Sevgili Genco Erkal, bu eseri hep gözyaşları içinde izledik ama bu sefer sebebi başka. Seni çok özleyeceğiz. Sensiz çok eksik kalacağız. Geriye bıraktığın tüm eserlerin için teşekkürler. Yaşarken dünya insanlarının huzuru için çalıştın. Sen de huzur içinde uyu. Daha fazla kötülük görmek zorunda kalmayacak olman tek tesellimiz. Seni çok seviyoruz.
8 лет назад
Sakın önemli bir işiniz varken arka planda çalsın ben işimi yapayım diyerek açmayın. İşi gücü bırakıp dinlemeye başlıyorsunuz sonra, o kadar etkileyici.
1:15 --- Üç Selvi 6:23 --- Açların Gözbebekleri 11:00 --- Kerem Gibi 12:30 --- Dizboyu Karlı Bir Gece 16:40 --- Pazar 20:40 --- Ben İçeri Düştüğümden Beri 25:30 --- Yatar Bursa Kalesinde 28:15 --- Hapisten Çıktıktan Sonra 36:00 --- Kız Çocuğu (Kapıları Çalan Benim) 39:00 --- Hiroşima 41:30 --- Nereden Gelip Nereye Gidiyoruz? 49:28 --- Vatan Haini 55:48 --- Şehitler 59:20 --- Davet 1:02:55 --- Memleketim 1:07:45 --- Yaşamaya Dair (1:10:50) 1:34:30 --- Fazıl Say ile röportaj
Dura kalırım bu güzel sanatçıların,sanata verdikleri değerlerin önünde,emekliyim,emeğin önünde saygıyla eğilirim,yaşım seksene dayansa da,bu güzel sanatçılara benden yirmi yaş daha büyüyün diyorum çocuklar.Sizler var oldukça sanat hep genç kalacak ve güzellikler sizlerle yaşayacak.Hep sağ olun,hep var olun.
@ This is why this version is priceless, with its English subtitles, as in: “…we must live as if we will never die… The Earth will grow cold, a star amongst many and one of the smallest, a gilded mote on blue velvet, I mean this, our great Earth. This Earth will grow cold one day, not like a block of ice or a dead cloud even, but like an empty walnut it will roll along, in pitch-black space… You must grieve for this right now, you have to feel this sorrow now. For the world must be loved this much So that you may say “I lived”… So that you may say “I lived”… So that you may say “I lived”…
Türk halkı ne anlar ki türü yorumlar yapılmış. Ama benim anlamadığım Türk halkının bunu dinlemeye fırsatı oldu mu ki reddetsin daha fazlasını? Şans eseri denk geldim, hayatımda hiç Nazım Hikmet de okumamıştım.Aklımdaki türlü ön yargılara rağmen biraz dinledim. Daha sonra sıkıldığımdan öylesine ortalarına getirdim videoyu ve Vatan Haini'ni dinledim, gerçekten etkilendim. İlk kez bir oratoryoyu baştan sona dinleme kararı verdim.Anladım ki Nazım Hikmeti tam anlamamışım,daha doğrusu hiç öğrenmemişim, öyle bir insan değilmiş. Şimdi soruyorum ey bağnaz, sen dersen ki Anadolu halkı şöyle çomar, böyle yobaz dinler mi hiç bu güzelim eseri? Sen tanıtmadıktan sonra, meydanı birilerine bıraktıktan sonra insanları bu eseri beğenmemekle suçlayamazsın. Ancak kendi kibirinde boğulursun.
enes yıldırım ben yukarıdaki yorumundan bir iki alıntı yapayım sorularını kendin cevaplarsın. -"Şans eseri denk geldim" -"hayatımda hiç Nazım Hikmet de okumamıştım" -"türlü ön yargılar" -"İlk kez bir oratoryoyu baştan sona dinleme kararı" -"hiç öğrenmemişim" Şimdi bu alıntılardan hala anlamadıysan olayı, seve seve anlatırım.
enes yıldırım Öncelikle "çomar" sözcüğüne karşı olduğumu belirteyim. Şimdi, 18-19+ yaşında Türkiye'de yetişmiş bir genci ele alalım. Bu genç ilkokulda ve sonrasında müzik dersi aldı/kitabı vardı. Tarih dersi aldı/kitabı vardı. Okulunda, şehrinde, üniversitede kütüphanesi, ders kitapları, öğretmenleri, ansiklopedileri ve şu 10 yılda interneti vardı. Lisede edebiyat gördü/kitabı vardı. İşte bu ders ve kitaplarda performans/ön hazırlık/bilgilenme ödevleri kısımları olur. Orada ilgili yazar hakkında araştırma yapılmasını söyler. Öğretmen ödev verir ve çoğunlukla öğretmen derste dinlenilmek için uğraşır.(Tüm öğretmenler iyi olmayabilir ama tüm kitaplar aynı) Fakat türkiyede net bir şekilde gözlenecektir ki o ödevleri yapan, araştırmaları yapan, ders dinleyen sayısı çok azdır. Gel örneği daraltıp edebiyat üzerinden devam edelim. Edebiyat dersi kitabında (Neredeyse tüm liseler edebiyat dersi verir) şairler geçer, hayatları, şiirleri geçer. Tarih de geçer bu kitaplarda. Eğer öğrenci bu dersi hakkıyla takip ederse edebiyatı, sanatı, dahiyane kitapları, kafiyeleri görür. Dünya klasiklerini tanır. Ve edebi estetiği takdir etmeyi öğrenir. Liseyi geçen bu öğrencinin internete eriştiğinde izlediği ilk şey medyatik magazin haberleri, hiçbir entelektüel içeriği olmayan yarışma programları olmayacaktır. Bunun yerine Nazım'ın, Necip Fazıl'ın, Fuzuli'nin ve daha nice şairin eserlerini arayacaktır çünkü takdir etmeyi biliyor, dersi dinledi, derste öğrenciden talep edileni yerine getirdi. Bu örnek edebiyat üzerine. Bunu istediğin derse genişletebilirsin.
+enes yıldırım Fazil Say' in surekli dile getirdigi de bunlarin bilinmemesi. Berbat egitim sistemi, dayatilan tek yønlu muzik(arabesk) kimsenin bilmemesine sebep oluyor. Tabi bu guzellikleri tanitmakta sanatcinin cok buyuk bir rolu olmaz cunku onu zaten taniyan kisiler uzerinde bir etkisi olabilir. Devlet ise kultur ve sanata arka cikmali, tanitmali ve toplumun her kismindan gelen insanlara formal egitim cercevesinde bilgi vermeli. Sen kendi kulturun ve sanatcilarini tanimiyorsan bireysel olarak belli bir yere kadar suclu olabilirisn ama bunun en buyuk sorumlusu devlettir. Devlet sadece halki baskilamak, yønetmek ve birilerin ceplerini doldurmakla mesgul olmamali, ulkenin kulturunu, tarihini, dogasini, cevresini herseyini korumali. Turkiye' yi Turkiye yapan bunlar! **Klavyede turkce harflar yok, ben deTurk degilim o yuzden umarim yazimda cok fazla anlatim hatasi yoktur . :) **
+Ali Aslantürk sevgili ali bi üstte yazdığın şey çok daha vurucu çok daha anlamlıydı bence. olayı açınca verdiğin "öğrenci okulda dinlese olur" alt metni bu işi "türlü ön yargılar"-"hiç öğrenmemişim"in bilinçli olarak cahil bırakılan halk doğru çıkarımından daha uzaklara götürüyor. öğrencilerin bir şeyi öğrenmesi için hazır bulunmuşluk hali şart. malesef bu hale ulaşılamadan türlü kurnazlıklarla salağa evriliyorlar. yazık.
... ein bedeutendes, eindrucksvolles oratorisches Meisterwerk - musikalisch wie politisch - hervorragend interpretiert durch mutige Musiker , die jungen Solisten, das sensible Orchester mit seinem Dirigent, die wunderbaren orientalische Instrumentalisten ... und an vorderster Stelle natürlich der beeindruckende Rezitator ... ein großes Denkmal für den Dichter Nazim Hikmet. - Das Werk sollte in allen Ländern der Welt so oft wie möglich gespielt werden, hat überall seine mahnende Wirkung . Hochachtung lvor: Fazil Say, dem berühmten Pianisten und Komponisten (a German fan of him....)
o kadar kaptırmışsınız ki kendinizi kimlik kavgasına,şurdaki acıyı,sevgiyi,nefreti,korkuyu,ümidi,savaşı,dik duruşu,yılmayışı,kısacası şurdaki güzelliği görmekten kendinizi mahrum ediyorsunuz..
@@selmanball2652 Sizin gibi insan dışı varlıklar yüzünden insanlar sanat ile uğraşanları kız düşürmeye çalışıyor diye karaladılar. Ayıp sana ve senin gibi olanlara! Sandığın gibi bende kız düşürmeye geşmesim buraya. Nazım'ın şiirleri huzur veriyor bana sadece o kadar.
Un chef-d’œuvre. Oui, le Carmina Burana Turc, mais aussi une version moderne d’un mariage entre Fidelio et la 9e de Beethoven. L’humanité, déchirante, violente, triste, joyeuse, touchante, égoïste, généreuse, tout y est.
Fazıl Say Genco Erkal ve emeyi geçen diyer sanatçılar sizin gibi insanlar ölmemeli !! ve Nazim Hikmet Mavi Gozlu Dev benim yasadigim Bakuye geldiği için ve Hazar denizi hakkında şiir yazdığı için sonsuz gurur duyuyorum !!! Azerbaycanlıyım Bakudeyim Hazar denizinin kıyısında her gün Fazıl SAY "NAZIM ORATORYOSU" dinlemek nasil bi duygu anlatamam
As close to Carl Orff (Carmina Burana, Catulli Carmina, Die Bernauerin) as unthinkably possible ! I heard it alive in Istanbul and could not believe it ! Sorry I could not just say a single word to you for your mastery - THANK YOU! BRAVO ! I doubt but Mastro if you read me, please recall VENI CREATOR SPIRITUS of Mahler´s 8th Symphony. And please, please just follow what he could not finish. Blessings to you from someone who loves Turkey and your Music. Aslan Yurekli.
nasıl bir büyüsün sen fazıl say. Türk olduğum için gurur duyduğum çok nadir bir kaç insandan en güzelisin sen. Müzik evrenseldir ama senin felsefeni senin dilinde anlayabilmek ne güzel şeref... Ölümsüz ol, bunu söylerken manevi olarak ölümsüz olduğunu bilmediğimden değil, maddesel olarak ölümsüz olmanı istiyorum.
Ne zaman canım sıkkın ve vaktim varsa telefonumu elime alır kulaklığımı takar izlerim bitirip kapattığımda sıkkınlığım geçer işime geri dönerim tam anlamıyla harika
01:10 üç selvi 06:33 açların gözbebekleri 11:00 kerem gibi 12:30 Dizboyu Karlı Bir Gece 16:42 pazar 20:42 ben içeri düştüğümden beri 24:50 Yatar Bursa Kalesinde 28:15 Hapisten Çıktıktan Sonra 35:53 Kız çocuğu 38:58 hiroşima 41:30 Nereden Gelip Nereye Gidiyoruz? 49:28 vatan haini 55:44 şehitler 59:21 davet 01:02:52 memleketim 01:10:45 yaşamaya dair
FAZIL SAY - NAZIM ORATORYOSU - NAZIM ORATORIO Absolutely wonderful! You're a great composer! 11:00 what a profound and moving poem! Bravo, Bravo, Bravo!
Bu bence Fazıl say'ın en iyi eseri (zira bildiği ve sahiplendiği bir konuyu müzikal olarak anlatmış) ne var ki kendisi aynı kanıda değil. Bunu ancak "klasik müziği kitlelere sevdirmek açısından" anlamlı bulduğunu açıkça ifade etti. Hatta "bizim Carmina Burana'mız" gibi bir laf etti. O yüzden ey arkadaşlar ey müzik severler, Nazım Oratoryosu'nu savunacaksanız önce Fazıl Say'a karşı savunun. Hep böyle yazsın. Deneysel takılıyorum diye film müziği yazarlarının , new age'gilerin peşinden gitmesin. Klasik müzik tanımı gereği "klasik" olmak zorunda. Koro her ses verdiğinde ruhumda sunami oluyor. O ne koro öyle... Mükemmel birşeyin değişmesi gerekmez. Bu mükemmel. Bu mükemmel.. Bozma..
kocaman gözlüklerin beyaz gömleğinle bir laboratuvarda insanlar için ölebileceksin, hem de yüzünü bile görmediğin insanlar için, hem de hiç kimse seni buna zorlamamışken...
Bu nâzım oratoryosuyla yaklasik 10 yıldan biraz uzun bir zaman sonra yine genco erkal ve fazıl say ayni oratoryoyu tekrar yapiyorlar ayni şekilde ben o bahsettiğim oratoryadan bu videoya geldim ve ikisini dinleyenler çok net olarak genco erkalın şiir okuyuşundaki değişim tonlamasini bize hissettirdiği hissiyatin yıllar içindeki artış ve mukemmelligini gorucetir insanın yaşadıkları, yaptığı çalışmaları yıllar içindeki yaş alışları, düşünceleri sesinin ufak bir değişimi bile yapilan sanatı değiştirip onu ilk halinden ilah seviyesine çıkarabilir sanatta hiçbir şeyin mukemmeli en ust seviyesini olmaz çünkü herzaman daha üstü ya vardir ya da olacaktır teşekkürler Genco Erkal iyiki varsınız sizi bilen herkes sizi çok seviyor.
Fazil Say Turkiye'nin bugday tarlasi, ekmegimiz...uretken ve basarili...o yuzden kin dolu gozlerin onunde...ulkemde hangi uretken sanatci taslanmadi, canindan olmadi...hepsini saygiyla aniyoruz Fazil Say'a Turkiyeli olarak tesekkur ediyorum...
Ülkeme dair umudumu yitiriyorken, böyle karanlık bir zamandan geçerken bi an içimde umut çiçekleri açtıran, sabah güneşi gibi gözlerimi kamaştırıp içimi ısıtan, bahar dalları açtıran, kuşları cıvıldatan,kelebekler uçuran ve yeniden yeniden hayatı tazeleyen bir büyücüsün sen Fazıl Say.
I have heard and read much about you as an artist. But until today I never got actually around to listen to your music. This is brilliant. And telling that it is currently unperformable in Turkey. And again I'm reminded of the great Piazolla when I listen to this. The music is different, but the philosophy behing it seems the same.
Nazım boşuna Nazım olmamış birader ben bunu gördüm. Ne geniş bir algılayış dünyayı. Genco Erkal Fazıl Say ve tüm kadro evimde oturduğum yerde muhteşem bir iki saat yaşadım sayenizde sağolun.
Bu zor günlerde tekrar geldim buraya ve enerjim yükseldi, teşekkür ederim güzel insanlar bu muhteşem orotoryada emeği geçen herkese, ruhun şad olsun Nazım Hikmet 💐🌹🥀🌼
Vaybe özellikle Nazım Hikmet bölümü çok etkileyiciydi müthiş bir gösteri olmuş gerçekten 11 yıl önce böyle harika bir gösteriyi yapan bu kişileri gerçekten tebrik ederim.
Şair Nazım, besteci Fazıl, okuyan Genco, söyleyen Zühal! Hepsi eşsiz, hepsi nadir! Bir daha ne zaman nerede izlenirler, kim bilir? Yıllar sonra istesek de bulamayacağız hiçbirini! Yasaklandılar kimse bilmeden nedenini.
Nazim Hikmet is widely read and appreciated here in Iran. I was really carried away by listening to the same works in original language with Genco Erkal's overwhelming performance. It was majestic! Şahane ! İNANILMAZ !
Muhteşem....İki kez arka arkaya dinledim.İlaç gibi geldi bu karantina günlerinde..Emeği geçen herkese binlerce teşekkürler.Lütfen bütün dünyaya tanıtın böyle güzellikleri....
Tüyleri dikilmeden ve gözleri dolmadan dinleyebilen var mı acaba? Yıkan da Yaratan da biziz.....! Bu gün elimizde olanların değerini bilmiyoruz dostlar.....! Uyanmak gerekiyor ve hep beraber bir seslenmemiz gerekiyor...!
çok sevdiğin muhakkak. ama fazılı beğenmiyorum eylemi tıklamayla bile olsa yine de bir eylemdir. harcanan bu kaloriyi yönlendireceğimiz tonla müzik icraatçısı var bu ülkede. o yüzden başka şeylerin bahane edildiğini düşünüyorum. sözüm ona ideolojiler yüzünden gözler hiç bir şey görmüyor.
Gözümde yaşlarla,bütün vücudum ürpererek izledim. İşte ölümsüzlük budur! Nazım Hikmet’imiz, Fazıl Say’ımız... Bu dünya ayakta onlar gibilerle duruyor. Bütün emeği geçenlere de sonsuz saygılarımızla...❤️🙏
this is amazing really extra ordanary performance thank you for all you can feel deeply with music nazim hikmet's life those years drama can you imagine how nazim hikmet suffered yeah he was a victom of ignorance at least in this century we remember him we live with him and we love him thank you so much!!!(bu cok harika gercekten siradisi bir performans hersey icin tesekkurler nazim hikmetin hayatini muzikle birlikte derinden hissediyorsunuz.evet hayal edin nazim hikmet nasil cabalamis,nazim hikmet cehaletin bir kurbanidir en azindan bu yuzyilda onu hatirliyoruz,onunla yasiyoruz ve onu seviyoruz cok tesekkurler!!!)
10 milyon kez, 100 milyon kez beğenme şansım olsa şu videoyu beğenirdim :( Ama beğenemiyorum. Sadece 1 hakkım var. Şu beğenme sayısının azlığı beni yıktı. Fazıl Say yine harika. Herşey mükemmel. Ses kalitesi haricinde. Yatar Bursa Kalesinde adlı parçayı bu şekilde canlı dinlemek için canımı bile veririm.. :(
@Noa This is the oratorio composed by Fazil Say (who is also playing the piano on this recording) (fazilsay.com/). It is inspired by and consists of the work of the Turkish poet Nazim Hikmet Ran, or mostly known as Nazim Hikmet. Here is some more info about his life and works - en.wikipedia.org/wiki/Nazim_Hikmet . The lyrics and the poetry you hear is all of Nazim Hikmet.
iyi bir müzikal şölen emegi geçen sanatçıları kutluyorum sevdigim insan tavsiye etti dinledim aynı zamanda çokta güzel görsel bir şölen işin sanatsal tarafıyla ilgileniyorum gerisi beni ırgalamıyor
Sagol, varol büyük usta. Yüzümüzün akı ve gurur kaynagımız. Sayende kanatlanıp başka başka evrenlere doģru kanatlanıp uçuyoruz. Önünde saygı ve minnetle eģiliyoruz. Sen çok yaşa deha adam. Seni çok seviyor ve ģüreģimizde taşıyoruz. Büyük saygı ve sevgilerimle...
Rüya gibi.....iyi ki varsıniz FAZIL SAY ben Kosova'liyim iyi ki oğlum sizin eserlerinizlen tanıştırdi o da piano oğrencisidır ve sizın hayranıdır inşallah onunlen nasip olsun tanışasıniz.Teşekkür ederim bu duyğu seliyiçin ve nefessiz izledim için minettarim.
I have recently discovered the work of these talented personalities, Fazil and Nazim. Extraordinary, simply breathtaking and so full of longing, force, pain, joy, life, and passion. A tribute to the essence of being human. Turkey, you ought to be proud beyond understanding. Bravo.
Many thanks, I'll do but when and where that will be? I'm especially interested in the final piece "on life" with English subtitles. If a good video exists I'd be happy to collaborate adding them. Text is vital for this masterpiece.