Yalnızlık üzerime yapışmış bir doğum lekesi gibi ama doğum lekesi olsa yine birileri gelip bu ne diye sorardı. Öyle görünmeyen bir yalnızlık lekesi ki bu, bir ben biliyorum.
@@kral7912 Sizler ve sizin gibi kalanlar çevreye asılsız hakaretler savurup kendinizi tatmin etme isteğinden yanıp kavruluyorsunuz. Aslında ülkemizin genel sorunu bu, bilmeden yorum yapmaktan hiç geri kalmıyoruz. Sadece filmde geçen, beğendiğim bir repliği yorumlarda paylaştım.
bu film belki şuan değil ama ilerde değeri daha da anlaşılacak bir sanat eseridir.Eşi benzeri yoktur, oyunculuk desen 10 numara, bütünlük esen o da keza aynı şekilde.böyle filmleri gördükce Türk sineması ilerisi için umut vermektedir.
tüm yıldızlar düşerken denize ve toprağa ve kızgın sesler rüzgarda devam ederken bir ışık demeti aklını dolduracak ve hatırlayacaksın söyleneni dünyanın görüp geçirdiği tüm iyi adamlarca göreceğin bir başka adamdır senin ve benim gibi görünen .....
@@mertes587 bence izlemesen de olur, bazı şeyler efsaneleşir ve biter, bitmesini istemeyiz ama çıkacak şey genelde daha iyi olamaz bu yüzden o an bittiğiyle kalmalı efsane dediğin böyle olur. İkinci filmi izlemedim izlemeyeceğim de, bütün büyük olaylar fragmanda var fragmanı izlemek yetiyor iyi olmadığını anlamak için (bence)
I'm a melancholy man, that's what I am All the world surrounds me and my feet are on the ground I'm a very lonely man, doing what I can All the world astounds me and I think I understand That we're going to keep growing, wait and see When all the stars are falling down Into the sea and on the ground And angry voices carry on the wind A beam of light will fill your head And you'll remember what's been said By all the good men this world's ever known Another man is what you'll see Who looks like you and looks like me And yet somehow he will not feel the same His life caught up in misery He doesn't think like you and me Cause he can't see what you and I can see
teknik açıdan on numara, oyunculuk bakımından keza öyle birbirinden kaliteli müthiş "tiyatrocular" oynuyor, kamera açıları sahneler harika, belki gerçek bir hikayeden alınıyor ama o öykünün geliştiriliş şekli süper diyecek bir şey bulamıyor insan ama belli bir şey var ki bu film felsefesinden, gençleri radyoya itmesine, can gox'undan, nejat işlerine ve daha nicelerine çok şey kazandırdı bize
Ben bir melankoli adamıyım, işte ben buyum Tüm dünya beni çevreler, ve ayaklarım yere basar. Ben çok yalnız bir adamım, elimden geleni yaparım Tüm dünya beni şaşkına çeviriyor ve sanırım anlıyorum Büyümeye, beklemeye ve görmeye devam edeceğimizi
Her kaybedenin kaybettireni vardır en güvendiği en sevdiği insandır o inancı boşa çıktığında hiçbir zaman hiçbir kadının nefesinde teninde kendini mutlu hissetmez
Hastalığımı daha çok taşıyamayacağını söyleyerek gitmeyi tercih ettiğin için inadına yaşamaya devam edeceğim. Ben sana nefesim dedim sen boğazımı düğümleyip nefes almamı daha da zorlaştırdın ama sana kızgın değilim. Kimseye olmadığım kadar kırgınım gidişine en ihtiyacım olduğu anda yalnız kaldığım için kırgınım.
Bu film alaninda gelmis gecmis en iyi Türk filmlerinden biri..Keske ayni kadroyla dizisi de cekilse şoyle bi 1 saatlik..Kaan ve arkadasi konussun biz de guzelce izlesek.Cok guzel olur bence..
But we're going to keep on growing Wait, and see... Evet, kadınlar aşık olurlar. Ve zamanla aşık adamın aşık oldukları özellikleri onları acıtmaya başlar, göremezler bunu, değiştirmeye çalışırlar, istemezler de aslında değiştirmeyi. Aşık oldukları adam değişmedikçe, değişmek istemedikçe, aşık olan kadın farkeder ki, kendisi değişiyor, değişmiş. Sevdiği adam mutlu olsun diye kabullenmiş aslında hiç kabullenemeyeceği şeyleri. Ve sonra bir bakmış ki, kendisi mutsuzmuş. Ve gitmiş, ardına bakmadan.
Öyle yalnızlık ki, buram buram elektrik direklerinin vurduğu asfalt kadar sisli ve heyecanlı. Ve öyle yalnızlık ki olmadığını bildiğin insanları var gibi görmek ve hiç gitmeyeceklerini düşünmek. Belki bir bira ? Belki bir kadın yalnızlık, ince belli. Belki bir Kadıköy konservatuarın önünde çay içerken Haydarpaşayı izlemek. Belki sokak sanatçısı para attığında gülümseyerek devam eden. Öyle yalnızlık ki, gece olduğunda konservatuar bile yalnız kalıyor. Kadıköy bile. Herşey! Ve öyle yalnızlık ki, öyle yalnızlık ki, kız kulesi kadar yalnızlık. Olduğunu zannedip olmadığı yalnızlık. Şizofreni yalnızlık. Bu arada böyle bir şarkıya kapılmak yerine siz bu duygu hiyerarşisini mi okuyorsunuz ?
+Taner Kural Helal olsun! Evet okuyorum çünkü ikisinin de ortak özellikleri düşenceler ve duygular.Cümleler farklı ola bilir ama aynı yaşanmışlıklar işte. Ve ya yaşan)a(mamışlıklar..
Özen DALGIN seni unutmayacağım bu şarkıyı her dinleyişimde senin kokun aklıma geliyor aynı esrarengiz ortamın havasını hissediyorum murti turtin unutmaycağım seni. Özen DALGIN
Dün gece carrefoursa önünde sevgilimle bankda oturuyodum hava kararmıstı dolunay cıkmıstı sevgilim karşımda ağlıyordu ben ise sigara yakıp ona bakıyodum 3-4 yıl önceki eski sevgilim geldi birden aklıma dayanamadım kuşadasında.Sarjım bitmişti bu sarkıyı acıp dinlemeyi çok istemistim olmadı.Eskiyi unutmanın vakti gelmişti artık yeni bi hayat kurmuştum ne olursa olsun onun gözünden düşen tek damla olamazdım sarıldım ve unuttum eskiyi.Çoğu kişi beni neşeli mutlu biliyor ve beni çok seviyor yani buna inanıyorum ama içimdeki fırtınayı görmüyor paramparçayım.Her gece başımı yastığa koyduğumda ölüyor her sabah yeniden doğuyorum
Kesinlikle mutlusun, iyi de gözüküyorsun ama kimse bilmiyor bazı saatler bazı sokakardan ve tek başına bazı şarkıları dinlemekten delicesine korkuyorsun. Geceleri dinleyebiliyorsun mesela bazı şarkıları, biri görür de anlar diye irin irin korkuyorsun. Beklesen de yazık olacaktı unutsan da. Bir anı diye belleyip koyacaksın bir kenara ara ara raftan çıkartıp tozunu sileceksin gözyaşlarınla gizli gizli; yoksa kabus olur çöker ömrüne. Sonra yoluna bakacaksin. Yanına biri gelecek. Onun için diyeceksin. Vakti değil, artık bunun vakti değil...
Bi karanlık çöker "bazen" Eşsizdir, çıkılmaz ve vazgeçilmez... Başta kabul edilir makul gelirken Sonra kaçtığın şey bu olur. Neyden kaçtığını da unutur bazen insan. Kendini hem severken hem de nefret etmeyi öğrendiğinde çok geçtir. Yarım kalır sigaralar Bir şeyler değişmez ama dönüşür. İşte o gün yer çekimi de dahil her şey anlamsız gelir. Zaten olmazdı son cümlendir.
Herkese baktım bu güne göre en yakın siz yazmışsınız. 10 yıl, 7 yıl, 5 yıl önce yazanlar var. İnanılmaz bu ya..... ben sevdiğim parçayı defalarca dinlerim ve hep yorumlarım. 10 yıl önce dinlemiş ve bitirmiş. Benim gibi çok müzisyen arkadaşlarım hep üzülüyorlar. Kardeşim sen o zaman hiç yorum yapma.
Sen her zaman bizim melancholy manimiz olacaksın nejat işler. Daha çok erken. Katedilecek çok yol var, karşı durulacak çok haksızlık. Yaşanacak çok şey var...
bu film gerçekten insanı etkiliyo alıp götürüyo hem filmin kendisi hem şarkıları geçen yazı özlüyorum her dinlediğimde hayata farklı bakmaya başlamıştım filmi izledikten sonra
Gidenler hep gidici, hayatta sevdiklerimiz hep gidiyor.. soluk buruşuk suratlar oluyor bizde. Bir solukta öleceğiz bunda hemfikiriz. Ancak ölmekten korkmayan insanlardan korkun
Nefret ettim senden, sevdim de aynı zamanda içinden çıkılır şey değildi yalnızlık Geceleyin gördüğüm kötü rüyalar senin gibi konuşuyordu Savaşı kaybettiğimi söyledi hep inanmaktan başka çarem yoktu çünkü dokularıma kadar gün yüzü görmemiş acı sızılar geziniyordu
Nesrin, o anda tunçtan bir örs düşse yeryüzüne ancak 9 gün 9 gece sonra varabilirdi o yeşil gözlerine Nesrin..... Son nefesime kadar kalbimin atma sebebisin sen....
Şu içine ettiğimin hayatında tek istediğim şey bir Suzuki Carry. Çekeyim gideyim kimsenin beni arayamayacağı, tanıyamayacağı yerlere de kendime geleyim artık. Bıktım sevgisinden de arkadaşından da dostundan da ailesinden de. Hepsi benimle mutluluğum arasında birer yük. Arabam olsun ben olayım tek başıma gideyim koy koy gezeyim kitaplarımı okuyayım akşam üstü rakımı içeyim keyif yapayım. Hiç kimsenin sevgisine kabulüne muhtaç olmayayım. Keşke bir imkanım olsa gitsem, asla dönmem asla ben ben olmam bir daha. Geçmişi silip kaybolup gitmek isterdim çünkü ben aslında ancak bütün insanların kafasındaki kimliğim silinince ben olabilirim. O üzülecek, bu benden çekinecek diye farklı farklı davranmaktan bıktım artık içimden geldiği gibi olayım isterim. Ne sahte dostların 'yoldaşlığını' ne de ailemin 'arkamda oluşunu' isterim. Ben hiç kimse olup özgür olmak istiyorum. Keşke yarın uyandığımda kimse beni tanımasa ve herkes benimle ilgili ne anısı varsa tamamen unutsa.
Hikayenin Gerçek Hayattan Alınması Görüşünüzü Desteklemiyor Ama Kaan Çaydamlı Ve Mete Avunduğun Hayatı Başlı Başına Bir Hikaye Olduğundan Oyuncularda Yetenekli Olunca Ortaya Bir Efsane Çıktı :)
Bu şarkının hayatıma girmesinde emeği bulunan Montana Çetesine, Şehrin Kötü Çocuklarına, Erol Egemen Sendromuna, Tüm Kötü Ruhlara , Yediğim Tüm Kazıklara ve ve ve Halen Daha Çözemedigim ki Çözemeyeceğim Kadınlara ... Kendime iyi bakıcam , tabi böyle birşey mümkünse
Yol, zamanın bir fonksiyonu değildir. Hız, yolun zamana bölünmüş halidir. İvme ve sürtünme katsayısı bizi ilgilendirmez. Yolda olmak bir hıza sahip olmayı gerektirir. Aksi durum, yolda durmaktır. Durmak sıkıcıdır. -Yolda durmak, yolda olmak anlamına gelmez. Yolda durmak, yolda durmak anlamına gelir. Yolun bittiği yerde durulmaz, ya önce durulur ya durulmaz. Bazen yolun kenarından renksiz duru sular akar. O sularda balık da vardır. Yolun yardığı tepelerin biri yeşil toprak diğeri bej olabilir. Su, aktığı yerin rengine bürünmez ama sana öyle gelebilir. Ayrıca yol bitmez.