Keşke mezarı burda olsa bir çiçek götürebilsek onu ziyaret edip merhaba nâzım baba diyebilsek. Bize arkasında bırakan bu müthiş eserleri verdiği için yanına gidip teşekkür edebilsek. MAVİ GÖZLÜ DEV RAHAT UYU SEN. Yanına gelip sanki karşı karşıyaymış gibi ve o mavi gözlerine bakarak konuşuyormuş gibi.....🇹🇷 sen bizim Ahengimizsin, sen bizim coşkumuzsun sen bize vatan sevgisini en acı şekilde öğreten kişisin keşke böyle olmasaydı keşke.....❤
ayrılık masanın üstündeydi, kahve bardağınla limonatamın arasında onu oraya sen koydun bir taş kuyunun dibindeki suydu bakıyorum eğilip bir koca kişi gülümsüyor bir buluta belli belirsiz sesleniyorum sesini yitirmiş geri dönüyor sesimin yankıları ayrılık masanın üstündeydi, cıgara paketinde gözlüklü garson getirdi onu ama sen ısmarladın kıvrılan bir dumandı gözlerinin içinde senin cıgaranın ucunda senin ve hoşça kal demeğe hazır olan avucunda ayrılık masanın üstünde dirseğini dayadığın yerdeydi..
işte böyle işte böyle kızım düşürdüm ömrümün bir parçasını Sen ırmağına Sen Mişel Köprüsü'nden ömrümün bir parçası Mösyö Düpon'un oltasına takılacak bir sabah çise lerken aydınlık Mösyö Düpon çekip çıkaracak onu sudan Paris'in mavi suretiyle birlikte ve hiçbir şeye benzetemiyecek ömrümün bir parçasını ne balığa ne pabuç eskisine nedense bu bölüm beni hep hüzünlendirmis
ayrılık kurtulmuştu yer çekiminden ağırlığı yoktu tüy gibiydi diyemem tüyün de ağırlığı var ayrılığın ağırlığı yoktu ama kendisi vardı vakıt hızla ilerliyor gece yarıları yaklaşıyor bize yürüdük yıldızlara değen Ortaçağ duvarlarının karanlığında
Solaris Medar umdum Yalnızlığını adımlarken sokaklarının, Gecelerinden. O metruk yerde buldum seni, Fırtınadan ürkmüş çocuktun. Yıllar mı geçti aradan? Dönüyorum denize varmadan Müzik dalgadır diyorum -heyecanla- Gözlerinin rengi de … Yararı yok … Orada bakışın, Ben Tutsak Şaşkın Dönüyorum denize varmadan Çaresiz … Yıllar mı geçti aradan? 20.07.1987, Kenan Öztürk
birdenbire kapın açılır gibi sevdalanmak birilerine ansızın oysa beni seviyorsun ama bunun farkında değilsin ayrılık bunu farketmeyişindeydi senin ayrılık kurtulmuştu yerçekiminden ağırlığı yoktu tüy gibiydi diyemem tüyün de ağırlığı var ayrılığın ağırlığı yoktu ama kendisi vardı
Bedri Rahmi Eyüboğlu'nun kaydettiği hali bu. Bildiğimiz kadarıyla bu şiiri daha o zamanlar tamamlamamış. İlk haliyle kaydetmiş daha sonra ise şiiri tamamlamış ve o şekilde yayınlanmış. Kayıt ve basılı metin arasındaki farkın sebebi bu.
Kafiye, uyak gibi kavramlar halk şiirinin içinde yer alır. Nazım Hikmet ise "serbest şiir" denen tarzda yazmıştır şiirlerini. Serbest şiirde de ahenk unsurları var elbette. Ancak divan şiirinde yada halk şiirinde olduğu katı kuralları yada kesin uygulamaları yoktur.