YÜZLEŞME ve İTİRAF: rashomon 

Ders Notları •Her büyük sanatçı kavramları imgelere dönüştürür. •Hakikatin ışığı daima yaprakların arasından sızar. Hakikati doğrudan göremezsiniz. ( yönetmen kamerasını ağaçların arasından güneşe tutar) •İnsanın etik davranışlarını koşullar belirler. Koşullar düzelirse davranışlar da düzelir. (yönetmene göre) •İnsan kendisine karşı dürüst davranamaz. İnsan önce kedisine yalan söyler. •Hıristiyanlıkta insan günahı itiraf eder. İslam ahlakında bu hoş karşılanmaz. (Allah settardır, günahları örter.) •Insan hakikaten itiraf edebilir mi? (Tolstoy ve J.J. Roussou'nun itirafları) •Roussou 5 çocuğunu yetimhaneye verdiğini söyler ama Zweig bunun palavra olma ihtimalinden söz eder. •Zweig'a göre Roussou'nun hiç çocuğu olamamıştı. Yazdığı pedagojik eseri inandırıcı kılmak için böyle bir yönteme baş vurduğunu iddia eder. •İnsan doğduğunda dünyayı kendinden ibaret zanneder. Büyüdükçe o dünya küçülür. •İnsan kendi Kabe'sinin içine asla bakamaz. •İnsanın kendiliğiyle yüzleşmesi mucizevidir. • Sosyalistler (sol düşünceli entelektüeller) insana dair olanı dışsal nedenlerle açıklayabiliyorsa niçin insanın içsel katmanlarını açmak için uğraşsın ? •Patolojinin kendisi şifadır. •İnsan kendisine yalan söyleyebilir. Bu yalanlara ihtiyacımız vardır. Insan daha beterinden korunabilmek için bazı küçük hastalıklara yakalanır. Sadece bu aldatma biçimi dünyayla kurduğum ilişkide öz-bilincin oluşmasına izin vermez. •Siyasetçilerin büyük çoğunluğu dışsala yatırım yaptığı için içlerinde büyük kofluklar vardır. •Çok az insan dışsal olandan içeri çekilmeyi başlayabilir. Bunun tek yolu travmadır. Öneri Eser •Heinz Kohut-Kendiliğin Çözümlenmesi ve Yapılandırılması

İşte bu doğum günü hediyem oldu🙏🏻 yaşama maruz kalmama saatler kala🙄😃henüz hiç bir anı ve acı yaşanmamışken...45 yaşıma giriyorken, her yeni gün kendimi yeniden doğuruyorken gördüğüm en güzel renklerden birisiniz🙏🏻sevgilerimle❣️🧚🏻‍♀️

“İtiraf günahkarın ruhunu temizler ama kurbana bir faydası olmaz” Bir filmden

Sizi dinlemek bir şans, teşekkürler 🙏💐

Hemen hemen hergun uyumadan evvel açıyorum sizi aklımın yettiğince dinleyerek uyuyorum hocam🙏

Hocam çok teşekkür ederiz,videolarınız bağımlılık yapıyor.

Bu ve diğer videolarınızdaki tüm anlattıklarınızı tam manasıyla ve anlamıyla eksiksiz anlayabilmeyi o kadar çok isterdim ki, maalesef alt yapı yeterli olmadığından çok zorlanıyorum ve cesaretim kırılıyor, çok değerli bir insansınız, sizi hakkıyla anlayabilmeyi temenni ediyorum.

"Daha zararlı daha kötü olanı saklamak için insan daha hafif günahlarını söylemek gibi bir yol seçer."

Süperrr. Ne güzel tespitler, ne güzel duygusal bir anlatım.Ne güzel özgür bir düşünce yetisine sahip olabilmek. Ne güzel hayatı kendi içinde deneyimleyip kendinden öğrenebilmek.Çok teşekkürler paylaşımlarınız için.

Travma ile çok güzel bağladınız konuyu, Hocam. Yaşanmadan anlaşılmaz. Yüzleşme çok ileri bir seviyeye gidebiliyor fakat dönüşü yok. Gılgamış'taki Endiku nasıl doğadan koptuysa öyle kopuyor insan yaşadığı kültürden.

Beklediğim film analizlerinden biride buydu hocam. Teşekkür ederim.

Hocam, ses sorununuz var, videoların tümünde temel ses sorunu var. Görüntü üzerinde çok durmanıza gerek yok. Sizin anlatılarınız önemli, ses kaydınızı daha iyi bir cihaz ile yapabilirseniz daha verimli olacak bu süreç. Kayıtları hangi kamera ile yaptığınızı bilmiyorum, ancak harici bir ses kayıt cihazı temin edinmeniz lazım. Tavsiyem zoom h1n olacaktır. Eğer kayıtları DSLR bir fotoğraf makinesi ile yapıyorsanız, çok kolayca bir kablo ile ses kaynağınızı buna bağlayarak, ses kaydının daha düzgün ve anlaşılır hale geleceğini göreceksiniz. Saygılar ve sevgiler ile ...

Sizi keşfettiğim için çoook mutluyum. O kadar güzel konulara değiniyorsunuz ki orjinal ve yıllarınızı verdiğiniz fikirlere çok ihtiyacımız var. Çok teşekkür ederim. Sevgiler🍀

Teşekkürler hocam 🌹🌹

Hocam yüreğinize, ağzınıza sağlık. Çok teşekkür ederiz. En büyük yalanlar kendimize söylediğimiz, unuttuğumuz ve unutmak istediğimiz yalanlar. Gerçek veya hakikat ile yüzleşmek en zoru ve buna önce kendisi ile başlamalı insan...

Teşekkür ederim müthiş tespitlerdi benim için çok iyi bir ders oldu.

"Görünüşe göre, kişi kendi trajedisini göremiyor."

Teşekkürler Hocam

Hocam emeğinize sağlık .

teşekkürler hocam

Hocam öncelikle kendimizi tanımamızdaki yolculuğumuzda bize klavuz olduğunuz için size minnettarım:) küçük bi sorum olucak;hayat görüşümüzün bu dünyayı aşması(ahiret inancı), 'insan olma' vasfımızı daha yüksek bi mertebeye çıkartıyor olabilir mi? Yani kurosawa'nın dünya görüşünü bir sınır kabul edersek bunun üstüne çıkılabilir mi? Ya da dünya görüşü bu çıkışı mümkün kılar mı? Belki saçmalamış olabilirim ama yinede sormak, en azından sizin ile yazışmak istedim.. Sevgiler.

Harika! Neler düşündürttünüz gene neler...😇 Sağolun,Varolun🙋🏼

Hocam Lacan a aşinaysanız dil, bilinçdışı, reel ve sembolik duzen kavramlarina iliskin ozne etrafinda olusturdugu kuraminin sizdeki karsiligini felsefi temeliniz ve birikiminiz ekseninde dinlemek isterim. Kendimiz ve baskalarina dair bir baslik ele alacak olursaniz mesela durkheim, freud, lacan, jung, heidegger... kimden nasil bahsetmek isterseniz fikir sentezinize de sahit olmak isterim :) mesela vicdan gercekten ne kadar icseldir? Superego veya buyuk otekinin etkisi adalet ve merhamet duygumuzu etkilemez mi? Icsel olani tam tespit neye gore yapilir? Pek cok videonuzda anlattiklarinizin buyuk cogunlugunun etkisinde bunlar aklima gelmekte, sizdeki tezahurunu merak etmekteyim :)

Çok teşekkür ederim aklınıza sağlık ellerinizden öperim.

Hayli zaman önce birkaç defa seyretmiştim. Bu etkin açıklama ile canlandı, anlam kazandı. Teşekkür.

Sayın Hocam lütfen videolarınızda yaka mikrofonu kullanabilir misiniz

Bi cok travmali arkadasim.oldu ama cogunlugu farkinda olmasina ragmen muhtesem de bi keyif aldiklarini fark ettim..

Hocam emeğinize teşekkür ederim. Stalker ya da solaris yorumunuzu da bekliyorum. İyi çalışmalar dilerim.

Çok güzeldi, film anlatımı bitti derken asıl sürükleyici kısım başladı 😊

İsteme'nin özüne dair bi ders hazırlaya bilir misiniz?

Teşekkürler ❤

Muhteşem

Teşekkür ederim 🌷siz konuşun bir ömür ,ben dinleyim , dinleyelim

Hocam intro müziği bile daha baştan videolarınızın biz nasıl Bir felsefik ve tarihsel bir yolculuğa götüreceğini işareti gibi

harika

Hocam, her söyleşide bir aydınlatma yaşatıyorsunuz.

güzel, çok güzel, etkileyici.

Teşekkür ederim .Hocam bir film önerisi Deli ve dahi...

Teşekkür ediyorum.

Kendimizle karşılaşmak çok zor ve yıpratıcı olabiliyor hocam, acaba dışa dönük olanlar daha iyi olanı mı yapıyorlar?

Değerli Dücane Cündioğlu, edebi eser verme gibi bir gayreti olan, duygu ve düşüncelerini başkalarına aktarma, hayal gücünün ürünü olarak eşsiz eserler ortaya koyma isteği olan kişiler de, kendi narsizmlerinin etkisi ile mi hareket etmektedirler? Cevap verirsenşz çok sevinirim. Cevabınız benim için önemli.

dücane bey 12 kazgın adam filmini de analiz edebilirmisiniz

Çok teşekkürler. Yeni ufuklar açtınız yine .

Teşekkürler... Kohut'u şerh etseniz keşke bir gün, inanılmaz sıkıcı ve zorlayıcı kitapları.. dünyasına nereden girebileceğimi şaşırdığım bir yazar. Sizin burada bahsettiğiniz kadarını anlamış durumdayım ancak ön okumalara ihtiyaç duyduğumu fark ettiğimden, kitaplarını sonraya ertelemiştim. Her iki kitabını okumuş olamazsınız değil mi? İtiraflar bekleniyor :) Bu film bana Linklater'ın "Tape" filmini anımsattı (2001). Benzer bir kurgu. Yalnız veyahut kendine dürüst olabilenlerle izlenebilir, fark etmez :) Dediğiniz 'şifa'ya da bir başka bakış var. Kendiyle yüzleşebilmenin, ötekiyle, başkayla, sahih bir yüzleşme yoluyla da olabileceğini öneren güzel bir kitap vardı. "Ortak Bir Şeyleri Olmayanların Ortaklığı" - Alphonse Lingis. Bu kitaptan da çok etkilenmiştim, öneririm.. Önerdiğiniz filmleri sırf önerdiniz diye izlemiyorum bazen, itiraf ediyorum (yük oluyor kalbime filmler). Bu video iyi olmuş. İzleme ödevinden kurtulduk. Tabii fikrinizi paylaşmanız için vesileler gerekiyor o da doğru.. Önerilerime bakarsanız nasıl bir üslubu kaldırabildiğim anlaşılır.. :) İyi günler, Vuslat.

"Aldatmalar zinciri insanda özbilincin oluşmasına izin vermez. İnsan ayağı takılıp düştüğünde(yalanları ortaya çıktığında) kendisiyle iletişim kurmayı beceremez. İstenen odur ki, insan olur da kendisiyle karşılaşırsa kendisiyle temas kurmayı becerebilsin, kendi kusurlarından korkmasın."

Hocam sizden allah razı olsun

çok güzel bir analizdi 👏🏼

Harikaydi

Hocam, en fazla reklam senin videolarını izlerken görüyorum.. demek ki onlarda sizdeki değeri biliyorlar

söyleşinizi dinlerken hayatlarımızın film şeridi gibi gözümüzün önünden geçişi...

İtiraf etmek; kendi iç dünyanızda amansız mücadele ederek farkına vardığınızı dış dünyaya açarak, rahatlamak mıdır? "İlk taşı günahsız olan atsın" güveni midir? İtiraf ile vicdan arasındaki ilişki nedir? Sohbetlerinizin müptelası olduk. Dışımızı çeviren yalanlardan içimizdeki yalanlara geçmek, hele o yalanlarla yüzleşip onu kendini dahi anlamaktan uzak beşerle paylaşmak...( Ki insan en büyük yalanları kendine söylüyorsa) Cesaret, itiraf, vicdan denildiğinde ne anlıyoruz? Allah'dan çok beşerden korkuyor, en inançlı olan bile... Hakikat kör mü eder? Hakikate ulaşmaya çalışmak pervanenin ışığa ulaşmaya çalışması gibi, tam yaklaştığında yanıyorsun. Neyse, uzatmadan "mış" gibi devam. Saygılarımla

💛

her video çok değerli ama bunu izlerken soluk bile alamadım ...

👍🏻

İnsan, kendi "kabe"sinin içine bakamaz..çok derin ve ağır bir cümleydi Dücane hocam..hangi doğru, satih ve hafif ki zaten? Dediğiniz gibi," patalojilerimiz, şifa olsun "...Varlığınızı bizlerle paylaştığınız için teşekkürler ve itiraf: sizi seviyoruz..

Insanin dişsal olana kapılması cogu zaman tercihli yani bilinçli bir edimdir, cünkü bu kacistir. Buna psikolojide entellektüellestirme denir. Yani sorunu açiklamaya calismak, kavramlastirmak. Halbuki aslolan ve de zor olan içe dönük yani implizit bakışı öğrenmektir..

Başka canlıları aldatmak filden mikroba kadar her canlıda var, lakin kendini aldatmak sırf insana mahsus. Çünkü bununla yaşıyor ve yaşatıyoruz. Yaşamak ve yaşatmakla çoğalıyor, çoğalmakla bindiğimiz ağacı kesiyoruz. Her şeyin insan için yaratıldığına inandırmışız kendimizi.

Hızı 1.5x e alıp izleyin

bence bu konunun daha yarım saati hatta saatlerce sürer devamı olmalı.

Dücane bey, bir hikaye vardır, mutlaka biliyorsunuzdur, hatta sizden de dinledim sanıyorum: annesi çocuğuna güneşe direkt bakmamasını söyler. Çocuk bakar ve görmez olur. Belki akiro krusowa, kendisini ve izleyicileri bu tehlikeden korumak için, güneşi büyük ağaçların büyük yaprakları arasından göstermeyi tercih etmiş olabilir mi? Dersi dinlemeye devam ediyorum. Ben şahsen kendim dahil, kendisi ile ilgili çok hatta fazla dürüst insanlar tanıdım. Bu sebepten, "insanın kendisini itiraf edememesi" ile ilgili genelleme ile anlattıklarınızın, toplum açısından tehlikeli hatta toplum ve birey sağlığını bozma riskinin %80- 90 olduğunu düşünüyorum. Anlattıklarınız sizin film, hikaye ile ilgili yorumunuz mu, yoksa insan üzerine sizün inandığınız bir analiz mi bilmiyorum. Dersin başında söyledikleriniz ile, yönetmeni böyle yorumladığınızı düşünüyorum ya da düşünmek istiyorum (japonların insana yaklaşımındaki katılık ile benzer bir tutum). Bilinir ki, amerikanın kapitalizm ve modernitesinin acımasızlığı bir grup kişilerden sebeptir. O grupta yer alanlar içinde japonyanın çin ile yaşadığı kale olayının etkisi büyüktür. Olayda, anlattığınız gibi, gerçeğe ulaşılamadığı ya da zor ulaşıldığı için, toplumda hiçkimse kendisini ve toplum olarak kendilerini sorgulamazlar. "Yargılayıcılar" insanların ahlaki ya da kavramları doğru algılamadaki zayıflıklarının sebebinin sadece, o kişilerin bireysel "suçları, defektleri" olduğunu düşünürler. Japonlar kendilerinin haklılıklarını kanıtlamak için, yıllar içinde kendilerine karşı daha da katılaştılar. O "yargılıyıcılara" tepki tutum ise, amerikaya göç edenlerin tam karşıt "kendilerini kanıtlama" tutumudur. O olayda çinden ticaret yolu ile limanlardan gelen bir ahlaki bozulmanın önüne teçilmeye çalışılmış. Çindeki ahlaki çöküntünün büyük sebeplerinden biri ise, ingilterenin çine limanlarından uyuşturucu getirerek, ucuz iş gücü sağlaması ve gerçek kaynaklarını sömürmesi. Sonra başka batı ülkeleri de katıldı sanıyorum. İnsanların değişen niteliklerde ve oranlarda karakter zayıflıkları olabilir, bu geliştirilmeli onarılmalıdır. Ve mümkündür. Eğer, sömürü için olay çıkaran, karıştıran yoksa, mümkündür. Kale olayının yıllar içinde büyüyerek -ya da büyütlerek- günmüzde bütün dünyayı etkilemesi, sömürücler taragından özellikle istenir. Bu söylediklerimin yanında; elbetteki bu değişim öyle kolay değil. Yani sömürücüler oraları mahvettikleti gibi bırakırsa, mümkün değil. Üstelik karıştırmaya devam edenler olursa (dçsadece batı değil, kendi içlerinden de) daha da zor. Bugün dünyanın her yerini, her konuda büyük problemli hale getiten o yaklaşımlara karşı, bilinçli işbirliği yapılmadıkça, problem çözülemez. Dünyanın ortak problemlerinin çözülebilmesi içün, "ülkelerin kendi içlerinde" gibi görünen problemlerin çözülmesi lazım. O problemlere sadece "niceliksel" yaklaşarak çözemezler. Mesela samurayın kendisini savaşçı, yiğit filan göstermesinin sebebi (aynı şekilde haydutın da), onlara erkekliğin bu olduğu öğretildiğinden muhtemel. Kadının da kendisini illa namuslu göstermesi sebebi, kadının öyle olması zorunluluğu olmalı. Yani sadece oduncu için ortaya konulan "sosyal eşitlik"le konu çözülemez. Peki "erkek olmanın" iyi savaş kavga edebilme ya da kadınlara saldırma dışında, doğru kavramı öğretilseydi... Ya da kadına kocasını istemiyorsa, bir başka erkekle evlenebilme özgürlüğü verilseydi... Kadının muhtemel para için samurayla kaldığı söylenecekti. Belki de tek derdi samurayın parası değildi, sosyal statü de önemliydi... Konuyu analizle uzatmayacağım. Yani sadece "gelir eşitliği" ile çözülmez, hatta ahlak ve kavram yapısı olmadan, sağlanmış olan "gelir eşitliği" de korunamaz ve yok olur. 1- herkesle ilgili büyük bir şüphe gelişir (bugün olduğu gibi), 2- hukuk (yazılı ve yazısız hukuk) var olma sebebini yerine getirmediği gibi, toplumu suça vahşete iter (bugün olduğu gibi). Olayda, amerikaya göç etmek ve orada da radikallere itilmiş insanların kendilerine atılmış suçlardan, suçsuzluklarını kanıtlama çabalarının eziyetli süreci, önemli. O eziyetli süreç ile, insanlar kaybedilir, gerçek suçlular geriye güçlü kalır. Adalet sisteminde insanlara baştan "sen şöyle suçlusun" "suçsuzluğunu kanıtla" diye yaklaşılmaz. O sırada o suçu ve suçluyu kurgu- yalan ile yaratanlar devam ederler. Bunu o kadın gibi, belki para, belki sosyal statü, belki bunların da dışında zevk için yapmaya devam ederler. Zaten insani duygu ve ahlak taşımayanların, "mutluluk" "saygı" gibi olumlu duygu davranışlara bakışı "yemek, içmek, cinsel haz" için bişeye yaramıyorsa, sömürülmeliktir. Hazzı gitgide vahşette, sapkınlıkta bulurlar. Bugün kendi toplumumuzda bile, doğru bir şekilde ahlak- karakter- değer kavramları üzerine durmak yerine, değişik şekillerde insanları uyuşturarak (uyuşturucudan daha kötü legal yöntemler olabilir), yozlaştırarak, dünyada ihtiyaç duyulan gelişmenin önüne geçiliyor. İnsanlara doğru niceliksel koşullar sağlanırken, manevi koşullar da önemli hatta bazen daha önemli. Dersi dinlemeye devam ediyorum. Jan jaque rosseu'yu çok iyi bilmiyorum, tanıyıp da olumlu etkilenseydim eğer, ilk aklıma gelen "çocukları arasında tercih yapmak yerine, beş kardeşi de verdiği" olurdu. Öyle bir yazar, eğitmen, acaba neden o koşullarda bırakıldı ya da kasten mi bırakıldı?

durkheim, freud, lacan, jung, Etc... Kavramları imgelere donusturebilmlşlermidir? Siyasiler narsist midir?

26:00

Kendisi ile başbaşa kalamamak kendine söylenen yalanlarla yüzleşmekten kaçmak .... Kaç kaç nereye kadar? Nereye gidersen kendin de yanında gider. Tüm yalanların, üstünü örttüğün kendinden bile gizlemeye çalıştığın her şey orada öylece duruyor. Kaçamazsın.

Kabalcı yayınevi nin kitabı ters mi konulmuş, kırmızı olan , saygılar

Acaba insan bu hakikatin bilincinde midir ki onu örtme becerisinde bulunabilsin? İnsanın, kendi deyimiyle 'hakikat' arayışında bilinçsizce uyguladığı bir yöntem diyebiliriz buna. Yüzleşmedir, yalnızca. Tabii ki eğer Rausseou'nun itirafı kadar yüzeysel bir konuda değil ise. Kendini aldatma bilincinin onda olduğunu varsayarak bu önemli aksiyona gereksiz anlamlar yüklüyor olabilir miyiz?

İnsanlar karşılaşmadıkları maruz kalmadıkları , yada kendilerine aktarılmayan bilgiyi bilemezler. Bilgiyle kastettiğim her türlü şeydir. yazılımcılara aşina gelecektir. bir konuyla ilgili kod yazıklarında yeterli sayıda hata aldıklarında , bu hataları tekrar tekrar duzelttiklerinde o konuyu çok daha iyi öğrenirler. İlk seferinde düzgün çalışan kod çokda öğretici olmayabilir. Hayatta karşılaşılan zorluklar ve travmalar ( daha iyi bir kelime bulmak lazım ) bu yuzdden farkındalığınız yuksekse öğretici ve geliştiricidir. sizi +x yapar.

Kendi içsel yolculuğu ile 45 yıldır meşgül olan ben,sizin diğer mahalle olarak adlandırdığınız bir ortamda büyüdüm.Bu nedenle hakikat arayışım hep devam ediyor. Samimiyetime inanabilirsiniz:Yaşam ,düşünmek, boşlukları doldurma çabası orada da başlıbaşına travmatik ve bitmeyen bir hakikat arayışı yolculuğuna yönlendiriyor. Belki de olması gereken devinim bu...

Herkes kendine yalan söyler sözüne katılmıyorum.

İnsanın Çocukluğu gerçek anlamda güzel ve sevgi içinde kabul görmüşse, işte o zaman çok gizleyecek iğrençlikleri olmaz büyüdüğünde diye düşünüyorum!

Belki dinlemişsindir

Ufuk açıcı