Hayatımızın bir anında, pek çoğumuz Türkiye'den ayrılmayı düşünmüşüzdür. Bu konunun çağrıştırdıkları hakkında yarı kişisel yarı genel bir konuşma yaptım.
Kendimi bildim bileli sosyal bir hayatım olmadı. Bu yüzden gençliğimde, yurtdışında yaşamanın benim için bir şey değiştirmeyeceğini, hayata uyum sağlayabileceğimi düşünürdüm. Fakat otuzlu yaşlara gelince, dediğiniz gibi kafamın ve ruhumun her zaman Türkiye'de kalacağını anladım. İş yerinde bir sıkıntı yaşadığımda, benimle aynı kültürü ve anadili paylaşmayan, dertleşebilecek arkadaşlarımın olmaması düşüncesi bile korkutur oldu beni.
Bu videoyu Paris metrosunda izledim. Düşününce uzun süre (1-2 yıldan daha fazla) burada yaşamak çok mantıklı gelmemeye başladı. Hem Türkiye’deki gibi 1. sınıf vatandaş değilsin hem de buranın da beklenmedik kadar çok problemi var. Ve işin garibi burada insanlar daha uysal, sorunları çözmek için pek de seslerini çıkarmaya cesaretleri yok. Ayrica sürekli bir endişe halinde yasiyorsun, İstanbul’dan kat kat daha güvensiz bir şehir. Falan filan. Kısacası insanların bir süre yurtdışında mutlaka yaşaması lazım idealize edilmis yurtdisi hayalinden kurtulup gercek bir karsilastirma yapabilmeleri icin. Hem de farkli sehirlerde/ulkelerde yasama tecrubesi önemli bir sey. Amma velakin insan fark ediyor ki aslinda Türkiye’de hic farkinda olmadığın bir sürü avantajın var.
@@ertangil Ya bunu düşünmedim değil ama video çekmeye hem üşeniyorum hem de kendi görüntümü ve sesimi videoda görmek bana hep bir tuhaf, dayanılmaz geliyor. Belki bir arkadaşla beraber yapmak daha mantıklı olabilir.
Böyle samimi insanlara hasret kalmıştık. Bu yönünüzü çok sevdim ve takibe almaya başladım sizi. Dilerim hep devam edersiniz videolara, merakla bekliyorum.
Merhaba. Haftada bir video çekmeye gayret edeceğim. Belki aksadığı olur ama illa ki yeni videolar hazırlarım. Yeter ki aklıma konuşacak konu gelsin. Teşekkürler.
Tamer hocam çok güzel bir konuyu ele almışsınız.Benim çocuklarımın hayalinde de yurtdışında yaşamak var.Bu videoyu izletmeliyim onlara.Çok yürüdüğüm karamürsel sahilinde çekiyorsunuz. Çok uzun yıllar orada yaşadıktan sonra sıkılmaya başlamıştım doğrusu.Ben de şehir değiştirdim ama pişman olmadım şimdilik.Belki aradığım şeyleri yeni şehrimde bulmuş olmamdandır.Keyifle takip ediyorum videolarınızı.Emeğinize sağlık.
Acaba genel anlamda dünyadaki insanların ait olduğu topraklar diye birşey gerçekten boşuboşuna kullanılmamış ortaya çıkmamış bir kelimemi? Yani aslında biz buraya mı aitiz? Belkide Allah bizim için en iyi olabilecek yerde mi bizi dünyaya getirdi? Sorgulamıyor değilim!, Öte yandan bende Yurtdışına çıktım hatta uzun yıllar kaldım ve buradan bende gençlere şunu demek isterim; 1 seninde dediğin gibi gerçek bir dostunun olamayışı, 2 espirilerinin kültürlerinin belki yemek lezzetlerinin bile benim için çok fazla birşey ifade etmiyor oluşu, 3 aileye arkadaşlara olan özlem, çaya kahvaltı olan özlem seninde dediğin gibi içini dökebilecegin birinin eksikliği yada olsa bile Türkiye'den arkadaşların, onlarında meleketini özlüyor olması. Özetle ne demiş eskiler Ana gibi yar, vatan gibi diyar gerçekten olmuyor. Ve ben istesem kalabilecek imkanda bulmuşken döndüm, galiba ruhum beni buraya çekti, ait olduğun yere dön dedi, belkide bir gün öleceksem Amerika'da ölüp duam okunmadan gömülmek istemediğim için bende döndüm ve bencede İnsanın doğduğu yer gibisi yok bunu balık sudayken değil ama sudan çıkınca anlıyor ki, başka akvaryumlar isterse dünyanın en güzel akvaryumu olsun, tatlı su balığı ise, o tatlı suyun yerini, dere balığıysa o derenin yerini, okyanus balığıysa o okyanusun yerini başka hiçbir yer tutmuyor. Çok güzel bir söyleşi olmuş Tamer Ertangil arkadaşım, seni severek takip ediyorum.
bir de düşününce evinde olmamak bence korkunç bu biraz kişisel bir kompleks olabilir ama ben her ne kadar bu topraklarda yeterince konforlu hissetmiyor olsam da üst kattaki türko da olmak istemiyorum
Bahsettiğiniz iş bulamayınca yerleşemiyorum, halihazırda orada yaşamadığım için iş bulamıyorum olayı tam bir catch 22. Güzel kitap bu arada okumadıysanız, tavsiye ederim. Tayine tabi çalışan bir hukukçuyum, belirli sıklıklarla il değiştirmek açıkçası insanı sağaltan bir şey, yorgunluklarına rağmen.