O kadar güzel anlatmışsınız ki... işte bana göre bunun özeti tanrıyla bağ kurmak. Yapacağınız şeyi tanrıya sorduğumuzda içimizde esenlik, huzur hissediyorsak beyin de kalp de huzur bulur ve çok yorulmazlar.
Kral ve savaş ile ilgili hikayede 3 değil 4 şey görüyorum,1. kocaman bir araba dolusu bilgi,2. bir sandık dolusu ikna ve iletişim kabiliyeti,3. bir kese dolusu ANLAŞILMASI İSTENİLEN niyet, 4.ASIL niyet, kral ile alakalı olan, yıllardır top tüfek savaşan bir kralın hastalanıp yorulması sonucu artık savaşmak istememesi ve savaşa devam etmesi durumunda tüm insanlığını kaybedeceğini düşünmesi, iyi niyet yollarının tamamen kapanacağının farkında olması ve tam da bu yüzden 3 tane oğlunu yıllardır savaştığı krala gönderiyor kaybettim diyemeyecek kadar kibre batıp, dünya malı uğruna kan davalık olduğu düşmanına 3 evladını feda edebilecek kadar kibirli olduğu için aslında bunu yapıyor. İşte bunun adı da asıl niyet, gösterilen niyetten farklı olarak iyi temelden değil de mecburiyetin, yorgunluğun ve kibre batmışlığın göstergesidir asıl niyet, yanıldım diyemediği için, kendine bakamadığı için, doğru olanın en başından beri hiç savaşmamak olduğunu, bir türlü kibri sınırlarını aşıp da kendine söyleyemediği, yıllardır uğruna savaştığı şeyin aslında en başından beri doğru olmadığını bilmesiine rağmen sürdürdüğü için ve bu uğurda kaybettiği canların hesabının halkı ve evlatları tarafından bile sorulabileceiğini bildiği için. Çünkü hiç bir savaş, iletişim savaşı diyelim, ne tür bir savaş olursa olsun, iyi bir temele dayanmıyor, ya bir aç gözlülük, ya bir kibir ya da yine insana ait sınavda olduğumuzun bire bir ispatı niteliiğindeki her hangi kötü yönetilmiş bir duygu. Yıllardır savaşıp, artık yorulup savaşamayacak duruma geldiğinde halkının mutluluğu, huzurunu ,refahını göz önüne koyup aslında kendiyle yüzleştiğinin ve yaptığı hatalara karşı 3 tane oğlunu feda edebilecek duruma geldiğinin ap açık ispatı. İlim ilim bilmek ise ilim kendini bilmek ise, kendini bilmek bilgelik ise eğer ve siz de kralı bilge diye tanımladıysanız bu sonuç buralara çıkıyor benim çerçevemden. Bunu da ayrıyeten tartışmalı, üzerinde uzun uzadıya düşünüp de akıl yormalı, diye düşünüyorum fabrika ayarlarına dönme yolunda. videoda konu belirleme için bir önerim olsun üstelik, bir hatam yanlışım var ise de izah edip defaatle uyarırsanız çok sevinirim.
Müge Doğan’ı da Tolga Ermanı henüz bugün ilk kez dinleme fırsatım oldu, konu ilgimi çektiği için şans vermek istedim (haddim olmayarak). Negatif bir kaç ön yargı ile başladım dinlemeye. Beni çok yanılttınız, bu çok hoşuma gitti açıkcası. İletişim konusuna başladığınızda aklımda canlanan iletişim türü Allah’la kul arasında olan iletişim benim için. Siz konuşmaya başlayınca aklıma Sinan Canan’ın 6 saat 2 dakika 46 saniyelik İFA lansmanı yaptığı video da ne hikmettir ki tam 3 saat 1 dakika 23. Saniyesinde söylemeye başladığı tüh tüh tüh nazara geliyoruz, ne zaman duyuyoruz desem kesiliyor demesi geldi. Ve o kesilmenin sebebini kendime siz konuştukça ben düşündükçe baya bir matematik yapar gibi kendime ispatladım ve yine aynı mutlak sonuç işte. Teslim olunca sonuç hep buraya çıkıyor. Siz konuştukça daha da derinleşecek diye umut ettiğim konuşmayı Müge hanım farklı boyutlara çekerek bir fren rolü gördü iyi de oldu, Müge hanım bu yayında epey bir yorgun duruyordu, doğaldır onca çalışmaya emeğe. Elinize kolunuza sağlık, . Bir sonraki muhabbetinizi iple çekiyorum. İnşallah hep böyle şaşırtmaya devam ederdiniz beni. Teşekkürler 🙏 😊
@@TolgaErman Tolga bey, öncelikle ilginiz için teşekkürler. İletişim kurduğunuz bir anda, ya da bunun tartışmaya dönüştüğü bir durumda diyelim. Sizin bütün samimiyetinizle niyetinizden emin olduğunuz bir konuda tam aksi yönde bir ithamda bulunulması, inanın insanı çıldırtıyor. Böyle bir durumda nasıl hareket edilir inanın hiç bilmiyorum. Sizi çok iyi tanıyan kişilerin, o sinirli anlarınızda böyle hareket etmeleri ve kendi kalbinizdeki saflıktan emin olduğunuz bir konuda, tam tersini düşünüyormuşçasına bir ithamda bulunmaları şahsen karşınızdaki insandan olabildiğince soğutuyor. Nasıl oluyor da bunu görmeden defalarca aynı konuda damarımıza basabiliyorlar? Yazık ediyorlar bize, kendilerine, ilişkimize! 🙏🏾
@@Okul_Bahcesi Hep hatırlayın, insanların bize yaptıkları bizimle değil, kendileriyle ilgilidir. Size yapılan negatif hareketleri, kişilerin kendi sorunları olarak görmedikçe bundan etkilenmeye devam ederiz. İnsan kiminle kavga ederse etsin aslında hep aynada kendisine kızıyoruzdur :)
@@Okul_Bahcesi Haklı olmak ile verilen tepki farklı şeylerdir. Haklı olmak, tepkiyi haklı kılmaz. Tepkilerimiz ve patlamalarımız bizimle ilgilidir. Bu fikire adapte olmak yorucudur ama uğraşmamız faydalıdır.
Bir şeylerle uğraşırken zihnimi de bir yandan meşgul etmek için güzel bir video arıyordum ve aradığımı buldum demişken 10 dakikada bir araya giren reklamlar beni perişan etti. disslike +1
İlk izlenimi kişi ile ilk temasa geçtiğinizde edinirsiniz ve sebepsiz bir his olarak kalbinize düşer. Önyargı ise daha o kişiyi görmeden bile zaten zihninizdedir ve kelimelere rahatlıkla dökebilirsiniz. Hissi takip etmek sizi izlenime götürür :)
Sinan hocamız profile ihtiyacı yok yaptıgı videolara gelen yorumları tabiki okudugunu düşünüyorum fakat yorumlara cevap verdigini yazdıgını ben görmedim..Tolga bey ugraş veriyor yazıyor çaba sarfediyor..Müge hanımında yorumlara cevap vermez çünki ülkemiz kültürel o kadar geriki.. erkekler tavlamaya çalışır o sebebden tahminen hiç yoruma cevap vermez
Ya bu kadar reklam olabilir mi? Konsantre olmaya çalışıyorum olamıyorum. Bu kadar reklama maruz kalmak yaşama isteğimi bile sorgulatır oldu artık. Kafamı kuma gömüp bir daha çıkarmak istemiyorum. Bunun bir ayarı olamaz mı acaba? Ya da çıkın gidin mi diyorsunuz?