@@ozhanaltirikli9548 inanç hiç bir koşulda düşüncenin konusu yapılamaz da demişti hocamız... İnanç işitme ve iman etme üzere var nolur insan yaşamında... Saygılar...
Bazı itirazlarım var: (özellikle eski bazı videolarınıza hepsini ve bu videoyu daha izlemedim) 1. İslamı, iman ve teslimiyeti eleştirerek bizi çağırdığınız hangi ideolojide teslimiyet yok! Deizmin ergence olduğunu izah ediyorsunuz. (Her videonuzu daha izlemedim) Deizmin de ateizmin de teslim olunması gereken aklın açıklamayacağı izahları yok mu, evet var. "İnanmak değil bilmek istiyorum." denir de; bu pozisyonda Kaosun hassas ayar oluşturmasını, ölü maddenin canlıyı, bilinçsizliğin bilinci var etmesini de kimse bilmiyor. Bu bir teslim değil mi? Bilgi inançtan nasıl ayrı tutulur? Bilimin temel varsayımlarından biri bile, varliğın gerçekte var olduğunu kabul etmektir. "Bilimin bir şeyleri izahı zamanla da olabilir. İnsanın hakikat zannettigi de zamanla değişebilir. Ayette de "Üzerinde ayrılığa düştüğünüz şeyleri kıyamet günü size muhakkak açıklayacaktır." (Nahl, 92) Öyleyse şu an bir şeyi açıklayamamak onun batıl olduğuna ateizmde, deizmde delil olmuyorsa dinde niye olsun? Biz belki asırlarca özgürlüğü, hakları deneyimledikten sonra kadim dinlerin hukukunu, ilkelerini daha makul bulmaya da başlayabiliriz... 2. Kuranda politik, ekonomik, ahlaki, toplumsal bir sistematik olmaması gündeme geliyor. Ve de Kuranın kendisinden sonra gelen ulema ile sistematiğe ulaştırılmaya çalışılması Talha bey ile sorun edilmiş. Kuran bir sistematik sunsa idi yine bunu beğenmeyen, reddeden biri olabilirdiniz. Mesele, Kuranın bir sistematik sunması mı yoksa sizi ikna etmesi mi? Sizi ikna etmiyorsa bu Kuranın sorunlu olduğuna kanıt mı? Kuran velev ki bir sistematik sunmadı, sunmayıp fıkıh, akaid gibi usullerle anlama gayreti içine ulema girdi ve Kuran'dan asırlar sonra farklı farklı usuller, fikirler oluştu... Bu durumda Kuranı anlama usulündeki ihtilafların herhangi birini tercih edebilme hakkına kişilerin sahip olması, böylelikle İslam çatısı altında o kişinin kalmaya devam edebiliyor olması Allah'ın insanlara sunduğu bir rahmet, kolaylık niye olamasın? Her insanın fikri, zevki ve hayata bakış açısı farklı. Bu insanların Kuran üzerinden kurulan farklı sistemler ile kendi feyzini alabilmektedir. Hadisi şerifte de "Allah, unuttuğu için değil size olan rahmeti ile bazı meseleleri açıklamadı" buyurulur. 3. Sokratesin, Freudun yüksek zekaları dahi kendini tanıma çabalarına yeterli gelmemiştir diyorsunuz. Varoluşumuzu anlamlandırmak bu kadar kolay olmadı ve olmayacak. Evet deha dahi olsalar fikirlerin, tespitlerin hatalı olabiliyor. Ancak İslam hakkındaki eleştirilerinizi, Kuranı yorumlama tarzınızı aklın kemale erdiği ve varacağı son noktaya ulaştığı bir pozisyondan sunuyorsunuz. Sizin yanılmadığınızın bir kanıtı var mı? Fikirlerinizin, bilinç dışınızın ya da bilincinizin bir tepkiselliği ile oluşmamış olduğuna bizi nasıl ikna edebilirsiniz? Bu sancıları ve süreçleri sizin gibi yaşamış ve İslama tabi olmuş Gazaliden, Bediüzzaman’dan ne gibi farkınız var? Ya da bu isimleri begenmediyseniz Kuranı İslamı inceleyerek araştırarak rasyonel bulmuş ve ateist deist Hristiyan vb iken Müslüman olmuş Prof. Garaudy, Prof. Mattson, Prof. Maurice Bucaille, Prof. Jeffrey Lang, Prof. Atsushi Okuda, Prof. Orhan Terzioğlu, Prof. Colin Turner, Prof. Timothy Winter ve ismini zikretmedigim nicelerinden?
Çok güzel yazmışsınız. Ben de size bazı sorular sormak isterim. 1- Teslimiyetle neyi kastettiginiz pek açık değil ama şunu sorarım size: Bilme aracı olarak akıl bir teslimiyetten ziyade bir tercih değil midir? Artık elinizdeki bilme araçları ile bilmenin sınırına ulaştığınız sandığınız yerde bir teslim olma eylemine girmez misiniz mu anlamda? Yokluktan varlık çıkar demeye getiriyorsunuz da diliniz mi varmıyor? Ölünün canlıya dönüşmesini, Bing bangdan bir "düzenin" oluşmasını yokluğun varlığa dönüşmesi olarak anladığınızı hiç zannetmiyorum. Bilimin yanlışlanabilirlik teorisinin (kesin) doğru bilgiye ulaşmada bir basamak olmaktan çoktan eldeki verilerle bir açıklama ortaya koymayı amaçladığını hatırlatmak isterim. 3- Yanılmamış olmanın kanıtını talep ediyorsunuz? Tanrıdan mucize mi istiyorsunuz yoksa insandan düşünce mi bekliyorsunuz? Bu ifadeniz zannediyorum düşüncelerinizin doğru bir tezahürü değil. Öne sürülen bir önermeyi parçalarına, öncüllerine ayırıp doğruluğunu kendimiz görebiliriz. Öyle değil mi. Selametle.
İNSAN MI DOĞANIN YÖNETİMİ TAKLİTMİŞ. Şaka mı? Doğada KENDİNE zarar veren, yok eden tek bir eylem bulunmaz. Doğada Hayvanlar dahi Doğaya zarar vermez. Kendi zevklerine göre Yaşamazlar. Her İNSANDA farklı farklı anlayış ve Kabul ediş var. Toplum tek bir insandan oluşmadığında toplumsam Tasavvurda Tek olmaz. Din toplumsa değil Kişiye özel bir zevklerin, isteklerin Giderilmesi için arap kabileleri tarafında ortaya çıkartılmıştır. Bu çıkış Aileden başlatılmış sonra Kureyş kabilesini içine almış güçlendikçe, zorla kabul edişler yayıldıkça Mekke ve Çevresini kapsamıştır. Enam 92, Şura 7, Şuara 214 ve Yusuf 2 Araplara özgün ortaya çıkartılmış KONFOR, REFAH kaynağı Hiç bir DİN Felsefenin yanına yaklaşamaz. Evreni Yaratığına, sahibi olduğuna inanılan ALLAH tüm işini gücünü bırakmış Kadınları Dilediğiniz gibi kullanın, onlar sizin tarlanız diye emirler gönderir Hangi ALLAH kişiye Özel tek tek SAYARAK şu kadınları istediğini alabilir şunları alamazsın diye emir gönderir. Kadını Fahişeliğe Zorlayan erkek için tek kelime edilmezken BU İŞE ZORLANAN KADINI af edebileceğini söyler. hiç bir din Temelinde: AKIL, BİLİM, DÜŞÜNCE, ADALET, EŞİTLİK, FEN, MATEMATİK barındırmaz, kabul etmez. Hiç bir dinin temelinde SEVGİ, BARIŞ bulunmaz. Bu değerler bulunsa Dünyanın hali böyle olmazdı. Kadının Saçının, bedeninin Kadının CANINDAN daha değerli oldu bir din olabilir. Kadının eksik, yarım, 2. sınıf gören bir ALLAH ve Din olabilir mi? KENDİ yarattığı İnsana KARŞI: LANET BEDDUA KİN NEFRET İNTİKAM AŞAĞILAMA vb Söylenmesi MAYMUM ve DOMUZA çevirme konuları ayrı bir konu
