Aşığım sana. Okudukça, nasıl kendime benzetiyorum yaşadıklarını, hissettiklerini.. O kadar bensin ki yazdıklarınla. Burgazada'da yaşadığın eve geldim. Odana girdiğimde ise gözyaşlarımı tutamadım. İnanılmaz hisler yaşattığın için sana her fırsatta dua ediyorum ve eğer bizi görebiliyorsan sana sevgimi ve aşkımı yolluyorum. Sen inanılmaz bir yazar ve eşsiz bir insansın.
İnci Engi'nün geldi,konuşmaya başladı hemen oturuş şeklimi değiştirdim. Hocam Şehnaz Aliş'e benzettim kendisinin de hocasıdır hep anlatırdı, duyduğu saygıyı .
Hocam bir yandan öyle gibi duruyor ama diğer yandan o yaşta, hiç beklemediği anda ölüm kapısına dayanınca kendini inanılmaz derecede açmış ve hikayelerine dökmüş. Yani böyle bir ölüm yaşanmasa, ölümüne yakın yoğunlukla yazdığı birçok eser de olmayacaktı.
@@aeliaflaccilla2940 evet dediğiniz gibi olabilirdi. Ama hiç beklemediği anda, daha genç yaşta hayatı dolu dolu yaşarken karşılaştığı bu durum kendisini aşırı etkilemiş. Yaşlı bir insanın ölüme bakışı ile, genç yaştaki birinin ölüme bakışı ve kendine yakıştıramaması aynı kefede olmuyor. Zaten son zamanlarına bakın, artık öleceğini anladığı anda inanılmaz derecede kendini açıyor ve yazılarına döküyor her şeyini. Elbette bu tartışılacak bir konu değil. Ben yalnızca o yaşta karşısına bir anda çıkan ölüm karşısında aşırı etkilenme yaşadığını ve eserlerini o yoğunlukta ürettiğini düşünüyorum. Zaten severek ve bayıla bayıla okuduğumuz yazarların birçok eseri yazım aşamasında yazarına zulmetmiştir. Malesef bizim okurken aldığımız hazzı, onlar yazarken alamamıştır. İyi akşamlar dilerim.
Videonun 27.01 dakikasında Sevengül hanımın onca lafı gevelemesinin karşılığındaki cevap Sait Faik' in her işte olduğu gibi verilen ya da kendisinin edindiği sorumluluk karşısında başarısız olmaktan korkuyor olmasıdır.
“Yayınlanamak” denmez, yayımlamak doğrusu. Bir de eserin adı Medarı Muaşeret Motoru demişsiniz. Medarı Maişet Motoru’dur o. Metni yazan ve seslendiren arkadaş biraz Türkçe çalışsa iyi olur. Eski TRT kalitesini mumla aratmışlar.