Hideo Kojima'nın hayat hikayesi... Buradan takip etmek yetmediyse, gelin bir de şuralardan takip edin: ► / tuncaarslan ► / tunca.arslan ► / oyundoktoruu #tuncaarslan #oyun
Çocukken bir hastalık sonucu yürüyememeye başlamıştım. Moral aşırı bozuk tabi. Sonra ailem playstation 1 aldı. İlk göz ağrım da Metal Gear Solid 1. Sayesinde aylar sonra ilk kez tekrar gülmeye başlamıştım. Hastalığımla savaşmak zor gelmemeye başlamıştı. Ve savaşı kazanmıştım. 20 sene oldu hâlâ her sene açar oynarım. Playstation 1'ime de gözüm gibi bakarım. Video için teşekkürler.
Metal gear solid serisi bence resmen bir oyun degil, sanatsal ve duygusal bir film oyunu gibi. Yetiskin sert insanlari bile mutlaka duygulandirip ağlatabilecek ozel sahneler, savasarak yada gizlenerek hayatta kalmak ve bunun gibi bircok seyleri barındırıyor. Bence bu oyunun seeinin kesinlikle bir filmi olmalı. Harika bir başyapıt olur kojima icin
Enis Kirazoğlu ve senin belgesel içeriklerine bayılıyorum. İkiniz bu oyun, oyun şirketi, oyun yapımcısı belgesellerini sırtladınız ve çok iyi yapıyorsunuz.
Teşekkürler Tunca bey, hem anlatım tarzınız, hem gençlerin akıllarında açtığınız yenilik kanalları, hem de sonunda Kojima'ya seslenirken hepimize içimizde hiçbir şey kalmadan yaşamamız gerektiğini söylerken... Umarım dünyada daha çok Kojima gibi yaratıcılar olur da, gelecekte bir çok insanın hayata bakışı gelişerek değişir.
Şiir gibisin hacı abi, insanların duygularını iyi irdeleyip arada kendi tatlı yorumlarını katarak bize kısa metraj film çekmişsin teşekkür ederiz. Şapka çıkardım. 🎩
Kojima: Hax AP Speed Mind TR genci: Raw Power Stamina Endurance Pure Health Pure Defance Strong Adaptation Level 800k Yasuo TR genci: wins - very hight diff
geçenlerde arkadaş yeni aldığı ekran kartının marifetini görmek için death stranding kurdu, oynarken ben de discordda eşlik ettim. bir yandan kendisi oyuna hayran kalırken ben de kojima'nın kendisi ve oyunları hakkında konuşmaya başladım birazcık. hemen akabinde aklıma youtube videoları geldi. acaba hakkında shorts falan var mıdır diye hemen kanalına geldim tunca. kojima'nın kendisi ve veya oyunlarıyla ilgili ilginç bilgiler için. tatmin olmadım. keşke dedim şöyle güzel bir türkçe uzun videosu olsaydı dedim. çünkü izlediklerimin çoğu ingilizceydi ve özellikle arkadaşa kojima oyunlarındaki yenilikçi, gerçekçi detaylardan bahsederken ayrıca oyunlara ekleyemedikleri ise bir o kadar hatta daha da öte seviyesinde olduğunu anlattığım david hayter ile cut content videoları falandı. bu videolar da oldukça iyiydi, kojima'nın oyunlarına kattığı yenilikler ve döneminin ötesindeki atılımlarının yanı sıra yapamadıkları bile uçarı. meraklılara öneririm. her neyse. iş bu kadarıyla da bitmiyor. resmen evren dileğimi gerçekleştirmişçesine bu videon geldi. bu da böyle bir teşekkür olmuş oldu, biraz daha yazıp uzatacağım kusura bakmayın çünkü iş bu kadarıyla da bitmiyor dedim: kojima ile çocukluğumuz %95 benzeşmekte. evdeki sinema gecesi kısmı çocukluğuma götürdü resmen beni. abilerim benden oldukça büyük; film arası ve sonrası kendi aralarında kritik yaparken filmin alt metnini, anlatmak istediklerini, felsefelerini dile getirirken ben de hayranlıkla dinlerdim onları. hala hatırımdadır bazı yorumları. tabii kojima gibi her sahneyi izlemiyordum, gözümü kapatıyorlardı. kojima gibi kameraya sahip olma avantajım yoktu lakin evin yakınında avm açılmıştı yeni ve benim peder de orada iş başı yapıyordu. sinema da vardı ve müdürü de tanıdıktı. yıllarca sinemaya bedavaya gittim. yüzlerce film izledim "tek başıma" (sonraları öğrendim ki "tek başına" sinemaya gitmek diye bir şey varmış, farkında olmadan yüzlerce filme yaptığım). her gün giderdim neredeyse. hatta bazen film kalmadığında, film güzelse tekrar izlerdim. yüzüklerin efendisini sinemada izleme şansım olmuştu böylece. bir de perdeye yakın ön sırada izliyordum hala unutamıyorum o rohirrim sahnesini. o hayranlığı tarif edemem. yazmayı bıraktım gidip derhal tekrar izledim sahneyi öyle geldim yazıyı devam ettirmeye. çok etkilemişti "sinema" beni. evdeki filmler ile zaten ilk adım atılıp bir giriş yapılmış, hayranlık oluşmuştu ve aşinalık vardı ama bu başka bir şeydi. ruhların kaçışı animesini de sinemada izledim ve bu daha da katmanlaştırıp katlanmasına sebep olmuştu o duyguların. resmen çekirdekten yetişiyordum sinemada. içinden. hem de oldukça ham bir şekilde. tabii o zamanlar daha küçüğüm, bilmiyorum bazı şeyleri. filmi izlemeye başlarken aşina olduğum yapım şirketi logosunu görünce "a, bak bu film güzel olacak" diyordum içimden. film hakkında hiç bilgi sahibi olmadan, trailer izlemeden balıklama dalıyordum salonlara. başta logolar, sonra "a, bak yine bu oyuncu, bu oyuncu kaliteli, güzel, beğeniyorum kendisini, bu film de iyi olacak anlaşılan" hissi oluşuyordu ve filmi izlerken keşfediyordum. sonraları yönetmenleri falan tanıdım. sabah sinemada akşam evde film. böyle böyle gelişti ve ilerledi. sonrası malum, yaş ilerleyince ileri düzey film okumaları vs. her neyse kojima'yı dağıttım kusura bakmayın. kojima'nın babasının durumu benzeri trajik olay da yaşadım o dönemlerde, detay vermek istemiyorum lakin aynısı değil. neden bu kadar yazıyorum? çünkü kojima'nın etkilenmesi gibi bu video da nedense bir etki yaptı bende. kojima ile tanışmak istiyordum zaten, şimdi ise tam kafaya koydum. çünkü sadece çocukluk ile değil sonraki gidişatımız da biraz benzer lakin ben oyun sektörüne falan giremedim, her ne kadar mesleki lisede programlama okuyup bu hayali üniversitede bırakıp başka alakasız bölüm okuduysam da. yıllarca film, dizi izlemeye devam ettim. çok kez kafamda kısaca anlık sahneler falan tasarladım lakin hepsi havadaydı. ta ki kojima ile tanışıncaya değin. oyunlarıyla yani. kendisiyle ilgili pek bakınmadım, çok az, çok sonraları. hatta bu video ile daha fazla şey öğrendim. kojima'nın oyunları bir etki yarattı ve o havada kalan kafamda canlanan sahneleri bu sefer parça parça değil de bütünleşik bir şekilde ayakları yere basacak bir biçimde şekillendirdi zihnimde. ve kabaca yazmaya başladım, çokça kısa notlar yazdım, aklıma geldikçe. hiçbir zaman film yapma/çekme gibi bir isteğim-hayalim yoktu ama kojima bu ateşi fitilledi. kafamda canlanmasına vesile olduğu sahneleri perdede ya da ekranda da görme arzusu oluştu. bir umut, yazıyordum. belki günün birinde diye. bir de... "sanat da hayat kurtarabilir" düşüncesini de paylaşmanın ötesinde geçenlerde felsefi bir videonun altında hayat-anlam-intihar mevzularını konuşurken konuyu bu düşünceyle noktalamıştık. depremden beri yazmıyorum. şimdi bu video ile yazmaya devam etmekten öte, kojima ile gerçekten iletişime geçip bunları konuşup kendisiyle çekmek isterim ya da belki yardımcı olur hayata geçirmeme. kendisiyle zaten tanışma isteğim vardı şimdi planım var. teşekkürler tunca. kojima'nın aldığı mektuplar kısmı gibi oldu.
Kojimaya seslenirken aynı anda kendine de seslendiğini hissettim. Uygun şartlara sahip olmadığını, zaman ve bütçe olarak sıkıntılar çektiğini biliyorum ama umarım ölmeden kendi filmini yapmak sana da nasip olur abi :D (Mesela Efe Aydal 10 yıldır beyaz hap filmi için çalışıyor dijital ve bazı yerlere verecek az kaldı ne kadar zaman alacağı önemli değil 2050'de çıksın ilk izleyenlerden olurum :)
Çok güzel keyifle izlenen bir video olmuş Tunca ellerine sağlık. Del Toro'ya saydırdığın yer şahaneydi, duygulara tercüman olmuşsun :D Bu tip videoların devamı gelmeli mutlaka 👍
Artık oyun sektörüde film gibi müzik gibi ayrı bi sanat dalı haline geldi oyun oynamak cidden çok güzel birşey hayatın sıkıntılarıyla uğraşırken bi süre insanı gerçek dünyadan koparıp rahatlatan çok güzel bi deneyim
Bu baştaki Kojima'nın çocukluğu ile ilgili şöyle bir şey var: Genelde ünlü, başarılı veya zengin insanların çocukluk-gençlik hikayeleri hep böyle :D Yani elbette böyle olabilir de ağır sallıyorlar muhtemelen çoğunun PR ekibi var hakkında hikayeler, röportajlar yapıp sonradan bu tarz hikayeler ortaya çıkıyorlar . Zaten olayların doğruluğunu kanıtlayacak kimse de yok, dümdüz bir çocuktu sonradan şansa bala bu seviyeye geldi demektense çocukken filmi bitirmeden yatağa gitmesi yasaktı demek daha etkileyici, daha dikkat çekici.
Tunca Cok faydali bir video olmus kojimayi yıllardır biliyoruz ama biyografisini incelemek hiç aklıma gelmemişti ve böyle bir videoya ihtiyaç duyacağımızı sanmazdım ta ki izleyene kadar🙏
Hayatını anlatan uzun bir video izlemiştim. Gerçekten MGS serisinin devam oyunu her gündeme geldiğinde neredeyse her seferinde devam etmek istememiş ama şartlar vs devam oyunları yapmaya devam etmiş. Bugüne kadar sadece iki tane Hideo Kojima oyunu oynadım (MGS V Ground Zeroes'la The Phantom Pain) ama bu iki oyun bile aklıma kazınmasına yetti. Çünkü bu oyunlarda karakterlerin psikolojik durumlarını hikâyelerini öyle güzel, öyle ince işlemiş ki en baba romanlarda görürüz anca bunu.
Görünce şaşırdım be, Penguen Advanture'ı yıllar önce oynamıştım :D Bu arada çok güzel hikaye be... Emeğine sağlık Tunca hocam, çok güzel bir video olmuş.
1:40 Tunca Allah ne muradın varsa versin. 1 senedir kafamda çalıyordu bu müziği arıyordum. Merak edenler için müzik Les 400 Coups. Film müziği. 10 seneye yakın oldu izleyeli, güzel diye hatırlıyorum
"Siz türkler oyun oynamayı bilmiyorsunuz Siz hep lol ve csgo oynuyorsunuz biraz kaliteli oyun oynayın. gidin metal gear oynayın çok güzel yaptım. gidin japon oyunları oynayın da, kültürlenin siz anca, milli değerlerinizi sömüren oyunlar yapıyorsunuz. Ben oyunumarobotları koyuyorum." - Japon oyun yapımcısı, HIDEO KOJIMA, (the Creative Gene ~ 1997)
Videonun 2:29 deki kısmı video oyunculuğu hayatımda tecrübe ettiğim inanılmaz anlardan biridir. Birinin böyle bir konuşmayı oyuna yerleştirmesi inanılmaz gelmişti. Ayrı bir videoyu bile hak ediyor o konuşma. Oyun, MTGS2.
Tuncay bu yorumu oku RU-vid'da geçmiş videolarına rastlıyorum izledikçe seni daha çok sevmeye başladım ulan sen ne büyük adam ne büyük sanatçıymışmış be hakkettiği değeri ilgiyi sana göstermediğimiz için bizi affet lütfen sanatına devam et ..🎉