Lutfen arkadaslar bu sene bu yorumumu okuyan kim varsa herkez 5 agac diksin... inanin dogaya. Insanliga hayvanlara en onemlisi acik amellere faydasini gorecegiz insaallah...
Geçen yıl manavdan yarım kilo kestane alıp çimlendirdim ve 8-9 ay boyunca baktım. Gayet iyi büyüdüler ancak acemi olduğum için aşırı sulama vs yüzünden çoğunluğu çürüdü... Bu yıl, geçen sonbahar topladığım 50 adet ulu meşe palamudunu çimlendiriyorum (Tam cinsini bilmiyorum ama gövde çapı 2m civarı olan bir ağacın altından toplamıştım). Şu an 18 tanesi başarılı oldu ve saksılara alındı. Birkaç haftaya sayının 25-30 civarı olacağını düşünüyorum. Ulu meşe yavaş büyüyen ama büyüdüğü zaman da yüzyıllarca yaşayan ve devasa alanlar kaplayan bir cins. Büyük aralıklar ile yaklaşık 1 ha alanı ağaçlandırmak demek bu. Gelecek yıl daha çok palamut toplayacağım ve her yıl doğaya en az 50 ulu meşe kazandırmayı düşünüyorum. Sonuçlarını görmeye benim ömrüm yetmez. Önemli değil.
Teşekkürler TRT belgesel Elazığ ağaçlandırma yapımını gözlerim dolu dolu izledim işçisinden köylüsüne orman genel müdürlüğü ne kepcesine a dan Z herkese dua ettim ayağınıza taş degdirmesin
40 dk.lık videonuzu zevkle kesintisiz izledim. Öncelikle ağaçlandırma gibi önemli bir konuyu ele aldığınız için teşekkür ediyorum. Güzel yurdumuzda OGM. öncülüğünde bu denli profesyonel ve ciddi Ağaçlandırma çalışmaları yapıldığını bilmiyordum. Yapıldığını görünce çok memnun oldum. 60 yaşında öğretmenim. Emekli olunca Ortamını bulsam, dikimde ve bakımda gönüllü olarak çalışmak isterim. Bir karış toprağımızın boş kalmasını istemiyorum. Ağaçlandırmada çalışan, emeği geçen herkese teşekkür ediyorum.
Orman öyle bir şey ki sel tehlikesi olan yerde seli azaltıyor, heyelan olan yeri güvenli hale getiriyor, Kurak olan yere de yağmur yağmasını su gelmesini sağlıyor. Her açıdan faydalı, bu yüzden çam ağacı dikmek önemli
Aktif olarak kullanılmayan her yere kesinlikle dikilmesi gerekir. Tüm ülkemizin bereketi artar. Doğal yaşam kendi kendine yeter hale gelir. Sonra doğa (toprak ana) bize sahip çıkar.
50 sene önce Kars'a ağaç diklmiş kimse olmaz demiş ama bugün orada mini bir orman var bence karasal iklim olan her yerde yetişir konyadada Gaziantep'te de sadece suya dayanıklı ağaç dikeceksin ama bunları dağa dikmek daha iyi yerleşim olmaması için
benim köyümün 1 km uzakğından geçen deve kervanının sadece sesi duyulurmuş 150 yıl önce ardıç ormanıymış şimdi tek bir ağaç yok yakın zamanda agaclandırma yapıldı tel örgü çekildi ve bırakıldı hiç ilgilenilmedi 3-5 köylü keçi sürüleriyle ekilen yeri tekrar yok etti tel örgüler yıldı diyeceklerim bu kadar
Güzelde , neden sadece çam fidanı dikiliyor , ceviz, fındık , kestane , palamut , dur , zeytin ... gibi fidanlar dikilip orman oluşturulsa saha iyi olmaz mı
Diğer türlerde dikiliyor tabi ki. Özellikle sedir oldukça yaygın. Toprağın bir an evvel orman örtüsülmesini sağlayan ve kolayca tutan, büyüyen türler öncelikle tercih ediliyor.
Karaçam , sedir ve ardıç kurak ve sert iklimlerde yüksek irtifada tutunabiliyor. Ege ve akdeniz sahil şeridinde ise fıstık çamı, kızıl çam zaten doğal bitki örtüsü. Ladin , göknar, sarı çam ise daha kuzey ve çok yağış alanlarda yayılım gösteriyor. İbreli ağaçların çok tercih sebebi bölgenin bir an önce ormanlaşması ve rüzgâr/ su erozyonuna engel olmak için.
duygulandım fakat araştırdığımda devletimizin bir sürü ormanı sürekli kestiğini görüyorum 18 yılda orman kaplı alanlarımızın %4,1 ini kaybetmişiz bu ekilenler kesilenlerin yerini tutabilir mi?
Neden heryere hicbir işe yaramayan asalak noel ağacı ! vatikan sembolü çam ağacı dikiliyor ? bundan sonra heryere kestane ihlamur çınar ve meyva ağaçları ekilecek.
Ağaçlandırmalarda her zaman doğru ağaç dikilmiştir demek doğru değil tabi ki... Dikilen ağaçların tür seçiminde bir çok faktör var . Bunlar iklim, toprak, sosyal ihtiyaçlar, ekonominin ihtiyaçları vb. Dikecek türlerin seçiminde dini arka planlar olduğunu düşünmüyorum. Kestane, ıhlamur gibi türler Karadeniz ağaçlandırmalarında kullanılıyor. Güneydoğuda ise badem vs. kullanılıyor. Fakat olaya çok geniş açıdan baktığımızda yapmamız gereken bir şey var. Tüketim kültüründen uzaklaşmak ve ormanlar üzerindeki baskıyı azaltmak...
orman ve ağaçlandırma konusunda acizane fikrim şudur ki; çam ağacı dikmek güzel ülkem türkiye ye en büyük hainliktir...meyve ağacı dikmek ise en doğru seçimdir...köylerde ve kırsal alanlarda çoğunlukla meyve ağacı kesiliyor ve böylece yabani hayvanlar beslenme sorunları yaşıyor...meraların dışında ve kayalık bölgelerde vede boş atıl topraklarda ve dahi özellikle eğimli zeminli yerlerde ağaçlandırma yapmak zorundayız...her bölge toprağına uygun ve iklim şartlarına uyumlu meyve ağaçları dikilmek zorunludur...ege de zeytin dikimi...karadenizde yaban mersini ve aronia meyveleri dikimi...doğu anadolu bölgesinde her türlü meyve ye uyumlu araziler mevcuttur...askeri personeller, polis ekipleri, diyanet görevlileri imam ve müezzinler, mahkumlar cezaevi yetkilileri, valilik ve il özel idare ekipleri, belediye çalışanları, ilk orta lise hocaları, üniversitedeki akademisyenler bu konuda öncü olmak zorundadır...devlet kurumları hepsi tekvücut bir olup, çiftçileri ve köyleri bilgilendirip proje üretmeli...ağaç demek su demek...ağaç olan yerde su olacaktır...orman köylülerine kesim izni verilmeli ve yasak kaldırılmalıdır...ormanları yok edenler orman müdürlüğündeki kesim yapan personellerdir beraberinde işi ihale ile belirledikleri bilinçsiz ve sorumsuz köylü ve muhtarlardır...artık mevzuat değişmeli ve yönetmelikleri güncelleştirmek zorundayız...tekrar ediyorum; çam ağacı dikmek ülkeye en büyük hainliktir...meyve ağacı dikmek ise en büyük hayır ve iyiliktir...bu konuyu anlatmaya çalışmak için müneccim olmak zorunda değiliz ki kaldıki gördüğümüz ve yaşadığımız tecrübeleri aktarıyoruz...ben de bir orman köylüsüyüm, belki görmediğim ve bilmediğim yerlerde güzel projeler üretiliyor olabilir...zaten kimin elinden ne geliyorsa yapmalıdır...tekrar ediyorum; KENEVİR üretimi (petrol ürünlerine karşı sanayide tek rakip mamül), ZEYTİN imalatı (kalp tansiyon hastalıklarında) YABAN MERSİNİ (şeker hastalığında), ARONIA (kanser rahatsızlığı tedavisinde kullanılır), diğer bütün sayamadığım meyve ağaçları koşulsuz şartsız nedensiz dikmek ve yetiştirmek zorundayız, meraları bozmamak şartıyla...bize destek olan RÜZGAR ve KUŞLAR zaten görevini yerine getiriyor