Siyasette ahlak olmaz, doğası gereği olmaz. O nedenle manipülasyon, ajitasyon, provokasyon yapmakla (algı yönetimiyle) siyaset yapmak arasındaki sınır çizgisi çok incedir.
Argoya başvurursak daha anlaşılır olacaktır: GAZA GETİRMEK.
Siyasetin işi gücü bizi gaza getirmek.
Medyanın işi de doğası gereği yine bizi gaza getirmek!
Toplumsal ve siyasal yaşamda itidal, sağduyu, makuliyet, dikkat ve ihtimam en nefret edilesi tutumlar haline geldi. Hiçbir şeye gereken dikkat ve ihtimamı göstermiyoruz. Makuliyet ülkeyi terketti. Mutedil olmak bir karakter zafiyeti olarak algılanıyor. Öyle ki aşırılık neredeyse özdoğamız haline geldi. Hepimiz sinirliyiz, öfkeliyiz, çünkü öngörülerimiz azaldı, önümüzü bile göremiyoruz. Ekonomi malum, gerçi siyaset farklı mı, o da öyle.
Refah azaldı, gelecek artık çok korkunç görünüyor. Birbirimize dayanma, yaslanma yetilerimiz her geçen gün azalıyor.
İşte Riyad'da yapılacak Süper Kupa Finali, işte Hilafete atılan yumruk.
Seçimler yaklaşıyor ya, artık her yol mübah!
İtidale, sükunete, sağduyuya çağrılar pek işe yaramayacak.
Felaket tellalliği bir marifet kabul ediliyor.
Bu işleri düzeltecek bir kahraman da çıkmadığına göre tüm kifayetsiz muhterisler kahramanların dilini kullanıyor.
Bu ülkeye, bu ülke insanına yazık! İnanınız çok yazık!
Not: Söyleşileri sürdürebilmek için desteklerinizi bekliyoruz, lütfen kanalımıza "abone" ve "üye" olmayı unutmayınız!
Katıl butonu için:
/ @ducanecundiogluresmik...
Düzenli dersler için:
felsefedersleri.com
2 янв 2024