Yine hayat dersi verme gayesi olmadan sadece içini döküp editlerken kendince eğlendiğin benide 10 dakikaliğına rahatlatan bir video olmuş teşekkür ederim ❤️. Bence şuan çalışıyorum kafamı x bir şeye takmamalıyım şuan bişe yapıyorum buna odaklanmalıyım bundan keyif almalıyım diyerek kafandaki düşüncelere bi ket vurup boş vaktindede yorgunluktan aklına gelmeyeceğinden biraz daha rahat hissedeceğini ve bir süre sonra ben bunları düşünmüyorum bir süredir ve hayatımda bir eksiklik eksi bir durum olmuyor diyeceğini düşünüyorum ben bu şekilde bir yol izliyorum ve birazda işe yarıyor ayrıca elalem ne der düşüncesini düşündüğün anda amaan diyerek yapmak aslında bazı çekincelerden kopman için bi çizgiyi aşmana yardımci olabiliyor bence bi düşün. Bunları hayat dersi vermek değil seninle keyiflendiğim ve dartleşiyor gibi hissettiğim için yazıyorum ve saçın inanılmaz güzel oldu bu güzelliğini stresle üzüntüyle örtmen sadece ekranda görsemde beni üzer ❤️❤️❤️
( bende öyleyim bakmayın afili söz attığıma .d) hepimizde var ister istemez elalem, başkaları ne der hastalığı. Bunu aşmak çok zor ama bunun farkında olup öz sevgi ve saygımızı kaybetmememiz gerekiyor herhalde. Elimizde kısıtlı bir vakit ve kendimizden başka çok bir şeyimiz yok açıkçası ✌ umarım hepimiz elimizdeki zamanı başkalarının ne düşündüğünü değil de ben daha nasıl mutlu olurum ve nasıl daha sağlıklı bir zihne sahip olabilirim diye çabalayabiliriz.
insanların ne dediklerini aşırı takardım, çünkü onlar etrafta olmadıkça kendimi değersiz görür, aşağılardım. kısacası kendi değerimi ölçme aracımdı insanlar. bu durum bende acaba bir şeyi düzgün yapıyor muyum, beni gerçekten seviyorlar mı" temali paranoyalara sürükledi. içten içten çürümüş, mahvolmuştum. aylarca yıllarca sosyal anksiyete ile yaşadım, -ki hala yaşıyorum- ancak hatamı daha yeni yeni anlıyorum. kendime şans vermeye başladıkça kendimi tanımaya keşfetmeye başladım. meğer ben kendimi hiç tanımazmışım. meğerse ben değersiz yetersiz ezik değilmişim (öyle olmak durumunda değilmişim) kendinizi sevdikçe iyileşiyorsunuz. artık insanların söyledikleri o kadar önemli gelmemeye başlıyor. sonuç olarak hiçbirimiz kusursuz değiliz. aslında kusursuz olmak zorunda da değiliz. önemli olan herkesin hatalar yapabileceğinin bilincinde olmakmış.
ekleme: kamburum, skolyozum, anksiyetem ve dehb'im var ancak bunları eskisi kadar kafama takmıyorum. kusurlarınız ve yetersizlikleriniz hayatınızı yaşamanıza engel olmamalı. -ki ben çok pişmanım anksiyetem yüzünden çok fazla fırsatı kaçırdım, hayatımı resmen fanusta geçirdim. asıl sorun şuydu ki bu fanusta oluşturunda bendim, bu da bende büyük bir suçluluk yaratıyordu.-
Artık hissizleşemeye başladım. Vicudumun tepkisi sanırım hassas gönüllü insanların gamsızlaşması, hasta değilsin aslında fazla ilerisin bunun için yanlış bir toplumda doğdun, çürük insanların gözünde kendini değersiz hissetin çok uzatılabilir... Birliği oluşturan dayanışmadır, dayanışma fedakarlıkla oluşur kendinden ödün verme gibi bencillik olursa birlik yok olur (Askerde teğit edildi) toplum senin gibi insanlar sayesinde ayakta inş okursun uzum oldu 😊 bende konuşmak istedim
Şu anda içimden gelen söylemek istediğim şey: Hayatımın herhangi bir anında, beni rahatsız eden bir kişi veya konu olduğunda, kendi içime dönüp "Beni rahatsız eden ne?" diye soruyorum. Sonra kendime cevap veriyorum ve verdiğim cevabı tekrar sorguluyorum. Bu şekilde deneye deneye, beni asıl rahatsız eden şeyi keşfediyorum. Gerçekten rahatsız eden şeyi bulduğumda rahatlıyorum. Umarım bu yöntem birinin işine yarar.
Bir sonraki video için konu önerisi : Karşılıksız iyilik var mıdır? Friends dizisine tekrar başladım. Friends'in bir bölümünde joey, phoebe'ye karşılıksız iyilik diye bir şeyin asla olamayacağını, her karşılıksız gibi görünen iyiliğin temelinde insanın kendisi için bir çıkar yattığını söylemişti. Bir önceki videonuza da dayanarak bu soru aklıma geldi. Sürekli kendi derdini anlatan ve sizi dinlemeyen insanlardan bahsetmiştiniz. Bu , insanın özünde bencilliğinden kaynaklı. Bencillik denilince de yaptığımız iyilikler aslında kendimizi iyi hissettirmek için mi yapıyoruz diye bir konuda var aslında . Şimdi çok Freud id, ego, süperego konularını fazla deşmeye gerek yok ama asıl bahsettiğim konuyu anladınız 😄🧐
Ünlü olmakta zor. Tanımadığın insanlar senin hakkında yorum yapıyor. Her hareketin haklı haksız, gerekli gereksiz eleştirilebiliyor ve senin de insan olduğun gerçeği hiç dikkate alınmıyor. Sanki eleştirirken kendi günlük yaşantısında yaptığı saçma hareketleri, ahlaksızlıkları , sorumsuzlukları , davranışları vs... hiç hatası yokmuş gibi davranan insanları anlamak zor. Sosyal medyanın kötü yanlarından bir tanesi. Ölüler için üzülme Harry, yaşayanlar için üzül; en çok da sevgisiz yaşayanlar için.
Ünlü olmak değilde daha çok etrafındaki insanlara değer vermek onların varlığını kabul etmek zor bence. Bir kere varlıklarını kabul ettiğimizde, artık bizler hakkında yorum yapmalarına da izin veriyoruz bence. Ayrıca son cümleniz 🥹🥹🪄