Senin ilmin yetmez! 

Hırsızlık mı ağır bir suç Zina mı.Sonra planlı bir sömürü olan Ribacılara(ki hırsızlıktan daha ahlaksız ve toplumsal bir durum) şu yapılacak gibi somut bir ceza öngörülmemiş.20 yaşında hırsızlık yapan adaamı 50-60 yıl elsiz kötürüm gezdireceksin.Kuran amaca hikmete ve bütüne uygun şekilde adalet ilkelerine göre yorumlanmalı .En basit vicdan sahibinin kabul etmediği bir bakışı Allah’a yamamak iftira olabilir

SES tonun,anlatış biçimin,türkçeyi güzel konuşman,zengin anlatışın mükemmel..kendinizi dinletiyorsunuz..

"Çok kişiyle konuş, az kişiyle düşün ama tek başına karar al"

Gürkan seni yürekten kutluyorum kardeşim. Allah senden razı olsun. Sana bir tavsiyede bulunmak istiyorum. Bu gittiğin yoldan asla vazgeçme. Seni yıldırmak isteyenler olacak . Tehdit edenler olacak. Rencide edenler hakaret edenler olacak. Bana göre bu dinin daha iyi ve net olarak anlaşılması için senin gibi kardeşlerimize ihtiyacı var. Ve şuna emin ol. Ki zaten eminsin dir. Rabbim bu emeklerini asla boşa çıkarmayacak tır. Ben hep şunu söylüyorum bu insanlar bütün dünya daki leri kastediyorum allahın var olduğunu ve ona inanan herkesi. Tek sıkıntıları var. Allahı tanımıyorlar. Tanımaktan kastım. Kudretli bir ilah olması boyutu değil. Bütün indirdiği kitaplarda aslında kendisinin nasıl bir varlık olduğu nu yani tabiri caizse karakteri ile ilgili bize bilgi veriyor. Senden bir ricam var. Bize allahı anlat. Neden emir veriyor neden tavsiyede bulunuyor . Neden vaadinden dönmez. Neden adaletli neden en iyi tuzak kuran. Neden cezalandırıyor . Neden yalan söylemez. Neden kısas vardır demiş ama buna rağmen affetmen in daha hayırlı olacağını söylemiş. Neden cömert. Şimdi diyceksin ki ya bunlar basit sorular ve cevaplarını da herkes mutlaka biliyordur. Evet aynen öyle. Ama insanlar hep güzel olan traflarini konuşuyorlar. Çok uzattım. Yani allahın ayetlerini meallendiren ve tefsir eden insanların allahı tanımadığı için ihtilafa düştükleri ni düşünüyorum. Zaten farkındaysan bu din peygamber üzerinden geliyor bugüne kadar. İnşallah anlatabilmişimdir. Selametle.

Gürkan bey selam, "Elleri kesmek konusunda" benimde ayrı bir görüşüm var. Henüz inceleme fırsatı bulamadım ama sen çok ayrıntılı ve kanıtlarla cevap veriyorsun. Musa ile Allahın diyaloglarında elini göğsünden çıkartması ve parlak bir el olarak görüldü" gibi bir diyalog var. Burada göğsünden çıkan " ilaham veya vahy" ile eli ise fikiri, tezi, iddası anlıyorum. Yanlış mı düşünüyorum. Bu şekilde bakıldığında iddalarını, tezlerini, fikirlerini kesmek anlamında olabilir mi?

Her saniyesinden akıl akan videolarınız için çok teşekkürler... İnsanların sadece dini değil herhangi başka bir konuyu anlaması için gerekli olan en önemli şey olduğunu düşündüğüm "akıl yürütme sistematiği" ne çok güzel örnek veriyorsunuz.

Guzelbir video pus Gürkan bey yanlız simdilerde uzayinda deniz olabilecegini idea edenler çıktı füzeninin birisinin suya cakildigi video bile yayınladılar birde güneşin ve ayın yuzdugunu söyleyen ayet de var buna ne dersin rahman suresi bin açıklamasına yardım edebilirim güneş ve ayın yuzmesi

merhaba Gürkan, hırsızın cezası ile ilgili Yusuf suresine de bakmanı tavsiye ederim. Yusuf suresinde hırsızlığın cezası alıkonulma yani hapis olarak uygulanıyor.

Acaba 114 derneğinin izmirde şubesi varmı abi yardımcı olursan çok sevinirim.zira çevremde çok az müslüman var.diğer din kardeşlerimle daha yakından görüşmek ve konuşmak istiyorum

(inşaallah okursunuz) ايديهما kelimesine bakış açısında büyük hatanız var.. Edip Yüksel de ya bilmiyor yada bilerek çarpıtıyor sorduğunuz soruyu..ayrıca Arapçayı türkçe ile kıyaslamanız da çok yanlış.. Yani bak türkçe de böyle demek yanlış arapça da böyle diyorsunuz ya bunu kastediyorum.. Hayır her dilin kendine özgü kuralları var hatta o kural diğer dilde yanlış sayılabilir bunun çok örneği var ama konu uzar yazmayacağım... Şimdi geleyim asıl meseleye diyorsunuz ki ايد yani cemi yani eller dediğine göre bir kimseninde 2 den fazla eli olmadığına göre.... Ve buradan devam ediyorsunuz!!! Hatta burasını edip yükselme de sormuşsunuz..!! O da size yanlış bilgi ve yanlış örnekler vermiş!!! (hatta burada a. Bayındır ın açıklaması bile yanlış..) Bakın arapçada kaide şudur Geride iki lafız geçtiğinde onlara gidecek zamirler tesniye olur.. Ayrıca bu tesniye zamire bir lafız(özelliklede insan da bulunan uzuv) izafe edileceğinde ise cemiden izafe edilir.. (kaide in arapçası şu كل شيء يوجد من خلق الإنسان إذا أضيف إلى الإثنين جمع) Biliyorum bunlar sizi tam tatmin etmeyecek bunun için size ayetten buranın tam uyumlu örneğini vereceğim إن تتوبا إلى الله فقد صغت قلوبكما Tahrim 4....dikkat ettiniz mi قلوب diye kalpler dedi... Halbuki iki kişiden bahsediyor!!!??? Yazı ile zor oluyor ama heralde demek istediğimi anladınız.. Görüşünüzü Bina ettiğiniz argüman hatalı..!??! Hemde çok...!?!?

Hazır konusu açılmışken Arapça bilenlere bir soru da benden o zaman. NUR(24):2'deki ceza sadece evlileri mi ilgilendiriyor yoksa evlilik dışı ilişkiye giren herkesi mi? :)

Paylaşım için teşekkür ederim.

Gene Allah razı olsun. Araştırmak, doğruyu aramak güzel şey. Umarım her zaman doğruları bulur ve bize de anlatırsın. Yanlış bir sonuca varman seni kötü yapmaz. Maksadın doğruyu bulmak. Allah ilmini arttırsın inşallah.

Gürkan bu "ilim ilim" dedikleri şey zor da değil. "Sen hadiğğğğs ilmi biliyor musun?" şeklindeki meşhur soru. En sonunda dayanamayıp öğrendim şu "hadiğğğss usulü" dediklerini. En baba "hadis usulü" kitabı 250 sayfa. En kazıkçı üniversite hocasından ortalama zekalı bir insanı sınava sok, yeter ki 15 gün çalışmasına izin ver, usül sınavından 90-95 alır. O yere göğe sığdıramadıkları hadiğğğs usulü dedikleri de bu ha. Cerhi tadili ravisi ıvırı zıvırı bu işte. Kaldı ki "ölü" bir ilim. Hadisler ölü değilse bile hadis ilmi ölü. Hadisler gerekliyse bile "hadis ilmi" ölü. Ne yani bu saatten sonra birilerini çağırıp "ya ben yeni bir hadis derledim bakalım hele sahiğğğğh midir" mi diyeceğiz? Ya da "ben baktım, Buhari bu hadiste yanlış tadil yapmış, bu hadis sahih sayılmamalı" mı diyeceğiz. Buna hemen verilen cevap "olur mu sırf Hanbel'de 27.000 hadiğğğs var". Halbuki söz edilen "usül". Hukuk Fakültesi'nde Ceza Usül dersi gibi. Ceza Usül dersinden geçebilmek için tüm mahkeme içtihatlarını ya da ceza kanunlarını ya da kanun gerekçelerini bilmeniz gerekmez. Saçmadır da zaten. O yüzden hukuk fakültelerinde çoğu Ceza Usül hocası sınavları kanun açık olarak yapar. Yani "hadiğğğğğs ezberleme FETİŞİZMİ"ni saymazsan hadiğğğs usulü de hadiğğğs usulü dedikleri 250 sayfadır. "Bir yerlere not edebileceğim hiçbir şeyi ezberlemem" demiş EINSTEIN, insanın aklını nelere harcamaması gerektiğini ne güzel açıklamış.

Allah sizden razi olsun

Bel fıtığı nereden aklına geldi mübarek =) Şaka bir yana kesinlikle haklı bir benzetme olmuş. Kendimden örnek vereyim; Geçenlerde şiddetli bel ağrısıyla doktora gittim.Uzman Dr. ''Durum acil fıtığın patlamış ve Seni hemen bugün ameliyata almamız gerekiyor diyerek beni ikna etmeye çalıştı. . Bende başka doktorlarında fikrini almak üzere O an için Ameliyat kararından vazgeçtim ve başka doktorlara da görünmek istiyorum hocam diyerek oradan ayrıldım. Gittiğim diğer doktor filmleri inceledi ve 'Sende bel fıtığı yok ki '' neyi alacaktı oradan şimdi merak ettim dedi.(Neler hissettim bir ben bir de ALLAH cc bilir) Sakroik eklem bozukluğu ve AS tanısı koyuldu tedaviye devam ediyoruz.İşin tuhafı yanlış tanıyla beni ameliyat edecek doktorun doktorası vardır yani Profesördü ,Doğru tanıyı koyan diğer doktor sadece uzman doktordu.

Gürkan bey Allah emeklerinizi boşa çıkarmasın maşallah ışık oluyorsunuz bizlere

Gürkan hocam, konu dışında bir şey sormak istiyorum. Cuma namazı cuma süresi 9. Ayette bildirilmiştir ancak vakti bildirilmemiştir. Çağrıldığınız zaman işi gücü bırakın... diye devam ediyor. Şimdi Cuma’yı Kuran’a göre hangi vakit kılacağız. Vakit namazları dışında “çağrıldığımız” herhangi bir zaman da mı? Öyle ise cuma namazı beş vaktin dışında cumaya has fazladan bir namaz mı? Eğer öyle ise cuma günleri namaz sayısı altı mıdır? Eğer cuma namazını öğlen kılacak isek öğlen namazını da ayrıca mı kılacağız? Kuran’a göre cuma namazı nedir? nasıl kılınır? Vakti nedir? Vakit namazları ile mi kılınır? Ayrı bir zaman da mı kılınır vb. Teşekkürler

Dil yaşayan bir kavramsa " Gerçeği sadece Allah bilir. " 1400 yılda kelimeler ve anlamları değişmiştir veya kelimeler kaybolmuştur. Burada olay maddeleri manaya çeviren insan ın güzel duygularıyla muamelesi ve ömrü böyle değerlendirmesidir. Allah ceza veya affediciligin arasındaki seçimleri insanlara sünnetullah da göstermiştir.

Yaklaşık 10'a yakın videonu izledim emeğine sağlık bu videonda kendinle çelişmişsin "bana göre" . Kitap tek başına yeterli bir kaynak ve HERKESİN ANLAMASI İÇİN KOLAYLAŞTIRILMIŞTIR VEYA BASİTLEŞTİRİLMİŞTİR .tezine uyumuyor. o kadar gramer kim öğrenip doğrusu şu muydu diye cevap bulabilir? çok güzel belli bir seviye üzere kitleye anlatıyorsun taktir ve teşekkür ederim

ALLAH razı olsun.

Allah razı olsun, çok faydalı oldu benim için..

Allah sizden de bizlerden de razı olsun.

Merak ettiğim bir sorun var eğer çevirilerde hata varsa yani hırsızın elini kesmek değilde gücünü kesmek anlamındaysa araplar neden el kesme uygulaması yapıyo?

İlmin yetmez kısmı nerede

Allah razı olsun

peygamberimizin uygulaması hakkında bilgi en doğruyu seçmemizi sağlamaz mı..????

Videoda itiraz edilecek noktalar mevcut ama en çok dikkatimi çeken yer, videonun başındaki mantıktı: "Kuran mealleri karşılaştırılarak okunabilir, böylece yapılan izahlar karşısında hangisinin doğru olduğuna Arapça bilmeden de karar verilir". Mevcut mealler ve tefsirler üzerinden bunu yapmak oldukça zor. Şöyle ki: Piyasada bulunan Türkçe meallerin (Tebyinu'l Kuran,Muhammed Esed,Edip Y. ve Mustafa İslamoğlu hariç) diğerleri gerekçeli değil. Çok kısa dipnotlar mevcut ancak buralarda gerekçeler açıklanmıyor. Sadece meal var. Dolayısıyla 4-5 meal dışında diğerlerinde "böyle çevirdim çünkü Arapçası şöyle idi, ben de şöyle bir mana verdim" şeklinde bir izah yok. Doğrudan meal var. Saydığım mealler arasındaki ise; Esed, Edip ve İslamoğlu'nun meallerini tetkik etmiş biri olarak, bu meallerde 6236 ayete göre çok az sayıda ayette teknik izah olduğunu söyleyebilirim. Geriye kalan dipnotlar genelde çevirmenlerin yorumsal izahlarıdır. "Çok teorik gidiyorsun, spesifik örnek ver" derseniz şunu derim: Az önce saydığım 3 meali de açıp okumaya başladığınızda بسم االه الرحمن الرحيم ayetini Fatiha'nın başında görürsünüz. Ancak hiçbiri Arap dilinde فعيل vezninin mübalaa-i ismi fail vezni olduğunu size söylemez ve "Rahman ve Rahim Olan Allah'ın Adıyla" şeklinde çevirir ve devam eder. Oysaki ordaki "Rahim" lafzında mübalağa söz konusudur. Bu örneği büyük bir çeviri hatası yakalamış gibi sunmuyorum tabi ki. Demek istediğim daha Kuran'ın ilk suresinin ilk ayetinde bile mealciler tarafından açıklanmayan hususlar söz konusudur. Dolayısıyla ne kadar çok mealden bakarsak bakalım, ne kadar çok Türkçe tefsiri okursak okuyalım, dili bilmediğimiz sürece Kuran ile aramızda her zaman bir ARACI (yani meali hazırlayan kişi) olacaktır. Çevirmenler az ya da çok kendi görüşlerini meale yansıtırlar. (Bundan beri kalmış bir çeviri yapılabilir mi bilmiyorum açıkçası). Ancak aslından inceleyemeyen birisi "şunun doğru olduğuna inanıyorum" ya da "şu görüş daha doğru" şeklinde bir kanaate vardığında neredeyse tümüyle kişisel görüşlerini, o zamana kadar edindiği bilgileri, hayat tecrübelerini, içinde yaşadığı toplumun geleneklerini buna yansıtmaktadır. Çünkü elindeki Türkçe metinler üzerinden tercih yapacaktır. Kelimelerin asıl anlamlarına kadim lugatlardan bakamamaktadır. İncelediği ayetin irabını yapamamaktadır. Bir çevirmene nazaran bu etki çok daha fazla olacaktır. Biraz uzun oldu. Hakkınızı helal edin (Tebyinu'l Kuran hemen hemen bütün yönleriyle mevcut meal ve tefsirlerden farklıdır. Onun ayrıntısına ve Tebyin'i özel yapan hususlara girmeyeceğim.)

Abi güzel bir bakış açısı var sizde bir de 'sabır ' ile ilgili de bir video paylaşın.

Süper video olmuş.

Harikaaa 👏🏻👏🏻👏🏻

harıkasın tebrık edıyorum

Gürkan kardeşim.. Geleneksel din anlayışına göre çok ama çok tehlikeli tespit ve ispatlar ortaya koyuyorsun. Hani, bu adamı dinlemeyin diyorlar ya, sen bu konuda birinci sıradasin bence. Allah senden razı olsun. Videolarının devamını bekliyoruz....

Hırsızlık meselesinde, ayette 2 kişiden bahsediliyor (kadın hırsız ve erkek hırsız) dolayısıyla 2 kişinin toplamda 4 eli olduğuna göre, kelimenin kullanılan çoğul şeklinin problem teşkil etmediğini iddia ederse birisi cevap ne olur? Kaldı ki neden bir hırsızın sadece tek bir elinin kesileceğini düşünüyoruz? İki eli birden kesilmesine yönelik bir kasıt olamaz mı?

Ufkumu açtı, Allah razı olsun

Saygideger hocam! Ellerin kesilmesi mecazi anlamda olsaydi ayette "cezaen" yani ceza/ bedel olarak buyurulmazdi, ve dikkat edilirse "nekalen", yani "caydirici olarak" seklinde buyurulmakta Sizin anladiginiz sekilde "hirsizin/ hirsizligin önünü kesmek" ceza degil tedbir olurduda ceza ile ilgisi kalmazdi ve caydiriciligida olmazdi. "eydiyehüma" (üc veya daha fazla el anlamindadir) derken sadece "ellerini" diye tercüme edilirse sonundaki "hüma" zamirine itibar edilmeden tercüme edilmis olur, ancak o "hüma" zamirine itibar edilirse "O ikisinin ellerini" seklinde mana vermek gerekir. Iki kisinin toplam dört eli olur, bunu zaten sizde söylediniz ancak iki elin bir hirsizlikta birden kesilmesinin uygun olmayacagini söyledinizki biz Hadiscilerde bu görüsteyiz. Ayet ve Hadislerden cikardigimiz yöntem hirsizlik yapildikca teker teker kesilmesidirki en nihaii neticede Kuranin hirsizlar hakkindaki emir yerine getirilmis olur. Aslinda "keseba" kelimesine bakarsaniz neden böyle yapildigi daha iyi anlasilir. Orada "faale" (takribi mana: yapmak) veya "amile" (takribi mana: islemek) kökünden gelen bir kelime degilde "kesebe" kelimesi kullanilmistir. "Kesebe" ise alistirmak/ kazanmak/ yekün meydana getirmek/ toplamak yani "devamlilik" manasini icerir. Yani hirsiz/hirsizlik devam ettikce ellerin kesilmesi devam eder, ancak teker teker, taki "eydyehumaya" ulasincaya kadar. """Kelime anlama uymaz gramer yapiya uyar""" derken önemli bir hata var. Verdiginiz misallerin bir kisminda zamirden (NAHL:4) bahs ettinizki zamir hakikaten kelimenin binasina uygun olarak getirilir, ancak eydiyehuma daki "Eyd" kelimesi kesinlikle zamir degildir, cemi müzekker mükesserdir, zamiri ise kelimeye ek yapilan "huma" dir ki oda müfred (tek kisi anlamina) degildir tesniyedir (cift kisi), ve hakikaten bakarsaniz "essarigu" ve "essarigatu" kelimeleri iki´dir aynen "huma" zamiri gibi iki anlamini tasirlar. Ama "EYD" (eller) kelimesi zamir degildir. Edip Yüksel beyin dediklerini tam anlamamisda olabilirsiniz. Burun meselesindede... Isra:11 de... mearic:11 de... ZAMIR ele alinmis fakat yine hatirlatayim, eydiyehumadaki "EYD" kelimesi zamir degildir. Ve dikkat! insanin bir burnu vardir onun icin "insan burunlarini her ise sokar" cümlesi rahatsiz eder ancak, birden fazla eli oldugu icin "insan elleriyle yaptigindan mesuldur" cümlesi rahatsiz etmez. Vakit darligindan hepsine cevap veremedim. Umarim faydali olmustur. Tesekkür ederim.

"Hırsızın elleri" demiyor "hırsızların elleri" diyor. Birde istediğiniz kuranı açın o ayet etd değil ydy'dir yani "Elif" ile değil "ye" ile başlıyor

Nerede işinize gelmeyen bir konu var kivirin. Allah 'el' kelimesini kullanırsa insanların ihtilafa dusebilecegini öngörüp daha net anlaşılabilecek bir kelime kullanamıyor mu?

Peki o zaman Yusuf suresi 31. ayette (Mısırlı kadınlar için) ellerini kestiler diyor.Buna ne diyeceksiniz Gürkan bey?

Allahrazı olsun çokisabetili ve inandırıcı yorumyapıyorsun.

El kesme ayeti ile ilgili Edip Yüksel'in yorumu doğru demişsiniz; oysa eyd kelimesinin çoğul olması Arapça da bir kullanımdır benzeri için Tahrim 4 e bakabilir misiniz? فَقَدْ صَغَتْ قُلُوبُكُما ifadesi ile ikinizin kalbi anlamı verilir. Zira izafet terkibinde m.ileyhin tesniye olması muzafin anlamını tesniye yapar. Zira Arapça'da çoğul siga tesniye için de kullanılır. Gürkan bey çalışmalarınızı taktir ediyorum, güzel tespitleriniz var ancak bazı konularda keşke daha iyi araştırma yapsanız. Edip veya bir başkası ile yetinmeseniz. Her defasında eleştirdiğiniz geleneğin ne dediğini biraz daha iyi arastirsanız çok güzel sonuçlar çıkarırsınız. Evet Arapça herşey değil, zaten herşey olsa Kur'an'ı en iyi Arapalar anlardı ama Arap olup da Kur'an bilmeyen çok tanıdığım kişi var. Ancak Arapçasız da bir yere kadar. Yani daha iyi sonuçlar için gerekir. Ayrıca uzmanlık gerektiren bir konuda herkes araştırma yapabilir ama pratikte bu iş dediğiniz gibi değil malesef. Bugün sizin çok basitlestirerek anlatmanizin sebebi, dinleyici kitlenin anlamakta güçlük çekmesinden duyduğunuz endişe değil mi ? Birçok videonuzda "yani yani" diyerek daha da basite indirgemeniz "yeterliliğin" önemini ortaya koymuyor mu? ... oysa siz de biliyorsunuz ki araştırma için en azından, az da olsa literatür bilgisi gerekli.... neyse çok fazla uzattım. Bu mevzu burayı aşar...

sana teşekkür ediyorum. Senin sayende Halis Aydemir gibi biriyle tanışmış oldum. Az daha kendimi sana kaptırıp geleceğimi mahvedecektim. Bir videonda Halis Beyden bahsettiğini gördüm hemen araştırdım. Tarikatlardan boğulmuş bir kişi olarak bana çok iyi geldi. Sadece bunun için Teşekkür etmek istedim. Saygılar

Hırsızlık suçuna ilişkin ayette kadın ve erkek hırsız yerine sadece insan ifadesi kullanılsaydı el kelimesinin çoğul olması gramer kuralları açısından yanlış olurdu. Ancak kadın ve erkek hırsız diye cinslere göre ayrım yapıldığında el kelimesinin de cinslere göre ayarlanarak çoğul yapılması gramer kaideleri açısından yanlış değil. Ayrıca sizin dediğiniz gibi bu ayet "hırsızın gücünü kesin" manasında olsaydı bu, "cezalandırmak için hiçbir şey yapmayın" demekle neredeyse aynı şey olacağı için böylesi bir mananın hiçbir fonksiyonu olmazdı. "Ellerini kesin" manası ise son derece caydırıcı bir ifade olduğu için son derece fonksiyonel. Bunun için mantıken bakıldığında ayetin doğru anlamı bu olmalı. Burada vurgulanması gereken nokta hırsızlık suçuna verilen el kesme cezasının İslamın buluşu olmadığıdır. Kur'anda bu ayet indiği zaman bu ceza zaten normalde hemen her toplumda hırsızlara verilen cezalardan biriydi. Aslında hatta o devirde bu suça bundan çok daha ağır cezalar bile uygulanıyordu. Eğer Kur'an bu suça daha hafif bir ceza önerseydi o zaman profesyonel hırsızların İslama geçerek bu son derece ağır ve caydırıcı cezadan kurtulması mümkün hale gelecekti. Bu ise İslam dininin daha beşikteyken yok olması demekti. Bu ayet rahatça hırsızlık yapmak amacıyla İslama geçmeyi düşünenler için caydırıcı bir anlam taşıyor. Bugün artık bu suça tüm dünyada çok daha hafif cezalar veriliyor olması nedeniyle el kesme cezası, insanlara İslamı acımasız bir dinmiş gibi göstererek bu dinden soğutmak amacıyla bir propaganda vasıtası olarak kullanılıyor. Günümüzde şartlar tamamen değiştiğine göre bugün Müslümanların uygulaması Maide suresinin 38. ayeti yerine aynı surenin 39. ayetinde önerildiği şekilde olmalıdır: "Kim bu haksız davranışından sonra tövbe eder ve halini düzeltirse bilsin ki Allah onun tövbesini kabul eder. Şüphe yok ki Allah çok bağışlayıcı, çok esirgeyicidir." Yani hırsızlar çaldıkları malın bedelini çaldıkları kişiye ödeyene kadar çalıştırılmalı ve ondan sonra tövbe etmeleri halinde salı verilmelidir.

Ben sadece sizin konuşmalarınız dan bir ayet aklıma geldi Allah kullarına zulmetmez ancak İnsan kendi kendine zulmeder bu el kesme konusunda da bu ayetten başka bir şey gelmiyor aklıma yani Allah asla bir kuluna zarar vermek istemez ve zarar vermez size hak veriyorum ama her konuda değil Siz Konuşurken sadece bu ayet aklıma geldi Allah hiçbir kuluna zulmetmez

Elerini" çogul bir kelime dir. Yani birden fazla demek. bir insanda, iki el olduguna göre bu iki el anlamina gelir. Siz bunu güç diye çeviriyorsunuz. Yanliş. Eger öyle olsaydi elerindeki gücü kesiniz diyebilir,di.burada kaçamak yapmayin. Dürüst olun. Direk cevap verin. Kivirmaya gerek yok.

Videoyu tamamen henüz izlemeden yorum yapıyorum şuan ama, başlığı görmüşken söyleyeyim dedim, Arapçayı bilen biri bile arapçayı aslında derinlemesine bilmiyor , bir kavrama odaklanacağı zaman araştırma yaparak o noktaya odaklanıp derinleşiyor. Arapçayı azıcık bilen biri(ki herkes her dilden azıcık bilebilir kolaylıkla.) Aynı şekilde dili konuşmayı bilmese dahi bir kavrama odaklandığında rahatlıkla o kavramın şeceresini ortaya serip doğruya ulaşabilir, kaynakları önüne koyaraktan... Arapça bilenlerin görüşlerini kıyaslayarak ... "Senin ilmin yetmez!" ci bir zihniyet var, aslında bu zihniyet güncel putçuluk yapan şeyhi hocasını yüceltenlerin zihniyeti... Bunlar aklını kullanmayı tercih etmeyen tiplerdir, hileleri zayıftır.

Tm da 3 fazla el anamina geliyo doru soyluyodun irsis kadlnln ve lrsis erken elerini kesin dedinde zaten matematin varsa 4el anamina geliyo

Uzay mekigi düşürebilirmisin hayır, depremi yön değiştirebilirmisin hayır...sakal, cubbe, sarık zaten yok...zikir ehli olmaz 😂

Tamam da şöyle birşey var kadın ve erkekğin Ellerini diyor tek bir şahıstan bahsetse dediğini anlarım burada örnek verirken çoğul kişilere çoğul kelime kullanıyor haksızmıyım bunun kuranda farklı örnekleride var benim bildiğim

İyi de elin kesilmesini nasıl şahsi olarak kabul edip etmeyeyim. Sonucunda hadi ben kesilsin dedim öbürü kesilmesini esas aldı kime göre uygulayacağız? Dini hükümlerde şahsilik saçma oluyor şu durumda. Ayrıca tıp örneği de olmamış o bilim çünkü deneysel ve kişiye özgü olabilir ama dini hükümler toplumsaldır standardı olmalıdır

Harika bir tespit 18:00

Allah ilmivizi artırsın!

Aynen gurkan agbey.bene oyle yaparim uzmana soratim hangisi rasiyonal delili konusursa manyigima uyani secerim

Maşallah

Gürkan abi. Allah kişinin geleceğini bilir mi? Bana bilmesi aklıma yatmıyor. Bilmemesi daha doğru geliyor. Edip Yüksel bu konuda bilir diyor. Abdulaziz Bayındır bilmez diyor. Sen ne diyorsun bu konuda iki tarafında argümanlarını karşılaştırabilir misiniz. Bunun ne önemi var diyeceksiniz. Ama bence çok önemli bir konu, ve ben bu konuda Abdulaziz Bayındırın doğru söylediğini düşünüyorum.

Arkadash,senen bir ricam var. Gir Wikipediaya ve Israil bayraqindaki iki mavi cizginin analamina bak.

4:02-4:50 | Kur'an'a Göre Hırsızın Eli Kesilir Mi?

emegine saglik

Temeli iman olan bir alanda ilmin bahsi mi olur.

Bro uyanık adamsında çok robot gibi anlatıyorsun biraz insan moduna dön bi öneri tabi öneri kaldırabiliyorsan

Gürkan abi çalışmalarınızın devamını bekliyoruz. 2018 yılında Hazreti Muhammed Türkiye'de yaşasaydı ne yapardı ? sorusuna cevap arayanlardanım; veya Hz İsa, Hz. Musa... Neden cevap aradığıma gelince: Ben de aynı şekilde davranmak istiyorum. Bu konu hakkında görüşlerinizi merak ediyorum. Selam ile...

Arapça bilmiyorsaniz, teknik konularda neyi bilmediğinize dair en ufak bir fikriniz yok demektir. Bilgi seviyesi ilk basamakta kalan birine üst basamaklardaki insanların uyarıları etki etmez, edemez! çünkü neyi bilmediğinizi dahi bilmiyorsunuz. Arapça bilmek te yeterli değildir. Türkçe bilen nasıl ki ihtisas gerektiren her konuda bilgin olamıyorsa, örn. Kişi kimya ile ilgili ulaştığı bilgiler ışığında bir fikir sahibi olabilir ama asla kimya uzmanı olduğunu iddia edercesine bu alanda söz sahibi olamaz ve çalışmaları ciddiye alinmaz. O diplomalar kağıt parçası değildir, belli kriterlerde belli eğitim aşamalarından geçmiş bu hususta söz söyleme çalışma yapma yetkisine sahip olunduğunu ifade eder. Ben türküm Zeki Müren in bile sözlerinin %30 unu anlayamiyorum, kaldiki ilk muhatabı Kureyş halkı olan bir kitabın dilini, Arapça teknik inceliklerini bilmeden izah etmek ve yorumlamak büyük vebaldir. Hocacılık hobinize dil uzatmak istemezdim lakin Allah adına bu hususta yetkin olmadan söz söylemenin ağır bir sorumluluk olduğunu hepinize hatırlatmak isterim. Eğer bu vazifedir ve Allah herkesin dogru anlayabilecegi kolay ve korunmuş bir kitap gönderdi derseniz, o halde bende size "çok samimiyseniz ve o kadar kolaysa anlamak, okuyun anladığınızı yaşayın, herkes kendi okuyup anladığını yaşasın size mi kaldı bu kadar kolay bir kitabı millete anlatmak?" derim. Konunun uzmanı olan değerli bir din adamı der ki, Allah muttaki olanı bu kitapla hidayet eder, muttaki olmayanları ise aynı kitapla yoldan çıkarır, kimin muttaki olduğunu ise ancak Allah bilir. Bazen uzman olmak bile yetmez, kitabı doğru anlamanın diğer kriteri muttaki olmaktır. Artık samimiyetinize inanmıyorum, tarihe geçer mısınız bilmem ama her asırda hakikatleri söyleyen ehil kişiler olacağından zerre şüphem yok.

3/14 te insanlara hoş görününen şeyler anlatılıken kadın sayılıken erkek neden sayılmyr???? Yada Rical Arapçada Erkek mi demek yoksa Işveren,Zengin vs. mi? Nisa kadın mı yoksa işçi mi? Sadece kuran diyorsunuz ok ama o kuran ibn-i kesir tarafından yazılan arapça sözlükle çerilmiyr mu. O arapça sözlükler ne kadar güvenli. Ayrıca 4/32, 24/31 baknz

Hiç mi düşünmüyorsunuz

senden cok sey ogrendik be abi. arapca bilmeyipte gercekleri anlatabiliosan diyicek bir sey yok. Sen Allahin dinini dogru anlamamiza yardimci oluyorsun.

Hırsızlık videonuzu silmişsiniz. Videonuzu kalite eksikliği ve hoşnutsuzluk sebeplerinden mi sildiniz yoksa fikrinizden mi vazgeçtiniz?

Gürkan bey konuyu açıklarken tek ve önemli bir noktayı gözden kaçırıyorsunuz. Uzmanlık gerektiren konularda seçim hakkı size aittir amma sizin o konuyu " doğrusu budur" diye başkalarına anlatabilme özgürlüğünü size vermez. Düşünceniz , kabulünüz sizi bağlar. Dolayısıyla bir başkasına anlatmanıza gerekte yoktur. Amma konuyla ilgili yorum beyan edecekseniz konuya vakıf olmanız gerekir. Doktor sizin A hastalığınız için B ilacını kullan demişse bu sizin reçeteniz olabilir bir başkasının değil.

Yusuf / 12:31 bir yutubıra göre kadınlar güçlerini kesmişler :D bilmeyenler için yazayım birebir aynı kelime :D .. benim ilmim yetmez. ama evet :p

Acikca insanlarin ellerini derken tek elden bahsediyor anlam olarak anlamiyormusunuz 😅 kendiniz soyluyorsunuz

Şimdi ikiniz de ey Peygamber eşleri, eğer kalp(lerinizin) matlup olan durumdan kayması sebebiyle Allah’a tövbe ederseniz ne âla!” (Tahrim, 66/4) Muhataplar iki kişi olduğu halde, Kalb kelimesi “Kulûb” şeklinde çoğul olarak kullanılmış

HAC SURESİ 15. ayet mealinde de SÜLEYMANİYE meali 10 numara.

Kuran'a göre el kesmeyle ilgili videoyu keşke kaldırmasaydınız.

Gürkan bey... Alkollü İçkinin hükmü nedir? Kurandan anladığınız biçimde.

Rahman suresi birinci ve ikinci ayetler: 1: Rahman... 2: O öğretti Kur'anı... AKIL ve VİCDAN süzgecinden geçirerek samimi bir şekilde, putçuluk yapmadan yaratanın öğretmenliğine inandığında, O sana öğretmenlik yapar. İSLAM dini barışseverlerin dinidir, ruhban sınıfı yoktur. Herkes istediğini söylemede ve konuşmada özgürdür, kimsenin de tekelinde değildir...

Boşanmak iki taraf içinde helaldir.neden bosanmasindan endişe duyulsunki.erkekte bayanda boşanma hakki vardır.erkek,bayan boşanacak diye bir hiyerarşi içeren bir eylemi uygulamayan neden geçirsin ki.boşanmak istiyorum.tamam eyvallah.veya bosanmak istiyorum.boşanmayalım ,çoluk çocuk var etme eyleme...bukadar.ya bırakılır yada hakemler gelir bosanilmaz..bunun için neden bir işlem uygulasın...dara be ,benim fikrim,sudur,,ne dövmek ,nede evden çıkarmak.bunlar yanlış.yasinde ,vedrip lehum meselen ..derken örnek ber anlamındadır.başbakan kadının başına neler geleceğini,çocukların sonunun ne olacağını örneklerle göster demektir..kadının elinden tutup,boşanan kadınların ,sığınma evlerinde,sevgi evlerin de başına neler geliyor,çocukların yetim kalarak piskolojilerin bozulması,sevgi ve merhametten uzak kalması,kavgayla biten boşanmalar da ,katillerin,hukumlulerin,kabristana ve hapse giden çok kişilerin olacağını,namus ve canının ortada kalıp milletin oyuncağı olacagini,genel evlerdeki,tek yaşayıp maddi sıkıntı çekip kendini satan,kadınları örnek göster diye anlamak gerek.bu benim görüşüm..

Peki Ahzab suresinin 50. Ayeti için ne düşünüyorsunuz? Yâ eyyuhân nebiyyu innâ ahlelnâ leke ezvâcekelletî âteyte ucûrahunne ve mâ meleket yemînuke mimmâ efâallâhu aleyke. Ey nebi, Allah sana ücretlerini verdiğin eşlerini ve ganimet olarak sağ elinin altındakileri helal kıldı.

Gürkan senin telefonun markası nodeli ne

Bilmiyorsanız zikir ehline sorun yani kitap ehline. Bilmiyorsan yahudilere sor

وَلَوْ شَٓاءَ اللّٰهُ لَجَعَلَكُمْ اُمَّةً وَاحِدَةً وَلٰكِنْ يُضِلُّ مَنْ يَشَٓاءُ وَيَهْد۪ي مَنْ يَشَٓاءُۜ وَلَتُسْـَٔلُنَّ عَمَّا كُنْتُمْ تَعْمَلُونَ Bu nahl süresi 93 ayet Bu ayetin çevirisinde arapça bilmelerine rağmen çok azı dışında çoğu mealciler yanlış çeviri yapmışAyette herkes Allah dileseydi sizi bir tek ümmet yapardı. Ancak O dilediğini saptırır dilediğini hidayete erdirir,yaptıklarınızdan dolayı sorguya çekileceksiniz diye çevirmişler.Şimdi bu arapça bilenler böyle çeviri yaptığında sen arapça bilmiyorsan veya asgari düzeyde biliyorsa bu ayetin doğru çevirisinin ne olduğunu nerden bileceksin. Yani asgari düzeyde de olsa arapça bilmek ayeti daha iyi düşünmene yardımcı olacaktır.Şimdi bu ayeti doğru olarak çeviren çok az mealcinin çevirisine bakalım. Allahı dileseydi sizi tek bir ümmet yapardı. Ve lakin Allah sizden kim dalaleti dilerse ona dalaleti kim hidayeti dilerse ona hidayeti verir.Yapıp ettiklerinizden dolayı (amelinizden dolayı) mutlaka hesaba çekileceksiniz. İşte arapçaya az buçuk sahip olunca bu ayetin doğru çevirisinin bu olduğunu için mutmain bir şekilde anlıyorsun.Yoksa mealciler ne derse onu alır ve inanırsın.Bu ayete doğru çeviren mealciler başka bir ayeti yanlış çevirmiş olabilirler.Yani edip de Kur'an çevirilerinde hatalar var.Bunu da bir kenara yazın.

Şimdi her iş bitide sira bunami geldi? Zaten bu ayeti uygulayan yok. Ayip

Epeydir merak ettiğim bir konu. Kur'ana göre dünya düz mü? Geoid mi? Yuvarlak mı ?

nüşüz terkedilmekten korkuyorsanız kadını yatağınıza almayın :D malum yatağa almadığınız kadın size ölümüne bağlı kalır. (arapçam yok){arapçası olmayan bir yutber öle diyor} . :D ben demedim miki dedi.

Abi seni severim. Bir çok görüşünü taktir ediyor tüm videolarını izleyerek seni tanımaya çalışıyorum. Henüz videoyu bitirmeden bu yazıyı yazıyorum. Sormak istediğim şu ; Ne yazsa hırsızın elini kesmemiz gerekirdi. Yani diğer ceza ayetlerini de mi böyle yorumlandınız. Kısas ayetlerini zina edenin cezalandırılmasını. Biz kurana göre yaşamalıyız. Kuranı kendimize uydurmaya çabalarsak diğerlerinden ne farkı var. Ne diyorsa o gerçektir hükümdür. 1 hücremizde bulunan trilyonlarca atomun her bir parçasına hükmedebilecek bir ilahı aynı zamanda evrenlerin tek efendisini mi yargılıyoruz. Yok öyle demiş olamaz diye. En fazla 10 kişiye ceza kesesiniz. Cezanın büyük bir çaydırıcılığı var. Manayı zorlarsak her şey hırsızlıktır. İş yerinde işten kaytarır mesaiden çalarsın dostunun sırrını ifşa eder güvenden çalarsın. Birini öldürür hayatını çalarsın. Manayı zorlamaya örnek işte bu da. Kes diyorsa keselim. Yapamıyorsak dahi tahrif etmeyelim. Şimdi kaldığım yerden dinlemeye devam edecem. Fikrimde bir değişiklik olursa ayrıca belirtirim.

Selam. Ben Aslan Çolakoğlu. Hırsızın elini kesin tavsiyesi konusunda Allah'ın bence ; El insan söylemi insanlığı kast ediyorsa, el hırsız dediğini tahmin ediyorum, yani bence anlamamız gereken: hırsızlığın önünü kesin! Kendinimizi sorgulayarak ilk önce, bence: neden biri hırsızlık yapmak zorunda kaldı? Barışçıl bir insan hırsızlığın yanlış olduğunu ibretlik bir örnekle anlatabilir bir hırsıza ! Anlamak istemzse: Allah mutlaka anlatır, hiç şüphesiz. Elini kesmek bir hırsızın:caniliktir. Hoş görüyü tavsiye eden Yüce Allah caniliği onaylamaz. Bir hırsızın elini kesmek Allah'a güvenmemek demektir, caniliktir, acaba neden diye kendini sorgulamayıp: Allah'ı ve kuranı anlamayıp, cani olup kendisinin günahları için tövbe ile kurtulma beklemesi de yüzsüzlüktür bence;hem insanlara hem Allah'a karşı. Saygılar, sevgiler diliyorum her keze,hoşçakalın.

😁

biz onu arabça bir kuran olarak indirdik. ayeti...... . çok saçmalamışsın seni destekleyenler arabça anlamış olsa arabçanın anlatım sadeliğinin ne türkçede nede ingilizcede olamadığını anlarlardı .

1400 yıl boyunca yanlış çevirilen ve anlaşılan bir kitabın özellikle toplumların hızla değiştiğini de göz önüne alırsak 100 yıl sonra da farklı şekilde çevrilmeyeceğinin kanıtı nedir

Allah`n emir ve yasaklarini ögrenmek icin ne ilmi?

Evet arkadaşlar sapıtmayın

Peki Allah kadınları dövün emri verecek olsaydı nasil bir cümle kurardı?

Usulbiliyor olmak gılifına dahaiyiuydurur demekdir.

Şu selamı düzgün versen sevinirim.

Wikipedia artık yasak deil ben giriyom uygulamasıda var

Hac Suresi 16 . Ayet İşte böylece biz onu apaçık âyetler olarak indirdik. Kuşkusuz Allah dilediğini doğru yola iletir.

Türkçe "elleri" ifadesi karışıklık yaratır. Şöyle ki "Evleri satıldı." cümlesinde eve sahip olan mı çok yoksa eve sahip olan tek de ev mi çok? Yani "onun birden fazla olan evleri" mi yoksa "onların bir adet evleri" mi belli olmaz. Peki hem eve sahip olan hem de ev çok olursa nasıl olur? Değişmez. Yine "Evleri (onların birden fazla olan evleri) satıldı." deriz. Türkçe eskiden üçüncü şahıs için çoğul zamiri ve doğal olarak bu zamire bağlı ekleri bulundurmazdı. Bu sebeple diğer zamirlerde Türkçenin eski bir çokluk eki +z 'yi görürken (ben~biz, sen~siz, arabaM~arabamıZ, eviN~eviniZ gibi) üçüncü şahısta yeni olan +lAr ekini görürüz ki bu da karışıklığa sebep olur. Şahıs üçüncü şahıs olmasa mesela sıkıntı olmaz: "Evimiz satıldı." ve "Evlerim satıldı." İlk cümlede ev tek ama sahip olan çoktur, ikincide de ev çok ama sahip olan tektir. Peki hem eve sahip olan hem de ev çok olsaydı nasıl olurdu? Karışmazdı, çünkü şahıs, üçüncü şahıs değil: "Evlerimiz satıldı." Yeni hem ev birden çok hem de eve sahip olan şahıs birden çoktur. Arapça ifadeye bakarsak اَيْدِيَهُمَا (eydiyehumâ) kelimesinde eyd formu çokluğu ifade eder ve +humâ eki de sahip olanın çokluğunu ifade eder. Ayetin başında "hırsız erkek ve hırsız kadın" dediği için ifade birden fazla oldu. Bu "birden çok" kişinin de "elleri" kastedildiği için ikili çoğulu zaten kullanmaması lazım değil mi? Sevgili Gürkan Kardeşim, bence bu ayeti derinlemesine düşünelim. Hırsızlık üzerine derin düşünmek ve hırsızlığın ("""ELİ""" uzunluk olarak ifade ettiğimiz birinin eşyasını çaktırmadan almayı tutun da """EL"" çabukluğu tırnakçılık gibi başka hırsızlıklara kadar ve de en ağır sonuçları olan idarecilerin yaptıklarına kadar) mahiyetini iyi anlamak gerekiyor. Size vahşice gelebilir ama benim nezdimde KESİN ÇÖZÜM. Hele de günümüz tıbbî gelişmeleri açısından bakınca vahşeti de yok gibi. Pratikteki sonuçları da önümüzde. Cezalar vazgeçirmiyor. Bir insanın bazen bir aylık nafakasını bazen çoluk çocuğunun ihtiyacını o insanı gafil avlayarak alan insanların elinin kesilmesi bana çok adilane geliyor. Tabii açın yiyecek çalmasını nereye koyacağız, tartışırız. Bu ayeti kabullenmeliyiz. Allah'tan bir CEZA ise başımızın üstünde olmalı. Kadınların dövülmesi iddiasının olduğu ayetteki görüşlere katılıyorum. Hatta şöyle ifade edilse daha mı iyi olur? "Ayrılmasından endişelendiğiniz kadınlarınıza güzellikle konuşun (öğüt verin), sonra yatağınızı ayırın, sonra da onları SALIN, BıIRAKIN." Aynı "Örtülerini göğüslerinin üstüne darp etsinler (SALSINLAR, BIRAKSINLAR)" dendiği gibi. Bu arada "salın ya da bırakın" ve "ayrılmak" ifadeleri hem "rahat bırakın" ifadesine göre önemli nüans oluşturur hem de "boşanmak" ifadesine göre...

Yusuf suresi 70-79. Ayetlerde hırsızlık sucunun cezası sizin dediğiniz gibi olduğunu desteklemektedir.

Alimle zalim arasındaki fark uyduruk Emevi dininde tek bir harften de ufak.

edipbeyler cogu yerde sacmaliyor su 19 gibi.kabala ritiellerini bize anlatiyor gercek diye

Cidden komedi yaa:)))

Hırsızın elinin kesilmesi kesinlikle biyolojik manadadır çünkü ayet şu şekilde; (Maide 5/38) وَالسَّارِقُ وَالسَّارِقَةُ فَاقْطَعُوا أَيْدِيَهُمَا جَزَاءً بِمَا كَسَبَا نَكَالًا مِنَ اللَّهِ ۗ وَاللَّهُ عَزِيزٌ حَكِيمٌ Erkek hırsız ile kadın hırsızın ellerini kesin ki kazandıklarına karşılık bir ceza, Allah tarafından bir caydırma olsun. Üstün olan ve doğru kararlar veren Allah’tır. Caydırma diyor Allah orada. Evet gerçekten çok büyük bir caydırıcılık olduğu kesin. Hatta o kadar caydırıcı ki, bazı kimseler bu hükmü kabul edemiyor bir türlü. Ancak ayetin de sonunda dediği gibi Üstün olan ve "doğru kararlar" veren Allah’tır. bize laf düşmez.