araştırma ve incelemelerle ortadayken (mesela bazı 'ilkel kabileler'de boyu uzun erkeğin şef olabilmesi gibi) nasıl oluyor da on binlerce yıl önce insan doğuran kadın toplumsal bir mevkide-konumda olmaz? Kaldı ki Anaerkilliği, ataerkilllğe indirgemek de doğru olmaz. Kadında bu doğal-tabii bir gelişim seyriyken, erkekte bu çalma, gasp etme, yalan ve zorla bir sisteme-kalıba getirme vardır. Erkek kendi tarih anlatısında bunu saklamıyor da zaten. Bunun için Gılgameş'e bakmamız bile yeter... Handikap, bu sürecin okunmasının oluşmuş kanılar, mevcut veriler, hakim bakış, anlayış, dil, kavramlar vs ile yorumlamamız olabilir mi? Üç: 'Kutsal Fahişelik' kurumunu cins çelişkisi açısından nasıl ele alabiliriz.? Bu kurum neden, nasıl ve ne zaman doğmuş olabilir? Bu kurumun/tapınağın/hizmetin lağv edilmesinin eril cinsle bağı nedir? Doğumun cinsellikle, cinselliğin özel mülkiyetle, özel mülkiyetin eril cinsle nasıl bir ilişkisi olabilir? Saygı ve sevgiyle...