O kadar güzel bir çalışma olmuş ki emeğinize sağlık hocalarım. Çok zarifsiniz, sesiniz bile huzur veriyor insanın içini ısıtıyor. Çok teşekkür ederim Allah razı olsun. Var olun.
Konuklu sohbetler daha çok hoşuma gitti birçok bakış açısından bakabiliyoruz, benim ufkumu açtı. Aynı zamanda psikoloji konusunda uzman olmayan diğer insanların deneyimlerini duymak, benzer şeyler yaşadığımızı görmek “yalnız değilim, bilemeyebilirim, hata yapabilirim” dedirtiyor :)
Merhaba nasılsınız zor bir ebeveynle büyüme listesinde olmayan bir ebeveynle büyümek çekebilirmisiniz görüşlerinizi bana katıcaklarınızı merak ediyorum 😊😊
İlk defa dinledim. İlk Podcast ile başladım. Sanırım tamamını dinleyeceğim. Bu kalitede bşr söyleşi yapabilmek için kşm bilir ne kadar eğitim almış ne kadar emek harcamış ne kadar okuma yapmışsınızdır. Bizim için bu kadar kolay bu emeğe ulaşabilir olmak büyük lüks. Teşekkürler. Emeğinize sağlık.
Bu güzel içerikleri ancak keşfettim ve şu an Netflix dizisi seyreder gibi günde birkaç bölüm seyrediyorum sizi, oğluma, kendi çocukluğuma bakışımı bir anda değiştirdiniz, çok ama çok teşekkürler
Programınız bugün oğluma daha bir farklı bakmama, onu daha büyük kucaklamama ve ondan özür dilememe vesile oldu. Yüzlerce kez teşekkürler. İyiki varsınız.
Ne kadar bereketli, nasil guzel bir konu. Tam da "oyuncu" olmanin anlamini dusundugum bu gunlerde cok guzel denk geldi. Ben anne olunca "yetiskin" oldum. Yurtdisina yuksek lisans yapmak icin ciktim ve donmedim. Kendi basima yasamama ragmen, yetiskin hissetmedim. Bunu bir eksiklik degil gururla yasiyordum. Sizi dinleyince farkettimki ben yetiskinligi oyunun bitmesiyle iliskilendirmisim. Ailem hep destekci oldu, hic mukemmelik beklentisi oldugunu hissetmedim. Dolayisiyla yetiskin olmam gerekmedi. Ama anne olunca, "cekilin, burda bir can'a bakıyoruz." gibi ciddi bir sorumluluk yükü hissettim. Ve "yetiskin" oldum. Oglumuz 9 yasina geldi ve yeni yeni icimizdeki cocuk nerdeydi ya diye ayılmaya basladim.
Gençlerle harika bir program olmuş. Dikkat eksikligi olan bir çocuğum olduğu için Anıl'ın deneyimleri ifadeleri çok yer buldu bende. Anıllı daha cok programları dinlemeyi isterim. Teşekkürler hepinize
Yetişkin olunca oyun oynamayı bırakıyoruz dediniz ya geçenlerde farkettik ki eşimle pikniğe gittiğimizde voleybol vs oynadığımızda bize her açıdan iyi geliyor. Sonra düşündüm cidden insan neden pikniğe gidince yemeğini yer oturur ki birlikte yapılacak binlerce şey varken ☺️
Sizi dinlediğimde hayat o kadar da zor değil hissine kapılıyorum. Özellikle videoda sorunlara değindikten sonra ne yapabilirizi konuşmanız içime umut dolduruyor
Bu bölüm için sizlere çook teşekkür ederim. Başka genç yetişkinlerle aynı duygu ve düşüncede olduğumu görmek bile bana o kadar iyi geldi ki, hayatın en zor dönemleri gibi genç yetişkinlik. Serdar hocamın yeğeni gibi Ben de cesur ol derdim kendime. İyi ki varsınız. Çok teşekkür ederim ❤
32 yaşındayım.Cocukken anneme sorardim babam beni sevmiyor mu diye.Annem de o icinden seviyor sizi, derdi.Bu yaşımda bir kere şunu sordum anneme, babam ben küçükken 1 yaşında,2 yaşında yani o sevimli hallerimde...geceleri gelip beni öper miydi, üzerimi örter miydi mesela dedim...Hala bir umut taşıyordum galiba seviyordur ama sevgisini belli edemiyordur diye...Ama annem hayır, oyle birsey yapmazdı dedi..bunu duyunca cok yıkıldım.İcimde sevildigime dair taşıdığım ufacik bumut da kayboluverdi.Beni hic sevmemis, hic benimsememiş, hic umrunda olmamisim duygusal anlamda.
Çocukluğumda sevildiğimi hic hissetmeden büyüdüm.Babam ben yokmuşum gibi yaşardı.Adimi da bilmiyor galiba diye düşünürdüm hep.Veremle baslayip yillar icerisinde asla iyilesemeyen hastalıkları vardi.En sonunda KOAH hastası oldu.Cok agir bir hastalik.Çok zor.Annem hep bu hastalikla mucadele etmeye calisan depresyonda bir kadindi ve bunun yaninda kendisine yük olan iki çocuğu vardi.Sevginin ne olduğunu hic hissedemedim.Ama sunu gördüm cok cok sonraları, sevildigini hissederek büyümüş yetiskinlerin gözleri parlıyor.Özledikleri ve yaninda bulunmaktan keyif aldıkları, yaninda iyi hissettikleri anne babaları oluyor.Benim gibiler ise anne babası hayatta olan birer yetim.
"Böyle başladı ama böyle devam etmek zorunda değil, Adem olun Havva olun." diyorsunuz.Bu cok mantıklı, genelde de verilen tabsiye bu yönde oluyor.Ama bunu uygulamak hep çabalamak, hep kendini zorlamak o kadar yorucu ki... öğrendiğin yoldan gitmek en kolayı ama en zararlısı... bunu da bilirken hep kendini zorlamak en iyi davranışı bulmak icin çabalamak...icinde kocaman bir duygusal bosluk varken eşini çocuğunu sevmeye, onlara ilgi gostermeye çalışmak..ruhen cok yorucu.evet yapilabilir ama benzini bitmis bir aracı yolda bir sekilde ilerletmeye calismak gibi birşey, ya arkadan itekleyerek ya bir cekici cagirarak vs vs. Öyle zor..oysa başkaları hic zorlanmadan bunlari yapabiliyor, duygularini doyasıya yaşıyor, mutluluk, sevdiğini sevildiğini hissetmek gözlerinden taşıyor başka şanslı insanlarin.
Veremle başlayıp hastalığı gittikçe ilerleyen, hep hasta olarak hatırladığım, en son agir bir akciğer hastalığı olan KOAH ile yıllarca mucadele ederek ömrü sona ermiş bir baba ve ağır depresyonda bir anne ile büyüdüm.Duygusal olarak da fiziksel olarak yalniz bir cocukluk, genclik donemi geçirdim.Annesi babasi olan bir yetim gibiyim.Suan yetiskin ve bir anne olmama rağmen bu hisleri icimden atamıyorum.Sevgi dolu bir ortamda büyüyen cocuklarin yetiskinligi cok farkli, buna gozlerimle sahit olmak beni kahrediyor.Saglikla ortamda buyuyenler hayata 10-0 önde başlıyorlar.Bu hisler nasil tamir olunur bilemiyorum, bazi boşlukları hicbirseyin dolduracagina inanmıyorum.
Babam hastalığı sebebiyle çoğu zaman nefessiz kalırdı kapımıza ambulans gelirdi.Apar topar hastaneye koşardı annem ve babam.Bu sahneler öyle çok ki...onu hep o halleriyle hatırlıyorum.Hicbir güzel anımız yok babamla.Yalnizca eve para getiren birisiydi.Hicbir bağımız yok.Öldü, mezarını ziyaret ediyorum , dua ediyorum onun için vs. Ama çok üzülüyorum; onu özlediğim için değil, bilakis onunla ilgili hiçbir şey hissedemediğim için, onu özleyemediğim için, aklıma birlikte paylaştığımız hiçbir güzel hatıra gelmedigi için üzülüyorum.Annem ise sürekli bu hastalıkla mücadele etmek durumunda kalan, üstüne üstlük iki tane de başına yük olan çocuğu ile tükenmiş, mutsuz, perişan bir kadındı.Herkesin hayatı böyle mutsuz geçiyor zannederdim çocukken.Ama öyle değilmiş sağlıklı ömür surebilenler de varmış.Cocuk kalbim için çok ağır yüklerle yüzleştigimi yeni yeni fark ediyorum.Videoyu henüz izlemedim, izleyeceğim.Sadece yazmak istedim..
Babam ben yokmuşum gibi yaşardı beni hiç görmezdi nispeten sağlıklı olduğu zamanlarında bile.Benim adımı bile bilmediğini düşünürdüm çocuk aklımla.Okul hayatım, arkadaşlarımla olan ilişkilerim hep çekingen, içe kapanık bir çocuk olarak geçip gitti.lise zamanım, üniversite yıllarım...Aslında hiç yaşamadım sanki.
Zeynep hocam, Serdar hocam merhabalar. Sizi keşfettikten sonra oturup en baştan bütün bölümleri izledim ve hepsinde tazelendim, kendime yolculuk yaptım, kendimle kavga ettim, kendimi sevdim.... aynı zamanda özellikle dehb'si olan öğrencilerime daha umutlu bakmayı öğrendim ki bu Serdar hocam sayesinde oldu. Ve yeni bölümleri heyecanla bekliyorum. Emeğinize, bilginize sağlık, sizleri izlemek bir ayrıcalık, sevgiler 💐🙏🏻
Gençler kendinize karṣı hep merhametli olun.Bu hayatta en değerli ṣey, çűnkű baṣkalarıyla olan bűtűn iliṣki hayatınızı,sağlığınızı ve vereceğiniz doğru kararları etkileyecek.Kendine merhametin yoksa defalarca duvara toslayacağını ve tanrının sana bunu zorla yaptıracağını bil.Asla kendinize karṣı katı olmayın.Hayat bilinmezliklerle dolu ve hiçbirṣeyin bir formulű yok.