Hocam Allah sizden razı olsun. Kanalınızı daha yeni keşfettim çok yararlı oluyor. Uzun cümlelerin terkibinde ve mana vermekte çok zorlanıyordum. Sadece şu videodan bile çok istifade edeceğimi anlıyorum. Allah razı olsun
@ sevgili hocam, beğenmemek elde değil, videolarınızın her biri hazine gibi, hastalığımızı teşhis etmiş mükemmel bir doktorsunuz. sizi bu kadar geç tanıdığım için çok üzgünüm. derslerinizi sistematik bir biçimde tüm ihlal ve ilahiyatta zorunlu okutulmasını talep ediyorum, insanları dil öğrenmekten daha nereye kadar soğutacaklar... elinize sağlık, rabbim uzun ömür versin...
2 года назад
çok teşekkür ederim muhammet kardeşim, Allah razı olsun, istifade ettiğinize çok sevindim, inşaallah herkese hitap eder ve herkes istifade eder. dualarınız daim, istifadeniz bol olsun amin.
أستاذي، هذا الدرس الذي شرحته مفيد جدا لطلبة اللغة العربية. نحن، تلامذة مفتاح العلوم، نحب دروسك القيمة. أطال الله (عز وجل) عمرك، حياك الله يا سيدي. جزاك الله خير الجزاء!
6 лет назад
تعلّموا العربية وعلّموها خدمة للقرآن
6 лет назад
نعم، يا أستاذ! أسأل الله لي ولك التوفيق. في أمان الله سبحانه!
hocam burada cümlenin en son halinde "en ekele" demek yerine "en yeküle" de diyebilir miydik, zira bu "en-i masdariyye" nin hep muzari ile kullanımını gördüm bugüne dek, burada mazinin başına gelmiş, demek ki bu da mümkün onu anladım, peki bu da muzarinin başındaki gibi masdariyye midir ? birde acaba mazi veya muzariyi kullanınca anlam açısından ne gibi ince bir fark var, yani çeviride hangisini kullanacağımızı neye göre belirliyoruz ?
7 лет назад
müevvel mastarın güzelliği bu: EN YE'KULE (yemesi, yiyecek olması: eylem henüz gerçekleşmemiş), EN EKELE (yemesi, yemiş olması: eylem gerçekleşmiş). SONUÇ: EN, fiil cümlesini mastarlaştırır; fiil, muzari kipte gelirse hem mansup olur hem de gelecek zamanlı bir mastar ortaya çıkar. fiil, mazi kipte gelirse geçmiş zamanlı bir mastar oluşur. dolayısıyla EN YE'KULE ile EN EKELE, birbirinden farklı iki müevvel mastardır.
Allah razı olsun hocam bu güzel izahatlarınız için, arapçada bir basamak daha atladığımı düşünüyorum bu izahattan sonra, "abese ve tevella, en caehül ama" ifadesindeki "en" den sonra cae nin gelişide bu hadisenin yaşanıp bitmesinden dolayı mazi ile geldi diyebiliriz o vakit...
Kaç dakikadır yazıyorum sormak için ama yazarken sorularıma kendim cevap buldum galiba ama yine de yazayım dursun o kadar yazdım ileride bakarım kafam yine karışırsa. Hocam, "ve huva yebkii" isim cümlesi olup buna ana cümlenin haber ögesindeki fiil cümlesinin hali dedik ve bu hal ögesi müfred cümle olmadığından dolayı mansupluk alametini gösteremeyiz ve mahallen mansuptur deriz. Benim burada bir şey daha dikkatimi çekti: Eğer ilkin bu cümlenin Arapçasını verseydiniz "huve yebkii" isim cümlesinin başında bulunan vav atıf harfi olduğundan önceki cümleye atfedilmiştir deriz ve " ettaalibu ... emsi" isim cümlesiyle birlikte, bire bir kırık bir çeviri yaparsak şöyle de yazabilir miyiz ? (" Öğrenci ... yazıyor" VE " Öğrenci ağlıyor." dolayısıyla bu öğrenci aynı anda iki eylemi yapıyor, hatta Türkçeye şöyle de çeviremez miyiz? [ "Öğrenci ağlarken .... yazıyor." veya " Öğrenci yazarken ağlıyor." ] haliyle Türkçeye çevirirken ikisinden birini tercih etmek zorundayız; hangisini seçeceğimize nasıl karar verirdik hocam ? Tabii ki ikincisini tercih ederiz, çünkü cümlenin yargısı "yazıyor" nereden anladım, haber ögesi fiil cümlesi ve fiil başta olmalı dolayısıyla başta olan şey yektubu olduğundan yargı da yektubu olur. Diğer husus da şu sayın Hocam: " ve huve yebkii" cümlesi haberdeki fiil cümlesinin hali dedik ve bu cümlenin başındaki "ve huve" yi atsak hal ögesini FİİL CÜMLESİ olarak bırakmış oluruz ve bunun da mansup olma alametini gösteremediğimizden(ÇÜNKÜ CÜMLE)buna da mahallen mansup deriz, yoksa muzari fiil nasp edilebildeğinden bu nasbı gösterebilir miyiz? Bence gösterememiz lazım çünkü cümleler mahallen irap edilir demiştiniz, ayrıca muzari fiil her zaman belli başlı edatlarla nasp ediliyordu, ki burada nasp edici bir edat da yok, ama yine de size sorup tasdik ettireyim dedim :D. Teşekkürler Hocam. Aslında bu satırları yazarken epey süre düşündüm ve hal konusunda neden hatalı olduğumu da sanırım anladım, bendeki bu karışıklığın sebebi hal ögesini bir cümle olarak düşünmedim hiç, aklıma sürekli fetha ile nasp edilmiş tek kelimelik ifadeler geliyor ondan dolayı oldu galiba. Çünkü eğer "ve huve yebkii" yerine "beekii" ismifailini getirseydik bu müfred bir hal olduğundan(cümle olmadığından) nasp alametini mahallen değil artık müfredin türüne göre takdiri veya doğrudan gösterebilecekti.
Hocam biz sınavda karışık verilen kelimelerle cümle oluşturuyoruz o cümlenin isim cümlesi mi fiil cümlesi mi olduğunu nasıl anlıyoruz sıralamak için , isim cümlesinde de eylem bildiren kelimeler varya o yüzden sormak istedim yardımcı olur musunuz 🙂💛🧚
5 месяцев назад
fiilin öznesi, fiilden sonra açık isim olarak geçiyorsa cümle, fiil cümlesi olarak kurulmalı ve fiil, tekil cekimlenmeli ama fiil çoğul cekimlenmisse , isim cümlesi olarak kurulmalı
Normalde fiil fail meful zaman mekan gelmesi lazım değil mi ? Simdi fail fiil meful olmuş?
3 года назад
Türkçe bir fiil cümlesi Arapçaya iki şekilde tercüme edilebilir. 1) fiil+fail+meful.... 2) mübteda+haber Not: Türkçe "özne", Arapçada fiil cümlesinin failine, isim cümlesinin mübteda ögesine karşılık gelir.
Hocam arapçada nesne ve isim tamlaması aynı şey mi ? ilk örnekte "ögrenci şimdi ev ödevini yazıyor. " derken ev ödevine isim tamlaması dediniz bir sonraki örnekte " öğrenci simdi odasında ev ödevini yazıyor." cümlesinde ev ödevi'ne nesne dediniz neden🙂🙇♀️ çalışırken türkçeyi de unuttum galiba biraz 😄
5 месяцев назад
nesne, fiilin bir öğesi. kimi gördün, cevabindaki Aliyi, nesne oluyor. isim tamlaması, tamlanan ve tamlayandan oluşan bir terkip. alinin kalemi, bir isim tamlamasıdır.
Hocam bu haftanın hutbesini arapçasından okurken şu kısımda سنبلغ يوم الخميس القادم يوم العاشر من شهر. محرم والمعروف باسم عاشوراء Bu ibarede والمعروف da vavı ve sonraki mağruf kelimesini iğrab bakımından açıklayabilir misiniz. Şimdiden çok teşekkür ediyorum Allah sizlerden razı olsun değerli hocam.
5 лет назад
سنبلغ fiil ve fail يوم الخميس القادم meful fih öbegi يوم العاشر من شهر محرم والمعروف باسم عاشوراء mefulbih öbegi Meful bih öbegi’nin içinde iki tane sıfat 1. sıfatı: Muharrem ayından (ayının günlerinden biri) olmak: şibih cümlesi 2. sıfatı: Aşûra ismiyle bilinmek/tanınmak vav: atıf harfi, el-ma'rûf: sıfat Yapısal (öge ve elemanları yansıtan) tercümesi: Gelecek Perşembe günü, Muharrem ayından biri olan ve Aşure adıyla bilinen/tanınan/meşhur olan Onuncu güne ulaşacağız. Türkçeleşmiş hali: Gelecek Perşembe günü, Muharrem ayının, Aşure adıyla bilinen/tanınan/meşhur olan Onuncu gününe ulaşacağız.
Hocam her C nekredir kuralına göre min şehri muharrem de şibhi cümle olarak nekradır peki yevmel aşir tamlamasını mağrife kabul etmiyor muyuz?
5 лет назад
vâv: bir atıf harfidir ve peşinden gelen sıfat, vâv'dan önce de bir sıfat olduğunu gösterir. şibih cümlenin marife bir isme sıfat olmasına gelince teknik açıdan bu mümkün görünmüyor, çünkü "Her C, nekradır" kaidesi var. Fakat gerçekte bu ve benzeri problemli durumda şöyle düşünülmeli: marife kelime ile şibih cümlesi olarak gelen SIFAT arasında EL-KÂİN sözcüğü gizlidir. dolayısıyla yukarıdaki ifadenin ASLI şudur: اليوم العاشر الكائن من شهر محرم والمعروف باسم العاشوراء inşaallah, açıklayıcı olmuştur.
Hocam, maksur isimlerin tesniyesi nasıl yapılır? 3 harfli olanlardan elif le yazılasr var, noktasız ya ile var. 4+ harflilerden de elifle olan var, yâ gibi yazılan var, kafam karıştı.
2 года назад
1) kelime sonunda şeddesiz yâ harfi (noktalı) varsa ve kendisinden önceki hareke kesra ise o isme (yani î şeklinde bitenler) mankûs isim denir. الشافِي ، الْمُشْكِي ، المُستَشفِي tesniyesi tek tipte gelir: şâfî, şâfiYâni şâfûne 2) kelime sonunda, fetha'dan sonra elif harfi (elif-i maksûra) varsa o isme (yani â şeklinde bitenler) maksûr isim denir. فَتَى عَصَا مَرْمَى مُستَشفَى üç harfli ise kök harfine göre fetâ fetaYâni fityân/fityetun (üçüncü kök harfi ya'dır); asâ asaVânî isiyyun/asavât (üçüncü kök harfi vav'dır) üçten fazla harfli isimlerde ise tek şekilde gelir: musteşfâ musteşfeYâni musteşfeyât
Hocam 15.30 da vâcibe ellüğütil elarabiyye zincirleme tamlama değil mi yani "ellüğatil" kelimesi hem muzaf hemde muzafun ileyh olduğu için (belki yanılıyorumdur) "el" takısı almasa olur mu ?
6 лет назад
vâcibel lugati (dil ödevi): isim tamlaması / ellugatil Arabiyyeti: sıfat tamlaması / vâcibel lugatil Arabiyyeti: karmaşık tamlama ARAP DİLİ ÖDEVİ /ARAPÇA ÖDEVİ. zincirleme isim tamlaması olabilmesi için EN AZ İKİ TANE MUZAF / muzafun ileyh olmalı.
Hocam هذا dan sonra elif lamlı bir isim gelirse bedel kabul ediyoruz peki bu el takısı alan isim ismi fail gibi müştak olursa هذا kelimesinin sıfatı mı olur. Ör: :قالت إمرأة للخليفة هذا الواقف علي رأسك
5 лет назад
hâza (işaret zamiri)'dan sonra gelen her EL takılı isim, bedel olmaz. TEK BİR ÖGEYE KARŞILIK GELEN bir kelime grubu içinde olmak şartıyla (bu kitap, eskidir) örneğinde olduğu gibi, işaret zamiri ile işaret edilen şey BÜTÜN OLARAK tek bir ögeye karşılık geldiğinde, işaret zamirinden sonra gelen şey (kendisine işaret edilen), işaret zamirinin BEDELi olur. işaret zamirinin bedeli, kesinlikle EL takılı olmak zorundadır. Bu öğrenci, çalışkan. BU ÖĞRENCİ, türkçeye sıfat tamlaması ya da bedel grubu olarak tercüme edilebilir. هذا الطالبُ ، مجتهدٌ. bedel grubu الطالبُ هذا، مجتهدٌ. sıfat tamlaması Vermiş olduğunuz örneğe gelince Yazdığınız cümlenin EKSİKSİZ olduğunu düşünerek, aşağıdaki yorumu yapabilirim: قالت امرأة للخليفة: Bir kadın, Halifeye dedi (fiil+ fâil+ mefulbih gayrı sarih): …. şu da mümkün: Halife’nin bir kadını/karısı dedi (fiil+fail) Aşağıdaki ibareyi CÜMLE sayarsak, şunları söylemek mümkün. هذا الواقف علي رأسك ifadesi için şu iki durum söz konusudur. 1. Bu, başının üstünde durandır. ?? 2. Bu ayakta duran, başının üstündedir. ?? … Önemli olan husus, cümlenin ögesini belirlemek. 1. HÂZA: mübteda, geri kalanı ise haber 2. HÂZÂ’l-VÂKİFU: mübteda (bedel grubu), geri kalanı haber …. El-VÂKIFU HÂZA şeklinde mübteda yaparsanız, mübteda sıfat tamlaması olur. Eğer, ibarenin devamı varsa…. 3. Başının üstünde duran bu (kişi)……. yüklemsiz cümle olur. not: vakafe fiili, durmak, ayakta durmak, bir şeyi vakıf olmak, vakfetmek gibi anlamlara gelebilir….. anlam, metinden çıkarılır.
hocam metinde bir kadın halifeye kendisine yapılan haksızlığı(halifenin oğlu tarafından) anlatınca halifede kadına hasmını getir diyor bunun üzerine bu konuşma yazdığım yerden devam ediyor. Yani hocam haza dan sonraki el takılı kelimenin camid veya müştak olması (ismi fail gibi ) bu el takılı ismin bedel olup olmadığını belirlemiyor değil mi?
5 лет назад
Halife: Hasmını getir. Kadın: (Hasmım), şu başında duran kişi. HASIM (ki mübteda ögesiidir ve mahzuftur), geri kalanı ise haberdir. HABER: هذا الواقف على رأسك bu cümlede el-vâkıf bedeldir, HÂZA ise mübdel minh'tir. asla sıfat olamaz, çünkü sıfat, mevsuftan sonra gelir, önce değil. ALA RA'SİKE ise ismi fail yapısında gelen vâkıf fiilimsinin (fiil gibi cümle öğesi alan ismin) MEFUL FİH ögesidir. Aşağıdakiler üzerinde düşününüz lütfen: من خصمك؟ / أَحْضِرِي خصمك. hasmın kim? / hasmını getir. هذا الواقفُ على رأسك : هذا الذي يقف على رأسك (Hasmın), başının üstünde duran şu (kişi).
@ Allah razı olsun.ozaman cümle ve kelime nasıl yazılır metinleri bulup öğrenmeliyim demi hocam yada tafsiye ettiğiniz bir kitap varmı yazmayı öğrenmek istiyorum.emsile,bina,maksut,avvamil'i biliyorum yazıya gelince sıkıntı var
3 года назад
@@rabiaerdogan5132 akdem yayınlarından arapça kompozisyon çalışma defteri adlı 1 ciltlik bir kitabım ve bu kitabın rağbet yayınlarından 2 ciltlik açıklamalı rehberi var , kesinlikle tavsiye ederim
Benim anlamadığım cümle içinde neden ال takısı kullanılıyor bu konuda kafam karışıyor özel isimlere bile lâm takısı getiriliyor yardımcı olabilirmisiniz
Год назад
EL takısı, nekra bir ismi marife yapmak için kullanılır. bir evde kalıyorum. EVDE kalıyorum. bir adam gördüm. ADAMI gördüm. bir çantanın içinde / ÇANTANIN içinde.... Özel isimler, marifedir. Bir şeye/kişiye hangi adı ve nasıl koyduysan, o sözcük, o haliyle artık özel isim olur. mekke'nin adı Mekke, medinenin adı EL-MEDÎNE... Birisine ad verilirken el takılı ad verirsen, adı EL takılı olur.
Hocam "ogrenci şimdi odasında Arapça ev ödevini yazıyor "kelimesinde arapcada ev odevi nin arasina arapca kelimesini koydunuz ben o mantigi pek anlamyamadim.Neden arapca kelimesini araya koydunuz
4 года назад
Arapça ödevi: isim tamlaması olarak kurulmuş, sonra "eve ait, evle ilgili" anlamında elMenzilî sözcüğü sıfat olarak kullanılmış. elMenzilî kelimesi, ism-i mensub olup, nitelik bildirir ve sıfat olarak kullanılabilir. Türkçe terkibe takılı kalmayın, zihninizi karıştıran şey, Arapça terkibi, Türkçe yapısıymış gibi düşünmeniz.
hocam tek eksigim cumle kuramiyorum ne olur yardim edin bana
6 лет назад
Aysem Can, bütün bu videolar, cümle kurmanıza yönelik, cümle kurmanıza yardımcı olmak için. Arapça öğrenme ve ders çalışma adabı adlı OYNATMA LİSTESİ var, oradan başlamanı tavsiye ederim.
Hocam ben cümle kurmakta çok zorlanıyorum ilahiyat hazrlıktayım ama hiç temelim olmadan başladım bu videoları sarf nahiv hagi sıra ile takip edersem daha iyi olur ne yapmalıyım yardımcı olur musunuz rica etsem
3 года назад
"haydi Arapça cümle kuralım" serisi, "Adım adım arapçaya giriş" serisi, "Arapça cümle kurma çalışması ilitam 1" serisi kesinlikle yardımcı olacaktır. Hemen öğrenilmesi gereken isimler/fiiller serisi de var. Bunlar da işe yaramazsa, ilitam 1 ve ilitam 2 serisini bitirelim. inşaallah. Allah muvaffak kılsın
3 года назад
hazırlık sınıfındaysan, önce adım adım arapçaya giriş serisini sonra, nahiv ve metin okuma kitaplarımızı takip edebilirsin. biz cumhuriyet üniversitesi ilahiyat fakültesinde elkavaidul arabiyyetul muyessera serisini nahiv dersinde, elarabiyye beyne yedeyk serisini metin okuma dersinde okutuyoruz. takip edebilirsiniz.
"ODASINDA", zamirli bir isim tamlaması (yani: onun odasında). Bir ismin sonuna bir zamir eklendiğinde, o isim, marife olur. Yani, odasında derken, oda marifedir, belirlidir. Not: İsim tamlamasında (hakiki izafette) muzaflar, asla EL takısı almazlar. Muzaf el takısı almamışsa, bu, nekra olduğunu göstermez. çünkü, marifeye muzaf isimler, zaten marifedirler.
yazmak fiil olduğu için fiil cumlesi olmaz mı neden isim cumlesi diyorsunuz
4 года назад
Türkçede "... yazıyor" fiil cümlesidir. Arapçada ise يكتبُ الطالب fiil cümlesi (fiil+fail) الطالبُ يكتبُ isim cümlesi (mübteda+haber) şeklinde ifade edilir.
4 года назад
Slaytın başında, Türkçe cümlelerini, Arapça isim cümlesi olarak tercüme ediniz diyor. O sebeple bu şekilde bir açıklama yapmışız.
hoca efendi uzatıyor bizlerin dili konuşmasını ögrenmek amacı duz konuşma yeterli devlet dairesinde çalışacam o yuüzden insanlar ögrenemiyor çok zorlaştırıyorsunuz
Yok hocam gayet açık ve net anlatıyor ben dün hocanın kanalını keşf ettim keşke daha önce keşf etseydim ayrıca hiç kimse gelip zorla dinlemen gerektiğini söylememiş emeğe saygı lütfen böyle hocalarıda zor buluruz Rabb'im sayılarını artırsın.ustelik bu kaliteli hizmetlerinide karşılıksız yapmış teşekkür etmek lazım.