Dostum İZZET GÜLLÜ'yü tanıyor musun ? Tanımıyorsan bir gir bak derim sana çünkü farklı bir yaklaşımı var psikolojik sorunlara karşı yani kısacası çözüm odaklı yaklaşıyor.örnek: seni evden çıkarmayayan depresyon değil sensin duygunun böyle bir gücü yok vs GİR BAK BENCE CEMRE.!
kitapta okudugun proton elektoron atom olayında bilmem kaç yıl diyorsun da evrende bir zaman kavramı varmıdır...300milyon yıl falan demek ne kadar mantıklı ...
Ben emekli sandığına karşıyım. Türkiye'de vergi almaya değer geliri olan herkes emeklilik, sağlık, eğitim, barınma gibi konular için oyak a.ş. gibi yasayla kurulan şirketleri devreye sokmak lazım. Sayıştay yani devlet bu durumda sadece denetleyici olabilir. Devlet sadece açlık sınırında yaşayan, en temel gereksinimlerden yoksun yurttaşları finanse etmeli. Fırsat eşitliği önemlidir. Her bireye kendini gerçekleştirebilmesi için fırsat tanınmalıdır. Ayrıca yeteneği ve zekâsı ile veya babadan/atadan zengin olan insanların bilimi, sanatı, yetenekli, zeki ama yoksul/dezavantajlı insanları finanse etmesi teşvik edilmelidir. Bunun karşılığında bu zenginlere vergi indirim kolaylığı sağlanabilir. Her koşulda paranın mümkün mertebe 'görgülü' insanların elinde olmasının toplumun fayda maksimizasyonu açısından önemli olacağını düşünüyorum. Böyle bir toplumda bilimin, sanatın, aydınlanmanın, ahlâkın, kaliteli bireyin ortaya çıkması kaçınılmaz olacaktır. Şark toplumlarında para, makam, mevki çoğunlukla görgüsüz, erdemsiz insanların elindedir. Bu da şark toplumlarında toplumun bireyi modellemesi sonucunu doğurur. Batı toplumlarında ise birey toplumu modeller. İnsan tek tipleştirilmeye uygun bir canlı değildir. İnsan doğanın bir parçası olduğundan doğal düzene uygun şartların insan için tesis edilmesi esas alınmalıdır.
sağlık kurumlarında büyük olan hastahanelerde tıpkı üniversite gibi belli sayıda doktorun randevusu özil gibi yapılabilsin hem devlette en iyi doktorlar bulunur hemde doktor kendi emeğinin kaarşılığınıda alır