Aslında rüyalar farklı fizik yasalarına sahip farklı bir evren ama uyanınca her şeyi unutuyoruz, rüya sandığımız evrende ise bu dünyayı unutuyoruz bu yüzden bunu asırlardır anlamadık; kısacası uyku denen şey bir evrenler arası geçiş portalı Uyan dostum!
Ben bikere rüyada olduğumu farketmiştim ama aklıma böyle şeyler hiç gelmemişti çünkü kabustu bende bilerek uyandım (okulda vardı zaten kalkmam gerkiyodu)
Hayatım normal bir şekilde akarken bir anda aydınlanma geliyor ve hayatımı sanki şu ana kadar hep 3. Kişi bakış açısından yaşamışım hissiyatı oluşuyor . O farkındalığı yakaladığım zaman ise 1. Kişi açısına dönüyorum. Bence hepimiz simülasyondayız ve ya hafızamızda hala daha hatırlayamadığımız tonlarca materyal var. Hiç bir şey bilmiyorum ama çok şey biliyorum gibisinden
@alotusforyou Yani aslında sanki bu hayatı ben yaşamıyormuşum gibi günlük hayatta benim yerimde başka biri var, denk gelen olaylar sırasında sanki önceden programlanmışım gibi hareket ediyorum ama yukarda bahsettiğim farkındalığı yaşayınca her yaptığım şeyi aslında ben yapmamışım gibi geliyor
İnternetin bir şekilde aklımızın içine eriştiğini düşünüyorum. Günün birinde aklımdan bir replik ya da herhangi bir videodan bir parça geçiriyorum ve iki gün sonra internet sanki bana bunu mu arıyorsun dermişcesine sadece birkaç saniyesini aklımdan geçirdiğim o videoyu karşıma sunuyor bu instagram ve youtube da oluyor zaten başka sosyal medyam yok. Çevremden ya da sosyal medyadan bununla karşılaştığını söyleyen insanlar gördükçe daha da korkutucu hale gelmeye başladı..
Gerçekten, Atinalılar falan diyen o yorum muhtemelen Sokrates'in savunmasına göndermeydi ve ben daha dün bu konuda araştırma ödevi yaptım. Yardım edin.
nedeni bence belli sen eğer şu videoyu izlersen şu şeyi düşünürsün ve bu şeyi düşündüğünü bilgisiyar sendende önce düşünüp o şeyle ilgili video çıkarıyor aynı zamanda günceli takip ediyolar kanallar örneğin okulundaki konular bilimağacı mıydı o kanalda okulda hangi konuya geçsek o tarz şeyler çıkıyor bunun gibi genelde onun dışında muhtemelen eğer bunu ve bunu izlediyse/dediyse o zaman bunu düşünüyordu gibi çalışıyor olabilir
Aklımızda bir şarkı dönerken yanımızdaki birinin o şarkıyı sesli bir şekilde devam ettirmesi olayını çoğumuz yaşamışızdır. Bunun gibi örneklere dayanarak aslında beyinlerimizin bir sistem aracılığıyla birileri tarafından kontrol edildiğine ve kendi irademizle yaşamadığımıza inanıyorum.
Birisi yazdı mı bilmiyorum ama, Bu teori aslında dalgıçlardan yola çıkılarak atılmış bir teori. Dalgıçlar okyanusun bir kısmına daldıklarında orada hiçbir balığın olmadığını görürler. Balıklar dalgıçlardan kaçmış olamaz çünkü onlar daha yeni daldılar ve balıklar dalgıçların saldırgan olup olmadıklarını bilmiyorlar. Başka bir şeyden dolayı saklanıyorlar. Ve bu durumdan sonra dalgıçlar genelde köpekbalıkları ile karşılaştıklarını rapor etmişler. Bu teori de şunu söylüyor, uzaylılar varlar ama saklanıyorlar çünkü orada bir yerlerde çok büyük bir yırtıcı var, ve bizim bundan haberimiz bile yok. Umarım uzaya yolladığımız mesajlardan biri o yırtıcının kulağına gitmez.
Gerçekten bir simülasyonda yaşadığımızı düşünüyorum. Çünkü simülasyonda yaşadığımızı düşündüğümde aklımda bu düşünceyi unutturacak saçma ve komik anılarım canlanmaya başlıyor ve 1-2 dakika boyunca yaptığım şeyleri sanki düşünmeden yapıyormuşum gibi hissediyorum.
Dejavular aslında eski hayatlarımızdali ölüm anlarımızı hatırlamalarımızdır. Şöyle açıklayayım : Sen arkadaşınla bir kafede oturup sohbet ederken bir anda dejavu yaşıyorsun ve “A bidakka ben bu anı daha önce yaşamıştım!“ diyorsun. Evet haklısın bu anı daha önce yaşamıştın. Bu an senin eski hayatlarında öldüğün anlardan birisi. Ama sorun şu ki tam olarak sonucu yani öldüğümüz anı hatırlayamıyoruz. Bunun sebebi ise simülasyonda yaşıyor olmamız. Similasyonu yöneten kişiler bizim eski hayatlarımızı hatırlamamamız için dejavu yaşarken ölüm anını bize bilerek göstermiyor. Çünkü eğer ölüm anımızı tam olarak hatırlarsak her dejavu yaşadığımızda simulasyon sıfırlanmak zorunda kalır. Sonuç olarak dejavular bizim eski hayatlarımızın sonlanma noktalarıdır. Ne kadar çok dejavu yaşıyorsak aslında o kadar çok ölmüşüz demektir ve evet simülasyon teorisi gerçek.
@@erkanaslan4543 yaklaştın. dejavular pek çok şekilde olabilir. ama sonuç olarak her türlü daha önce yaşadığın şeyin benzerini yaşadığında gerçekleşir. bu önceki hayat olabilir, bozulmuş bir zaman olabilir, veya benzer bir olayı daha önce yaşamış, bilinçaltında da benzer bulmuş, ama bilincinde benzetememiş olabilirsin. veya çok daha farklı bir şey de olabilir.
@@yunusbilgic5184 ve bazı gelecekte olacak şeyleri biraz değişik bir şekilde görebiliyoruz mesela ben bir kere rüyamda kanepede yatarak test çözüyordum sonra rüyamda "ben bu anı önceden yaşamıştım" dedim ve kanepenin önünden minecraft zombisi çıktı ve odanın girişinden birkaç sarmısak geldi ve rüyam bitti. birkaç hafta sonra aynı şeyler oldu ama kanepenin önünden minecraft zombisi veya odanın girişinden sarımsaklar çıkmadı
Dejavunun gördüğümüz ama unuttuğumuz rüyalardan parçalar olduğunu düşünüyorum.(çünkü rüya hatırlama yeteneğim çok yüksek ve her dejavumda “bunu daha önce yaşamıştım” değilde “bunu daha önce rüyamda görmüştüm” gibi hissediyorum.)
Dejavular aslında eski hayatlarımızdali ölüm anlarımızı hatırlamalarımızdır. Şöyle açıklayayım : Sen arkadaşınla bir kafede oturup sohbet ederken bir anda dejavu yaşıyorsun ve “A bidakka ben bu anı daha önce yaşamıştım!“ diyorsun. Evet haklısın bu anı daha önce yaşamıştın. Bu an senin eski hayatlarında öldüğün anlardan birisi. Ama sorun şu ki tam olarak sonucu yani öldüğümüz anı hatırlayamıyoruz. Bunun sebebi ise simülasyonda yaşıyor olmamız. Similasyonu yöneten kişiler bizim eski hayatlarımızı hatırlamamamız için dejavu yaşarken ölüm anını bize bilerek göstermiyor. Çünkü eğer ölüm anımızı tam olarak hatırlarsak her dejavu yaşadığımızda simulasyon sıfırlanmak zorunda kalır. Sonuç olarak dejavular bizim eski hayatlarımızın sonlanma noktalarıdır. Ne kadar çok dejavu yaşıyorsak aslında o kadar çok ölmüşüz demektir ve evet simülasyon teorisi gerçek.
@@erkanaslan4543 Bu benim teorim ve ben böyle düşünmek istiyorum. Doğru olmasına gerek yok. Ayrıca senin söylediğinin doğruluğuna inanmıyorum. Bu teorini yorum olarak yazabilirsin.
bana sey oluyor hayatimi boyle yasarken bi anda farkindalik geliyor ve yaptigim seyleri aslında istemli yaptigimi fark ediyorum ve kendi gozumden dunyayi gormek tuhaf geliyor acaba baskalari nasil goruyor vs kafam karisiyor ozellikle test cozerken bu aydinlama geliyordu ve tuhaf hissediyordum gercekten ve kimse anlamiyor bu dediklerimi gecistiriyorlar
Sürekli aynı hayatı yaşamaya zorlanan sonuçları test edilen deneklermişiz gibi hissediyorum yaşadığımız dejavular vs bunların bıraktığı izler gibi hatta bu videoyu izlerken bile dejavu yaşadım..
Bence şu an bir tür deneydeyiz aslında yaşadık ve teknolojiyi çok geliştirdik ve sonra büyük bir yıkım oldu bu yüzden insanların hafızası silinerek gerçek dünyadan bu dünyaya gönderildi her şey kafamızın içinde...
Bunu yazmak zor ama deniyeceğim Ya aslında hayatımıza doğduğumuz gün deilde tam şuan başladıysanız? Bir düşünsenize bütün anılarınızı ,yaşadıklarınızı şu an aklınıza yerleştirdilerse ? Daha önceden yaptığınızı zannettiğiniz bir şeyi sizin hafızanıza sokmuşlarsa? Bunu şu yüzden düsünüyorum . Bir anda bütûn vicudum uyuşuyor ve sanki bütün enerjim emiliyor. Tam o anda (daha önceden) yaptığım şeyleri sorguluyorum.
Neredeyse 7-8 yaşındayken annemle kuaföre gitmiştik, o zamanlarda yanlış hatırlamıyorsam saçımda bit vardı. Annem saçımı kesecek ablayla konuşurken kulağına fısıldıyordu. Ben de küt kesecekleri için arkayı kısa önü uzun kesecekler sanmıştım. Şimdi o fotoğrafa bakıyorum, gerçekten de önü kısa arkası uzun duruyor. Hayatımda yediğim en büyük komplo olabilir.
Ben kendi kurduğum bi hikayede yaşıyo olabileceğimi kuruyorum bazen . Çünkü eğer ben bir karakter yazacak olsaydım onu çevresindekilerini ve hayatını aynı bu şekilde yazardım. ve bazen kafamda bi hikayedeki uydurduğum karakterler karşıma çıkıyo neredeyse aynı özelliklerle. yada bi olayın gidişhattını tahmin ediyorum, ve her şey aynı öyle ilerliyo ve bu sürekli oluyo.
Yeni çıkacak oyunlar hakkındaki sızıntıların kesinlikle oyun şirketleri tarafından nasıl bir tepki alacağını görmek amacıyla bilerek sızdırıldığını düşünüyorum.
Büyük Recep İvedik Teorisi: Recep İvedik serisinin ilk üç filmi bir komedi serisi değildir. İlk filmde sevdiği kadını kaybetti... İkinci filmde ninesini kaybetti... Üçüncü filmde ise bunalıma girdi... Ve biz bunlara katıla katıla güldük... Burda teori devreye giriyor... Bildiğiniz üzere Recep 3. Filmden sonra bariz bir kişilik değişimi yaşıyor. Survivor'u kazanıyor, milli sporcu oluyor... Ancak kimse onu tanımıyor... Muhtemelen 3. Filmden sonrası Recep'in kafasında kurduğu senaryolar ise? Dahası ilk üç filmde görmediğimiz Nurullah isimli karakter bir anda 4,5,6 ve 7. Filmlerde "Recep'in en yakın arkadaşı" olarak yer alıyor... Recep'i her türlü durumda koşulsuz bir şekilde destekleyen Nurullah karakteri muhtemelen ana karakterimizin kafasında kurduğu bir hayali arkadaşı... Dediğim gibi ilk üç film günlük hayatta gayet yaşanabilecek olaylardan oluşurken, 3. Filmden sonra imkan dışı olaylar meydana geliyor... İlk filmdeki turist rehberini hatırlıyor musunuz? O adam ile Kenya'da yeniden karşılaşma olasılığı nedir sizce? Cevap bast: Aslında hiç karşılaşmadılar...O adam Sibel'den ötürü Recep'in zihninde yer etti, ve bilinç altındaki hikayelere o da dahil oldu. Size ne kadar mantıklı gelir,bilmiyorum ancak bana oldukça makul geldi... TABİKİ BUNLARIN HEPSİ SADECE TEORİ... Umarım.
Ya bütün insanlık aslında sadece sensen... yani her öldüğünde bu dünyadaki başka bir insan olarak doğuyorsan ve bu sonsuz bir döngüye dönüştüyse... o zaman bu bazen aslında bu hayatta yaşamadığımız ama sanki yaşamışız gibi hissettiğimiz yani dejavuyu açıklamaz mıydı?
özellikle vmlerle ve simülasyonlarla daha da içli dışlı olunca simülasyonda olma ihtimalimizin çok da uzak olmadığını düşünmeye başladım, hatta paralel evrenler gerçek olabilir ve paralel evrenler checkpointlerden devam eden farklı vmler olabilir ve bunun varlığını yada yokluğunu kanıtlamanın hiç bir yolu yok. herhangi bir anda fişimiz çekilebilir ve fişimiz çekildiğinde bunun farkına dahi varamayacağız
daha da derine inmek gerekirse "asıl" gerçeklikte bir hayatmız varken buraya oyun oynamak için geliyor, oynadıktan sonra da dünyayı durdurup çıkış yapıyor olabiliriz. bunu da asla bilmenin bir yolu olmayacak
Dejavular aslında eski hayatlarımızdali ölüm anlarımızı hatırlamalarımızdır. Şöyle açıklayayım : Sen arkadaşınla bir kafede oturup sohbet ederken bir anda dejavu yaşıyorsun ve “A bidakka ben bu anı daha önce yaşamıştım!“ diyorsun. Evet haklısın bu anı daha önce yaşamıştın. Bu an senin eski hayatlarında öldüğün anlardan birisi. Ama sorun şu ki tam olarak sonucu yani öldüğümüz anı hatırlayamıyoruz. Bunun sebebi ise simülasyonda yaşıyor olmamız. Similasyonu yöneten kişiler bizim eski hayatlarımızı hatırlamamamız için dejavu yaşarken ölüm anını bize bilerek göstermiyor. Çünkü eğer ölüm anımızı tam olarak hatırlarsak her dejavu yaşadığımızda simulasyon sıfırlanmak zorunda kalır. Sonuç olarak dejavular bizim eski hayatlarımızın sonlanma noktalarıdır. Ne kadar çok dejavu yaşıyorsak aslında o kadar çok ölmüşüz demektir ve evet simülasyon teorisi gerçek.
Bir markanın veya ülkenin yanlış bir davranışı olduğunda, bu konuda tüketici tepkileri oldukça önemli olabilir. Tüketicilerin o markayı veya ülkeye ait ürünleri almamaya karar vermeleri, o marka veya ülke üzerinde bir etki yaratabilir. Eğer birçok tüketici benzer bir tepki gösterirse, bu durum markanın veya ülkenin itibarını ve satışlarını etkileyebilir. Tüketicilerin bu şekilde tepki göstermesi, o markanın veya ülkenin politikalarını, ürünlerini veya davranışlarını değiştirmeye teşvik edebilir. Ancak, bu durum karmaşık olabilir çünkü tüketicilerin tercihleri farklı sebeplere dayanabilir ve bazen tüketici tepkilerinin marka veya ülkenin politikalarını etkileme gücü sınırlı olabilir. Ayrıca, tüketicilerin tercihlerinin yanı sıra ekonomik, siyasi ve sosyal faktörler de bir markanın veya ülkenin başarısını etkileyebilir.
özel okullardaki ogretmenlerin torpil yapmaktan baska bisey yapmadigini ve hatta devlet okulundaki ogretmenlerden daha kotu oldugunu dusunuyorum cunku atanamayan bir ogretmen atanan ogretmenden daha iyi olamaz. (sempatik olarak degil bilgi ve uzmanlik olarak)
Özel okula devlet okulundan gecen biri olarak buna pek katılmıyorum. Su an okuldaki öğretmenlerimin neredeyse hepsi devlet okulunda dersime giren öğretmenlerimden cok daha iyi ders anlatım sekli olarak. Zaten su donemlerde atanmak o kadar zor ki. Atanamadıkları icin kotu olduklarını dusunmek yanlıs bence.
the simpsons çizgi dizisindeki önceden bilinen olayların sebeplerinin (en azından bi kısmının) the simpsons ların yapımcılarının özel olarak göderdiği insanlar tarafından gerçekleştirilmiş olabileceğini düşünüyorum
aslında çok mantıklı bu şekilde geleceği görmüş gibi olacaklar ve dizileri öne çıkacak onlarca komple teorisi insanların ilgisini çekecek ve daha fazla izleyici gelecek mantıklı!
Rüyalarımızın bazılarının bize mesaj olarak gönderilmesi beni korkutuyor çünkü o kadar ürkütücü şeyler görüyorumki bu iyi bir mesaj veya tavsiye için değilde bana bazı varlıklar lanet ediyormuş gibi hissettiriyor
ya zamanın hızlı geçmesinin sebebi dünyamıza yaklaşan kocaman(şimdiye kadar gördüklerimizin bile yüzlerce katlı)devasa bir karadelik yüzündense?ndede olsa 1 saniye yine 1 saniye ama karadeliye yaklastigimizdan zaman bükülüyorsa
Ama o zaman hepimiz için yaklaşık olarak aynı büküleceğinden zaman da değişmemiş gibi gelmez miydi burdaki zaman dengesizliğini ancak daha dışarıdan bakan biri fark edebilirdi
@@RedKaiSe evet iste.yercekimi teorisine gore kutleler daire seklinde yayilir,buda biz uc taraflainda oldugumuza bir kanittir ki goremiyoruz.zamani ve isigi da bu kule buktugu icin ne gore,ne de hissedememiz normal.ancak bu zamanin gercek akisindan ayri bir hiz oldugunu yinede algiliyoruz cunki her gun yaklasiyor
Dejavunun aslında anlık bir simülasyon hatası olduğunu düşünüyorum yanlışlıkla bir süre ileri gidiyoruz hatayı fark edip düzeltiyorlar sonra aynı şeyi tekrar yaşamış oluyoruz
Başkalarına da oluyor mu bilmiyorum ama bazen hiçbir insanın (ben de dahil) duygusu yokmuş gibi hissediyorum. Kendi davranışlarım bana çok duygusuz geliyor, bu yüzden başkalarının bana ya da bir başkasına olan davranışlarının çok duygusuz olduğunu zannediyorum. Yani bazen hepimizin hareketleri o kadar duygusuz geliyor ki arkasına yükleyebileceğim bir anlam bulamıyorum. Bazı zamanlarda yaşadığımız her şeyin bir simülasyondan ibaret olduğu gerçekmiş gibi, bazen de hepsinin aptalca bir eşek şakasından ibaret olduğunu hissediyorum. Bazen de sanki biz dünyanın dışındaki varlıkların eğlence aracıymışız da bizimle uğraşmak için bunları bilerek yaptıklarını düşünüyorum.
Onlarında ruhları ve duyguları olduğunu biliyorum,çünkü hep böyle denildi ama bunu kanıtlama şansım yok",ya yoksa?" Düşünceleri fazla paranoyak geliyor ve kendimi avutmak için herkesin duygulu varlıklar olduğuna inanmaya çalışıyorum,herkesin yaptığı gibi
belki de "duygu" kavramını yanlış anlamışsındır... ben şahsen duyguların otomatik tepki modları olduğunu düşünüyorum. ruhun durumunu ölçüp bilincin isteği dışında tepki prosedürlerini hormon salgılayarak değiştiriyor. örneğin ben de kalbimin taştan olduğunu düşünüyorum. çünkü kimseye aşık olamadım. ama belki de "aşk" kavramını yanlış tanımlamışımdır...
bence sen hiç rüya görmüyor olabilirsin. rüya yorumlama işinde bile bir rüyanın ciddî ciddî gerçekleşmesi beklenmez. orada verilen mesaj algılanmaya çalışılır.
@@yunusbilgic5184 ben tamamen olacakları görmüyorum ama bu geleceği görmek oluyor ben işaretleri takip ediyorum ve gerçekleşiyor ama bu gördüğüm günün ertesi günü fln olmuyor gördüğüm rüya baya uzun süre aklımda kalıyor
Cidden aramızda bir kaç kişinin zihin okuyabildiğini düşünüyorum çünkü ne zaman bir şey söyliyecek olsam benden hemen 1-2 saniye önce birisi söyliyeceğim şeyi söylüyor ve bunu daha önce 6 kere falan yaşadım bir tanesi yakın olduğum bir arkadaşımdı diğer 5'i çok ta samimi olmadığım başka bir arkadaşımda oldu hadi belki yakın arkadaşım az çok ne söyliyeceğimi kestirebilir ama çok samimi olmadığım arkaşımda olması bazen çokta tesadüf değil gibi geliyor
Dejavular aslında eski hayatlarımızdaki ölüm anlarımızı hatırlamalarımızdır. Şöyle açıklayayım : Sen arkadaşınla bir kafede oturup sohbet ederken bir anda dejavu yaşıyorsun ve “A bidakka ben bu anı daha önce yaşamıştım!“ diyorsun. Evet haklısın bu anı daha önce yaşamıştın. Bu an senin eski hayatlarında öldüğün anlardan birisi. Ama sorun şu ki tam olarak sonucu yani öldüğümüz anı hatırlayamıyoruz. Bunun sebebi ise simülasyonda yaşıyor olmamız. Similasyonu yöneten kişiler bizim eski hayatlarımızı hatırlamamamız için dejavu yaşarken ölüm anını bize bilerek göstermiyor. Çünkü eğer ölüm anımızı tam olarak hatırlarsak her dejavu yaşadığımızda simulasyon sıfırlanmak zorunda kalır. Sonuç olarak dejavular bizim eski hayatlarımızın sonlanma noktalarıdır. Ne kadar çok dejavu yaşıyorsak aslında o kadar çok ölmüşüz demektir ve evet simülasyon teorisi gerçek.
dejavu olarak adlandırdığımız şeyin, anne karnında bilincimizi kazandığımız anda annemizin yaşadığı olay ve sohbetleri kendimiz yaşamaış gibi hatırlarığımızı düşünüyorum
Peki bu olay bir görüntü ile alakalıysa bir yeri geziyorsun ve daha önce de orayı görmüş gibi hissettin bunu anne karnında nasıl deneyimleyebilirsin ki
Dejavular aslında eski hayatlarımızdali ölüm anlarımızı hatırlamalarımızdır. Şöyle açıklayayım : Sen arkadaşınla bir kafede oturup sohbet ederken bir anda dejavu yaşıyorsun ve “A bidakka ben bu anı daha önce yaşamıştım!“ diyorsun. Evet haklısın bu anı daha önce yaşamıştın. Bu an senin eski hayatlarında öldüğün anlardan birisi. Ama sorun şu ki tam olarak sonucu yani öldüğümüz anı hatırlayamıyoruz. Bunun sebebi ise simülasyonda yaşıyor olmamız. Similasyonu yöneten kişiler bizim eski hayatlarımızı hatırlamamamız için dejavu yaşarken ölüm anını bize bilerek göstermiyor. Çünkü eğer ölüm anımızı tam olarak hatırlarsak her dejavu yaşadığımızda simulasyon sıfırlanmak zorunda kalır. Sonuç olarak dejavular bizim eski hayatlarımızın sonlanma noktalarıdır. Ne kadar çok dejavu yaşıyorsak aslında o kadar çok ölmüşüz demektir ve evet simülasyon teorisi gerçek.
Öyle birşey olmaz tüm bu teknolojik gelişmenin gitmesi o kadar kolay olmaz robotlar yaptı desen robotlar nerede şuan uzaylılar desen bizi yokedecek teknolojiye sahip hepimizi alırlardı dünyada adam kalmazdı büyük yıkım desen tüm insanlık ölür yani teknolojinin şuan yok olması için tüm insanlığın ölmesi gerek birkaç kişi yaşarsa deme olmaz öyle dev gibi yıkımdan diğerleri kurtalamıyor bunla nereye kurtuluyor o kurtulabiliyorsa diğerleri nasıl kurtulamadı ?
bak simdi biz yeşile yeşil diyoruz ama beklide sen onu mavi görüyorsun fakat sana çocukluğundan beri o rengin yeşil olduğunu söyledikleri için ikimizde aynı şeyi gördüğümüzü sanıyoruz .
"NPC" genellikle "Non-Player Character" ifadesinin kısaltmasıdır ve video oyunları veya benzeri dijital ortamlarda kullanılan bir terimdir. NPC'ler, oyuncu tarafından kontrol edilmeyen karakterlerdir ve genellikle oyun dünyasında belirli rolleri veya görevleri yerine getirirler. Eğer "NPC misin?" ifadesiyle ilgili daha spesifik bir sorunuz veya bağlamınız varsa, lütfen daha fazla bilgi verin, böylece size daha iyi yardımcı olabilirim. Örneğin, belirli bir oyun veya bağlamda mı bahsediyorsunuz?
Hani bazen bir anda kalktiğımızda başımız döner ya, belki de o an evrenden siliniyoruzdur. Ve bi anda bittiğinde beynimiz sanki bunu yaşamamışız gibi hissettiriyor ki unutup hayatimıza devam edelim.
Geceleri uyumamızın sebebinin ardında farklı bir neden olduğunu düşünüyorum, gece olunca hava kararıyor ve soğuyor serseri insanlar ve 3 harfliler ortaya çıkıyor "nasum" insanlar geceden hep korkar bence insanlığın asıl sınavı geceleri gündüzler geceye hazırlık amma biz asıl kısmı korkduğumuz için es geçiyoruz
komplo kabul eder misin bilmiyorum ama teknolojinin belli bir noktaya ilerleyip daha fazla devam edemeden büyük savaşlar sebebiyle insanlığın kendini sürekli sıfırlaması teorisi kafamı çok kurcalıyor.
Aslinda renk korlerinin gordugu mavi dogru mavi bizim gordugumuz mavi ise yanlis mavi olma olanagi beni korkutuyor.Kisaca yanlis renkleri gordugumun dusuncesi beni urkutuyor.
renk körleri renkleri ayırt etmekte zorlandıkları için renk körüdür. ama renklerin görünme şeklinin kişiden kişiye farklı gözükmesi benim de aklıma gelmedi değil.
Eskiden gördüğüm Bir teoride böyle yaziyordu "Herkesin inandığı dinler vardır ancak ya herkesin inandığı din yanlışsa ve İnsanlar Öldükten sonra inanmayanlar sadece sonsuz bir cehennemde acı çekecek" ne zaman hatırlarsam şizofreni oluyorum
Her uyuduğumuzda günü yaşayan benliğimiz o günkü davranışlarımıza göre cennete ya da cehenneme gidiyor ve ertesi gün yeni gelen ruh; eski benliğimiz cennetteyse mutlu, cehennemdeyse mutsuz oluyor. Bazen geceleri o anki benliğim biraz daha yaşayabilsin diye geç uyuyorum. Ayrıca hayatım boyunca yapılan hataların bana değil, başka bir ruha ait olduğunu düşünmek rahatlatıyor. Kötü yanlarıysa tüm başarılarımın sadece birer anıdan ibaret olduğu, onların da hatalar gibi bana ait olmadıklarını ve belki de asla tanışamayacağım ruhların yaşamlarının anısına sahip olduğum gerçeğini sindirmek zorunda olmak. Ben bu sabahtan beri yaşıyorum ve birkaç saat sonra amaçsız bir günle beraber bu dünyadan ayrılacağı keşke yarınkine bunu anlatabilseydim... Şaka lan şaka öyle şey mi olur
Hayvanlar uzaylılar tarafından bizi her bölgede kontrol edebilmek ve izlemek için yollanmış canlılardır okyanuslarda ormanlarda ve evimizde bile varlar ve hep bizi izliyorlar...
Aslına bakarsan gördüğümüz rüyaların hepsi gerçek,sonsuz sayıda paralel evrenlerdeki versiyonlarımızı görmemize olanak sağlıyor ama Aradaki bağlantı zayıf olduğu için daha sürreal bir ortam hissediyoruz,lüsid rüyalarda ise bağlantı yeterince güçlü olduğundan başka evrendeki benliğimizi hareket ettirebilmemizi sağlıyor.
o zaman neden ben bir keresinde rüyamda uçmuştum? hem de o rüyanın fizik kanunlarına aykırı olmadığı halde gerçek hayatın fizik kanunlarına aykırı olabilen bir şekilde? (rüyamda havadan hafiftim ve bu yüzden havanın yoğunluğunu kullanarak kuş gibi uçuyordum. ama hiç bir şey çırpmıyordum. yükselmek için aşağı düşmem için sağlanan yerçekimini kendimi yukarı yönlendirerek kullanıyordum.)
Oyunlardaki Npclerin veya Robotların yaşadığı Teorisi beni çok korkutuyo Sonuçta onlarda Bi yeri vurduğunda Tepki verebiliyo onların sadece yapabilitesi kısıtlı
bazı olayları 3. kişinin gözünden hatırlıyorum ve biri yaşadığı olayı anlatırken 1. kişinin gözünden gözümün önüne getiriyorum peki ya biz aslında kendi hayatımızda gerçetek 3. kişiysek ve başkasının hayatını izliyosak
Şöyleki iyi veya kötü bir şeyi çok defa söyleyip tekrar edersek o şeyin gerçekleşme oranının arttığını düşünüyorum . O yüzden kötü rüyalarınızı anlatmayın derler.
Ben NASA’nın okyanuslarda insanların görülmemesi gereken birşey gördükleri için uzay incelemelerine geçtiğini düşünüyorum. Bence okyanusların sadece %3’ü değil, daha fazlası keşfedildi ama bize söylenmiyor
eğer öteki bir dünya varsa ve orada yaptıklarımızın bedelini ödeyeceksek ve orada önemli olan şey kötü bir şeyi yapıp yapmadığımız ise kötü niyetli olmak istediğimiz fakat yapabilecek fırsatımız olmadığı için gerçekleştiremeyeceğimiz bütün berbat düşüncelerin bedelini de bu dünyada zihni yorgunluklarla ödememiz gerekir.
herkesin kendi hayatının başrolü olduğunu kavradığım sıralar aklıma bir şey geldi ya gerçekten bir başrol varsa ve biz sadece arkadaki figüran rolünü oynuyorsak yani kendi hayatlarımız var ama sadece bir kişi için çalışıyoruz ve bu kişi hayata gelip kendi yaşamanını bitirdiği zaman hayat biticekse şey gibi bir filmde başlangıçta asırlar önce bir olay olur ondan sonra bu olay tekrar gündeme gelince başrol çıkar ve olayları düzeltir sonra mutlu mesut yaşar ve film biter ve bunu destekleyen şey de etrafımdaki insanların bir yaşamları var ama bir düşünceleri yok ve hayata bir iz bırakmıolar şu ana kadar yaşayan insanlığın çoğunun bir izi yok hiç varolmamış gibi ölenleri ise unutup yaşamak çok kolay sanki hiç doğmamış gibi tabiki bunlar sadece benim düşüncem
herkesde vardır küçükken 5 yaşında 7 yaşında falan aydınlanma yaşarsın şey gibi "b- ben yaşıyorum... ben buradayım... ellerim hareket ediyor" gibi ve ondan öncesini çok hatırlamazsın sanki hafızan daha yeni gelmişsin gibi... one acaba
ben aslında bir döngüde olduğumuzu var sayıyorum bunu zaman tablosu olarak anlatırsam.. önce bigbang sonra maymunlar sonra mağra adamları sonra biz sonraaa uzaylı olarak varsydığımız gelecekteki biz.. döngüye nasılmı girdik: önce gelecekteki biz olacak olan büyük patlamayı gördü ve geçmişe gitmeye çalıştı ve başarılıda oldu mağra adamlarının yanı gittiler ve onları uyarmaya çalıştılar fakat nafile onlar birbirlerini anlayamayıolardı. Mağra adamlarıda gördüklerini resm ettiler ve günümüzdeki mağra duvarlarındaki ilginç resimler ortaya çıktı... gelecekteki insan oğlu yani uzaylılar nekadar çabalasada patlamayı durduramadı oyüzden seçili bikaç kişi patlamanın alanından çıktı ve koleni kurdular.. ve günümüzde gördüğümüz o ufo benzeri şeyler gelecekti biz olabilir uzaylılar bizim patlamadan sonra tekrar oluştuğumuzu görebildi deneyimledi ve şuandada ilk döngüdeyiz ... İYİ AKŞAMLAR (yazmayı unuttum bişey varsa ekleyin)
Simülasyonda olduğumuza inanıyorum. Çünkü o kadar NPC var ki bir normal simülasyon oyununda bu kadar NPC yoktur. Ülke simülasyonu oyunları gibi oyunlar vardır, işte onda ; mahalle, şehir, il, apartmanlar, vb. gibi şeyler olur. Dünyada da aynısı var. Özelliklede zaman. Zaman o kadar hızlı geçiyor ki yıl ( 365 gün 6 saat) sanki 1 hafta gibi geliyor. Ve simülasyon oyunlarında da aynı şey var. Yani, yazmak istedim :)
ben kadıköyde yaşayan yerlisi olan insanların npc olduğunu düşünüyorum daha önce kadıköyde yaşayan kimse tanımadım ve tanıyan da görmedim ve saçma bir şekilde evlerin hepsinin ışığı açık olmasına rağmen içlerinde kimse yok kadıköyün yerlisi npcdir.